Rahmetli dedemin çocukluğumda Rize de köyümde orman kadastrosu çalışması esnasında görevli memurla konuşmasından atalarımın Sofuoğlu olduğunu öğrendim. Daha sonra bu kişi ile irtibatımız kesildi. Fakat iki sene önce Rize de baba evime gidip biraz tamir yapalım, yazın otururuz derken Nazım Ardeşen diye bir kardeşim köyüme geldi, elinde bir kitapçıkla selam verdi ve “akrabalarımı arıyorum “dediğinde “yanlış geldiniz ben sizin nereden akrabanız oluyorum “dedim.”Senin geçmiş ataların Sofuoğlu değil ,mi” dedi.”Evet geçmişim Sofuoğlu” dedim.O kıvılcımla başlayan serüvenle bir Sofuoğlu sülale derneği kurduk ve bugün sadece Beykoz da 1500’ün üzerinde sülalemden insanların olduğunu biliyorum.2 sene içinde yaptığımız araştırmalarda Rize, Trabzon, Artvin, Erzurum ,Giresun,Sakarya, Sivas,Malatya, Van,Kastamonu Bitlis(Hatta Bitlis in Ahlat Belediye Başkanı) ,Siirt, Konya,Karaman vilayetlerindeki akrabalarımıza ulaştık ve bizzat görüştük.Orta Asya’dan Oğuz Türklerinden olduğumu öğrendim.Orta Asyadan başlayan serüven yurdun her köşesinde olduğumuzu gösteriyor.1956 yılından beri Beykozluyum.1976 yılında başlayan cemiyet hayatımdaki tecrübelerimi bu köşeden sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Soma da ki kazada Hakk’ın rahmetine kavuşan 301 kardeşimize Allah tan rahmet ailelerine sabır diliyorum. Ulusumuzun başı sağ olsun. Bu günlerde Televizyonlarda uzmanlar, siyasetçiler, herkes kaza ile ilgili düşüncelerini anlatıyorlar. Şu iyi bilinmeli ki devletin taşeron personel sistemini mutlaka kaldırması gerekmektedir. Devletimiz sosyal politikaları gereği istihdam sorununu çözmek istiyor ise; önce maliyet, sonra maliyet, illa da maliyet mantığı düşünülmemeli; daha çok kazanan denmektense önce insan, sonra insan, illa da insan ve güvenlik denmelidir.

Kalın sağlıcakla,