Hayrullah Ersayın Kavacık’ın ilk muhtarıydı. Babamın çok yakın arkadaşı benim içinde çok büyük bir insandı beni de evladı gibi severdi. Kavacık’ın mahalle olduğu ilk yıllarda Kavacık’tan körfezden havuzbaşı camine kadar stabilize yol vardı. Gerisi tamamen kışın çamurda yürüyorlardı.
Hayrullah amcada vatandaşların her türlü dilekçe vs konularında bizzat yardımcı oluyor ve ilgili yerlere ulaştırıyordu fakat o çamur yollarda ayağına Karadeniz’de (izlavit) lastik dedikleri ayakkabı pantolonun paçalarını çorapların içine koyar o şekilde Beykoz Kaymakamlığına giderdi.
12 Eylül 1980 ihtilaline kadar bizzat görev yaptı, ihtilalde Beykoz Kaymakamlığına emekli bir Asker atanmıştı ne zaman nerede ne konuşulması gerektiğini değerlendirmeden konuşurdu bir gün muhtarları toplantıya çağırdı ve bir konuşmasında size bir hafta müsaade veriyorum mahallenizde ne kadar kaçak inşaat varsa bana bildireceksiniz demişti. Bende ihtilalden önce Kavacık Kalkındırma Derneği Başkanıydım Hayrullah amcayla ilişkilerim çok iyi olduğundan konuyu bana anlattığında çok sıkıntılıydı ben bu vatandaşları nasıl şikayet ederim diyordu. Bende gençliğin verdiği heyecanla kendisini kaymakama gittiğinde beni bu halk getirdi muhtar yaptı ben nasıl ihbarda bulunurum de demiştim.
Kaymakamla görüşmesinde bunları söylediğinde kaymakam büyük bir öfkeyle ayağa kalkıp aldım seni görevden sen artık muhtar değilsin dedi. Benim düşüncem ise işe yaramamıştı muhtarlıkta bu vesile ile elden gitmişti. İşte sivil yönetimle askeri yönetim arasında mukayese edilemeyecek fark.