Güzel ülkemin birçok yerini gezdim. Gezemediğim çok az vilayet kaldı.
Zeybeğiyle, efesiyle, doğal güzelliğiyle Ege bir başka güzel...
Deniziyle, narenciyesiyle, yörüğüyle, doğal güzelliğiyle Akdeniz bambaşka güzel...
Kültürel yemekleriyle, otlu peyniriyle, baklavasıyla, kebabıyla, Balıklı Gölü’yle medeniyetlerin yaşadığı Peygamberler Şehri Urfa’yla Güneydoğu Anadolu çok güzel...
Cağ kebabıyla, oltu taşıyla, Bitlis’te beş minaresiyle, doğal güzellikleriyle Doğu Anadolu daha bir güzel...
Ülkemin başkentiyle, buram buram kokan Anadolu kültürüyle İç Anadolu bir başka güzel...
Dünyanın en güzel büyükşehirlerinden İstanbul’uyla, yeşil Bursa’sıyla, Kocaeli Sakarya’sıyla, tarih kokan Edirne’siyle Marmara büyüleyici güzel...
Zonguldak’ın taşkömürü, Kastamonu’nun kestanesi ve çekme helvasıyla, Sinop’un kurulduğu adacıkla, ülkemizin 19 Mayıs simgesi olan Samsun’uyla, Ordu Boztepe’siyle, Giresun Kalesi’yle, Trabzon Sümela Manastırı’yla, Uzungöl Yaylası’yla, Gümüşhane Karaca Mağarası’yla ve elbette ki Rize Ayder Yaylası’yla, Zil Kalesi’yle, denizin mavisi, doğanın her türlü yeşiliyle cennet gibi Karadeniz...
Saymakla bitiremeyeceğimiz tüm güzellikleriyle bir başkadır benim memleketim...
Saygılarımla