Beslenme
uzmanları, tıp uzmanları sabah kahvaltısının önemine her zaman dikkat çekerler.
Kahvaltı uyanış güne günaydına eşdeğerdir. Tıpkı sabah saatlerinde içten bir
GÜNAYDIN yazılı veya sözlü bizi ısıttığı gibi.
Kahvaltı,
güler yüzle günaydın o günün ilk yansıyan ışıklarıdır sanki. Güne ısındırır,
umut verir ısındırır yaşama…
2018’de
ilkyazımın konusu bu noktada yaşanan bir hatayla ilgili.
Sabah
saatimi, hazırlanış saatimden tam 1 saat önceye kurarım. Rahatça kahvaltımı
yapar ,kahvemi içer bedenimi güne hazırlarım.
Hazırlanıp
sokağa çıktığımda tanıyıp tanımadığım pek çok insana(esnaflar, temizlik
hizmetleri görevlileri, öğrenciler, toplu taşıma araçlarının sürücüleri...) günaydın der, hayırlı işler dilerim. Şimdiye
kadarda bu pozitif bakış açım, selamlamam bana bir şey kaybettirmedi aksine
kendimi daha da pozitif hissederek güne uyulmadı.
Yukarıda
belirttiğim kendime, sabahıma ilişkin süreç, yaklaşık 4 aydır hiç onaylamadığım
bir olayla darbe alıyor ki olumsuz etkisi sadece beni değil onlarca insanı ve
sadece psikolojik sabah darbesi değil can güvenliği kaygısı olarak sarmalıyor.
Yaklaşık
4 aydır görev yaptığım okula ulaşımda sabah 8-9 aralığında Beykoz –Riva minibüslerini
kullanıyorum. Yolcu kitlesi güzergâhtaki okul sıralanması nedeniyle Fevzi
Çakmak, Akbaba Ticaret ve Spor Lisesi öğrencileri. Riva otobüsleri çok sık
olamaması sebebiyle talep bu minibüs hattına yoğun. Ama sorun sanmayın ki yoğunluk ya da şoför arkadaşların benim meşhur günaydını kabul etmemesi. Sorun
şoför arkadaşlar üzerinde nereden geldiğini tam olarak bilemediğim psikolojik
baskı bunun tezahürü genç şoför arkadaşlarda yaşanan sinir harbi. Ortaçeşme
merkezde bekleyen bir beyefendi ile yaşanan geciktin gecikmedin erken geldin 3
TL cezan
varx ver 10 TL al. Vermem, almam, senin havan kime, kime güveniyorsun
tartışmaları yükselen sesler. Yol boyu süren telefonda tartışmalar ve her gün
!!!
Şimdi
sözüm yetkililere toplu taşıma araçlarının sürücülerinin yolculuklarda (kalkış
ve varışa kadar )bu kadar telefon ile konuşmaları normal mi? Köy güzergâhı olan
bu hatların takibi nasıl yapılıyor. Hele ki her gün kaza haberine gebe olan
Riva yolu.
İkinci
olarak bu süreci bu kadar sinir harbine getiren organizasyonun sorumlusu kim. Hat sahipleri mi, minibüsçüler odası mı?
Evet
biliyoruz para kazanmak zor. Aslanın ağzından midesine giden yolda. Ama canlar
sizlere emanet. Evet yolcu kitleniz gençler, kulaklıkları kulaklarında
yaşananların farkında beklide değiller ya da böyle olmalı diye kabul ediyorlar.
Hayır böyle olamamalı… Ne gencecik meslek seçimini bu yönde yapmış şoför
arkadaş güne böyle başlamalı, ne ben gerginlikler içersin de okuluma
öğrencilerime gitmeliyim. Ne de hayatlarının baharında başlarında kavak yelleri
esen liseli çocuklarımız tehlikeli bu kurgunun 1.25 Kr karşılığı zorunlu bir
parçası olamamalı.
Sevgiyle
kalın…
Tüm
öğrencilere ve eğitimcilere iyi tatiller…