Tokatköy, Yüşa Radyolik civarı, yeşil yayla diye adlandırılan adreste bulunan Bedriye Şişmanoğlu’na ait olan ev, Çevik Kuvvet ve Beykoz Emniyet Müdürlüğünün aldığı önlemle, Orman İşletmesi Şefliği ve Büyükşehir Belediyesi ekiplerince yıkıldı.
Kaçak olarak uzun yıllar önce yapılan ve konut için her türlü gereksinmesi devlet tarafından karşılanan (yol, elektrik, telefon gibi) ev mahkeme kararına dayanılarak, Polisin müdahalesine gerek kalmadan, ev sahibinin de rızası alınarak yıkıldı.
Aynı bölgede yakın zamanda yine mahkeme kararına dayanılarak yıkılan evlerin, devamı olarak yapılan uygulamada, bir yapı sahibinin mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı alması sebebiyle yıkım yapılmadı. Orman İşletmesi yetkililerinin üst mahkemeye olan itirazlarının neticesi gelene kadar beklenmesi gerektiği açıklandı.
Yine Tokatköy’de Milli Emlak Müdürlüğüne ait arazi üzerine yapılan dört yapının yıkımı için olay yerine gelen Defterdarlık yetkilileri, kurumlar arası irtibat eksikliği yüzünden Beykoz Belediyesinden bekledikleri yardım gelmeyince, yıkım gerçekleşemedi. Durum tespiti tutanak ile kayıt altına alınırken, ilerleyen süreçte yıkım işinin gerçekleşeceği öğrenildi.
Vatandaşın uzun yıllardır, oturduğu evde sosyal anlamda rahat etmesi için yardımcı olan devletin bazı kurumlarına karşılık, bir başka kurumlarının da aradan geçen uzun yıllardan sonra yıkım gerçekleştirmesi bölge halkı tarafından eleştirilmekte. Madem bu ev kaçak, vatandaş cahil olabilir ve suça yönelik iş yapmış olabilir. Bu önlemler zamanında alınsaydı, beklide bu aşamaya gelinmeyecekti denilmekte.
Yıkım alanında rastladığımız Tokatköy eski Muhtarı ve aynı zamanda Kent Kültürü Birliğinin Başkanı olan Erkan Atagün’e konu üzerine düşüncesini sorduk.
Erkan Atagün, 17 mayıs gününe ertelenen yıkımlarla ilgili sessizliğimizi koruyoruz, bu konuda ilgili makamlara da düşüncelerimizi söyledik. Bu gün olduğu gibi, bu amaçla yapılan önceki yıkımlarda da söyledik, barınma amaçlı yapılan evlerin yıkılmasına karşıyız, fakat rant amaçlı yapılanlarında yıkılmasından yanayız. Bu arkadaşlarımız ile toplantılar yaptık ve yanlışlarını kendilerine söyledik. Hatta bu davranışlarının barınma amaçlı ev sahibi olanları da zorda bırakacağını belirttik. Bunun üzerine bu arkadaşlarımızın bir çoğu yerlerini yıktılar.
Bizler barınma amaçlı evlerden, alternatif çözüm sunulmadan bir tanesinin bile yıkılmasına karşıyız. Yalnız buradaki insanların birikimlerinden doğan hakları korunur, alternatifler sunulur o zamanda sesimizi çıkartmayız. Yani barınma amaçlı yapılan evlerle, rant amaçlı evlerin ayrıt edilmesi gerekli diyerek konuşmasını bitirdi.
Yıkım esnasında gözlemlediğimiz önemli bir tespit ise, devletin bir kanadı olan,emniyetin olağan üstü önlem alması ve hatta bölgeden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısının bizzat olay yerine gelmesine karşılık, yine devletin bir başka kanadı olan defterdarlık ve belediye yöneticileri arasındaki iletişim anlaşmazlığı yıkım esnasında hat safhada göze battı.