BAHÇELERE DALAN VAAAAAAR!

22-01-2013 11526 13 yorum. Yorum Ekle

Birçoğumuz için yoğun iş hayatı içerisinde ötelediğimiz, öteledikçe uzaklaşıp, uzaklaştıkça ‘varlığından’ tamamen uzaklaştığımız değerler var.

Birkaç yıl önce evimin önünde aracımın arkasına park eden bir araç yüzünden bir saate yakın aradığım araç sahibinin, altı ay önce mahallemize taşınmış ‘komşum’ olduğunu öğrenince dank etti bazı şeyler.

 

Komşumdan bir haber olduğum için, kim olduğunu bilmediğim birini aradım yana yakıla. Yaşadığım yeri biraz gözlemlemiş olsaydım uğraşmayacaktım bu kadar. Doğduğum evde kendi çocuğumu büyütecek kadar ‘yerli’siydim oysa. Yine böyle bir ‘Beykoz’luluk aidiyetiyle katıldığım faaliyetlerde Ozan Derviş ile tanışma fırsatını yakalayıp, kendisi sayesinde tüm Beykoz’u, komşularımı tanıma fırsatı buldum. Ozan Derviş’in nazik bir davetiyle kendimi Doğuş Haber’in köşesinde değil, tam merkezinde buldum. Biraz uzunca bir giriş oldu ama bugüne kadar denenmemiş bir format ile yazıya konu olanın iznini almadan, sohbetlerle bir araya gelmiş biyografi niteliğinde bir konu aktarabilmenin rahatlığının kaynağını bilmenizi istedim.

 

Bir etkinlikte tanışdığım ve uzun zamandır sık sık bir araya geldiğim,   yüksek enerjisi ve hoş sohbetleriyle ruhumu dinlendiren, kendime bir türlü bulaştıramadığım gülüşlerin sahibi adamın,  bir gün anlam veremediğim bir şekilde tükenen enerjisi ve solan gülümsemesinin nedenini, kış güneşinin damla damla çözdüğü buzlar gibi uzun sürede kavrayabildiğim kadarıyla yazmak, tebessüm ve enerjisini geri almak istedim.

Enjekte ettiği hayat enerjisi ve gülümsemesini bir anda geri çekip beni krize sokan adam Erdal Öztürk.

 

Geçtiğimiz haftalarda, yelkovanın bile uykuda olduğu bir saatte ; “sabah 07.30 da Beykoz Korusunda kurumuş yaprakları ezmeye bekliyorum”  mesajının sesiyle uyandırdı beni bu kırsekiz yaşındaki ergen liseli adam. Bir olaya karışıp devlet tarafından izleniyor olsam, hemen her türlü konuya bağlanabilecek bu mesajla en az yirmi yıl yerdim. Takip edilmediğime emin olarak, trafik kameralarına takılmamak için arka yollardan gittim büyük bir merakla.

Kuru yapraklar üzerinde yürürken çıkan çatır çutur sesler dakikalar sonra sıyırdı beni uyku mahrurluğundan. Beykoz Korusu’nda yürüme alanı üzerinde ayağının değmediği bir kuru yaprak gerçektende kalmamıştır.

Kendisi sayesinde, üzerine basıldığında en güzel çıtırdama sesi veren yaprağın İncir ağacı ve asma yaprakları olduğunu öğrendik çok şükür. Sadece en güzel yaprağı değil, haftalardır tebessümünü gölgeleyen şeyin ne olduğu ile ilgili ilk ipuçlarını da öğrendim.

Bu ergen ihtiyarın çocukken daha enerjik ve haylaz olduğunu düşünürdüm, değilmiş. Huysuz ama tatlı bir ihtiyar komşuları varmış, Yunus amca. Yunus amca bahçesine gözü gibi bakarmış. Sabah namazından sonra bahçesine iner, vakit namazları dışında bahçesinden hiç çıkmazmış. Çeşit çeşit meyveleri varmış. İncir ağacının dalları Erdal abilerin bahçeye kadar uzanır ve olgunlaşan meyveler bahçelerine düşermiş. Yine bir ikindi vakti, mahallenin birkaç haylazı Yunus amcanın bahçeye gözünü dikmiş. Yunus amcanın meyvelerini birer birer gasp etmiş bu haylazlar. Erdal abi avazı çıktığı kadar bağırmış ; “ Bahçelere dalan vaaaaaaaar”. Öyle bir bağırmış ki sesi kısılmış. Yunus amca bastonsuz aşağı inmiş. Çocukların kaçarken düşürdükleri incirleri büyük bir özenle toplayan Erdal abi, yine büyük bir gururla uzatmış incirleri Yunus amcaya. Yunus amca tokatı çakıp, bugün halen biri diğerine göre uzun olan kulağından tutarak silkelemiş onu. Haylaz çocuklar Erdal abinin bahçelerinden taarruza geçtiklerinden, çocuklarla bir olduğunu düşünmüş. Rahmetle anıyor Yunus amcayı.

Yürüyüşü sonlandırıp, Erdal abinin arabasıyla kahvaltı yapmak üzere mekan aramaya koyulduk. Çayı çoktan demlenmiş bir mekan ararken, torpido gözünde sürekli kraker bulundurduğunu bilerek daldırdım elimi.

 

Kraker yerine mahkeme celbi gördüm.

“Kimin?” dedim?,

“Benim” dedi.

“Senin ne işin olur mahkemeyle?” dedim,

“Benim değil, onların benle işi var” dedi.

 Uzun uzun konuştuk kahvaltıda. Bu yazıyı sonuna kadar okuyun ve ertelemeyin lütfen. Bu yazıyı gördüğünde kaldırmak isteyebilir.

2007 yılında, Belediyeye ait araziler üzerinde, elektriği ve suyu bağlanmış, bacası tüten, aileleşmiş ve üzerinde ortalama 40 yıl yaşam sürmüş 80-100 haneye, o dönemin Belediye başkanı ve tüm meclis üyelerinin oy birliği ile tapularının verilmesini sağlayan karara imza attıkları için, yine Belediye başkanı ve meclis üyeleri 8 Şubat 2013’de hâkim karşısına çıkacaklar.  40 yıllık yaşanmışlığın hatrına tapulaşma işlemleri başlamış ve tapular peyder pey alınmaya başlanmış  olmasına rağmen,  bu işlemlerin yasal olmadığı gerekçesi ile yargıya taşınması çalışmalara sekte vurmuş. Üstelik bu ‘Beykoz’lulaştırma çalışmasını davaya taşıyanlar, kendi partisinden uyarı ve kınama cezası almışlar, kamuoyuna aydınlatıcı bir açıklama yapılmadan “Bahçelere dalan vaaaaarr” seslenişleriyle aynı partiye ait dört meclis üyesi, kimine göre dörtlü çete, kimine göre dalton kardeşler olarak isimlendirilse de bu dört kişinin, yaratılan kaosa cevap vermemeleri/verememeleri ayrı bir muamma olmuş.

Halen kendisinin de hazine arazisi üzerinde, ön görünümde tapulaşmayı bekleyen babadan kalma bir gecekonduda mütevazı bir yaşam süren bu gönül adamı, eve gelen celbi ailesine, yakınlarına ve en önemlisi çocuklarına anlatabilmekte zorluk çekiyor.

Bu yüzden düşmüş bizim hayat adamının gardı. Tebessümü bu yüzden gölgelenmiş.

Rüzgarlıbahçe’deki tapulaştırma işlemleri nedeni ile 8 Şubat tarihinde hakim önüne çıkacak ve Erdal Öztürk gibi belkide büyük bir kısmı tapulaştırmayı bekleyen evlerde oturan bu grup , %85’i mülkiyet sıkıntısı olan Beykoz için dönemin en sarsıntısız tapulaştırma çalışmalarının ilk temelini attılar.

Bu halk kahramanları,yolsuzluk yapan, ‘hak’ yiyen, gasp eden, hırsızlık yapanların yargılandığı yerde yargılanacaklar.

Haydi Beykoz,  Erdal Öztürk ve beraberinde yargılanacak olan bu  ‘bizden’ adamlara  sahip çık!  8 Şubat 2013’de yargıya vereceğimiz ‘ses’,  2B tapulaştırma süreçlerinde karar mekanizmalarına  ‘nefes’ ve cesaret verecektir.

Beykoz, Beykoz’lularda kalsın... 

Ömer Kasap/Özel Haber




22-01-2013 11526 13 yorum. Yorum Ekle

Yorumlar

M.Talat Karasakaloğlu 22-01-2013

DOĞRULUK-- DÜRÜSTLÜK

Derdimiz doğruluk ise dürüstlük ise bu her yöne doğruluk, her yöne dürüstlük hertkese karşı olmalı!!

60 senedir İSTANBULDA 55 senedir BEYKOZDA ikamet ediyorum....

Şimdi sizlere basit bir hesap yapaçağım... 55X12 ay 660 ay eder mi?

Ben tam 660 aydır çoluk çocuğumun ve ailemin rıskından kesip kira ödüyorum....

Biz hazine arazisi..Belediye arazisi.. Orman arazisi... vs.vs. sahiplenmedik

Biz kamuya karşıda dürüst davrandık... ARAZİ KAPATMADIK HATTA ÜSTÜNE VERGİ ve PRİM ÖDEDİK..

Veee 660 ay bu günkü rayic ile 500 tl den hesaplarsan 330.000 TL. yi kira olarak ödedik..

EYYY DÜRÜSTLÜK ABİDELERİ RANTİYECİLER İŞE BİRDE BU ACIDAN BAKIN VİCDANINIZ RAHAT İSE SİZE SÖYLEYEÇEĞİM TEK
KELİME YOK..

SİZ HUZURU MAHŞERDE VERİLECEK HESABA HAZIRLANIN.

Ömer Kasap 22-01-2013

/1)

Sayın Karasakaloğlu,
2B statüsünde bulunan yerler üzerinde yaşam süren insanlara hediye edilmesini beklemiyor, bu tip yerleri olan Beykoz’lularında böyle bir hayale kapılmasını önermiyoruz. Devletin yerel temsilcilerinin yakın tarihin her döneminde bulunmuş olmasına ragmen, yasal kaydı olmayan alanların üzerinde yerleşim kurmuş insanlara elektrik/su ve yine yaklaşık 10 yıl once doğal gaz bağlantısı yapan ve yine bu alanlar üzerinde yapılaşmış taşınmazlardan emlak vergisi alarak ‘varlığını’ Kabul eden devlet temsilcilerin, varlığı kabul edilerek görmezden gelinmemiş bu yerlerin şimdi görmezden gelinip üçüncü kişilere satılmasına karşıyız.
Devlet, bugüne kadar göz yumarak ‘kazanılmış hak oluşturduğu’ bu alanları üçüncü kişileri ihaleye-

Ömer Kasap 22-01-2013

(2)

-sokmadan kullanıcılarına satıyor olmalı inancındayız.

Bugün, insan nufusunun yogun olmadığı bir coğrafyada başınızı sokacak bir alanı satın almak isteyip sahibini bulamıyor olsanız ve devlet size elektirk/su/doğalgaz bağlıyor olsaydı siz de aynı kazanılmış hakkı kendinizde görüp, üzerinde yaşam kurduğunuz alanının ‘yasallaşması’ için önceliğin size verilmesini beklerdeniz.

2007 yılında Rüzgarlıbahçe'de yapılan çalışmalar, iktidar ve Muhalefet temsilcilerinin ortak vicdani hareketidir ve bu alanı kullanıcılarına hediye etmediler.

Konuya bu yönden bakmanızı rica eder, saygılar sunarım.

M.Talat Karasakaloğlu 22-01-2013

SAYIN KASAP

Olay iktidar ve muhalefet ortak vicdanı hareketi olayı diyerek nitelenecek olay değildir. Olayla ilgili sayfalarca müfettiş raporları, tanık ifadeleri vede neticesinde bir İDDİANAME düzenlenmesi gerekliliği duyulmuştur.

Şimdi bu durumda kimsenin şu suçludur bu suçsuzdur diyemez.. Yada sizin yazınızda belirittiğiniz gibi bazılarının tarafınızdan halk kahramanı ilan edilmesinin nedenlerini açıklamanız gerekecektir.

Kimin malını kime vermeye kendilerinde yetki gördülerse bunun hesabınıda erinmeden cekinmeden yargıya vereceklerdir. Bu gocunacak hayıflanacak bir durum değildir.

Suçu olan cezasını cekecek!! suçsuz beraat edecektir. Hiç kimsenin yargı karşısında ayrıcalığı ve farklılılğı yoktur. Bir takım suni gayretlerede gerek yoktur.

M.Talat Karasakaloğlu 22-01-2013

SAYIN KASAP

Keşke bu fikirlerinizi köşenizde dile getirseydiniz inanın gram müdahale ihtiyacı duymazdım. Ancak haber kısvesi altında bazı arkadaşlarımız malum çevrelerce adlandırılan isimlerle//dörtlü çete// dalton kardeşler// olarak telaffuz etmeniz bende büyük rahatsılık oluşturmuştur.

Konuyu birilerini kahraman, diğerlerini bahçe hırsızı ilan edecek kadar ileriye götürmeniz ve aranızdaki tweetler tamamen taraflı ve tek yönlü düşündüğünüzü kanıtlamaktadır.

Buda YARGIAYA İNTİKAL ETMİŞ bir konuda sizin gibi bir kişinin dahi hatalı davranabileçeğinin en güzel örneğidir.

Tarafıma ulaşırsanız itham ettiğiniz arkadaşlarında olaydaki nedenlerini size anlatmalarını sağlayabilirim.

Lütfen siyasetin BİZANS OYUNLARINDAN uzak durun..

Ömer Kasap 22-01-2013

(1)

Sayın Karasakaloğlu,
"kimine göre dörtlü çete, kimine göre dalton kardeşler olarak isimlendirilse de bu dört kişinin" metninde de açıkça görüldüğü gibi yakıştırılan genel tamlamaları kullanmış olup, kimse için şahsıma ait bir itham kullanmış değililim.

Tweeter accountumda sizin isminizle bir takipçim yok ama, tweeterda yazan herşey dokulmadığı gibi duruyor. okuyucularımız @omerksp accountuna ait yazışmaları takip edebilirler.

Konunun en başında, tapulaştırma çalışmalarında kullanıcılara istisna tanımması konusunda ortak bir noktamız olmadığını anlamış bulunup , bu konu ile iligli eleştirilerinize dönüş yapmıyorum.

Ömer Kasap 22-01-2013

(2)

(2)
Şahsımı yönlendirilmiş, doldurulmuş, kullanışmış sıfatlarıyla itham etmiş bulunuyor olmanızı olgunlukla karşılıyor, yine yazımda belirttiğim gibi bana ait olmayan yakıştırmalar yapılmış, basında da kullanılmış olan sıfatların sahiplerinin dördünü, ev sahipliğini şahsımın yapacağı yemekli bir toplantıda biraraya getirebileceğinizi Söz olarak kabul edip, Şubat ayında görülecek dava öncesi gerçekleştirmenizi önemle rica ediyorum.

Hazırlanan yazıya konu olan isim ile özel dostluğum neticesinde sadece sosyal boyutunu ele almış olduğum yazıya gösterdiğiniz ilgi ve beni mutlu eden Tweeter takipiniz için teşekkürlerimi sunarım.

Saygı ve selamlarımla

ergün asmaoğlu 23-01-2013

HIRSIZLIKTAN NE FARKI VAR

sattığın arazi kimin hazinenin.sen kim oluyorda hazinenin arazisini satıyorsun demezler mi.sorun 1988 yılında tapu tahsis belgesi sahiplerine devredilmek üzere hazine arazileri beykoz bel.bşk.lığına devrediliyor.7 myıl ali zengin-şevket arıkan ve yücel çelikbilek yatıyor tapuları vermiyor ve kasım.1995 te beykoz sit alanı ialan ediliyor ve tapu tahsis belgeleri hükümsüz hale geliyor.bu durumda beykoz bel.bşk.lığı arazileri geri iade etmesi gerekirken bir kısmını üzerindeki gecekonduları yıkmak suretiyle zenginlere satıyor,bir kısmıda halen elinde bulunduruyor.beykoz bel.bşk.lığı yasa dışı yollara sapacağına 1995-2013 yılları arasında bu arazileri hazineye iade etseydi,bugün hiçbir sorun yaşanmayacak ve tapu tahsis belgesi sahipleri2/b yarar

Erdal Öztürk 25-01-2013

Kamuoyuna duyurulur.

Sayın Ömer Kardeşim: yaptığın çalışma ile tarafıma gösterdiğin teveccühe şahsım, ailem ve Beykozlular adına teşekkür ederim. Beykozluluk adına hiç yalnız kalmadık bundan sonra da kalmayacağız inşallah. Beykoz'un mülkiyet ile ilgili sıkıntılarını çok yakından bilmen ve ilgilenmen bir başka tebrik konusudur, seni kutluyorum.
Sayın Talat Abi: size bir başka saygım vardır. Sebebi de bildiğiniz gibi rahmetli Mahmut Yavuz'la olan ortak dostluğumuzdur. Sadece şunu söylemek istiyorum: ilgili kişilerle görüştürüp, bilgilendiririm diyorsunuz ya keşke o dediğiniz ilgili kişiler kamuoyuna gerekli açıklamayı yapsalardı da yazılıp çizilme işleri son bulsaydı.

Erdal Öztürk 25-01-2013

Kamuoyuna duyurulur.

Sayın Ergün Asmaoğlu: Alaattin Köseler'in belediye başkanı olduğu dönemde Beykoz Belediyesi'nde hukuk işleri müdürü olarak görev yapmadınız mı? Tapu tahsis belgesi olan vatandaşların belediye adına olan tapuların iptali ve kendi adına tescili davalarında belediye avukatı olarak savunmada bulunmadınız mı? Rüzgarlıbahçe'deki bazı taşınmazlardaki binalar için yıkım ve tahliye davaları açmadınız mı? Neden o zaman bu yerler maliye hazinesine geri verilmelidir yönünde ilgili birimlere hukuk işleri müdürü olarak yazılı görüş bildirmediniz? Dönemin belediye başkanı Alaattin Köseler'e bu taşınmazların maliye hazinesine geri verilmesini sözlü olarak ifade edip etmediğinizi Alaattin Köseler'e soracağım. Cevap aranacak çok soru var. Geciktirmeyeceğim.

Toplam 13 yorum bulundu. 1-10 arası listeniyor.
Ozan Derviş

BEYKOZLU OLMA ZAMANI

27-03-2024 Yorum yok. 493
Neyir Erkan Şişman

Oylar Sandığa

27-03-2024 Yorum yok. 467
Tekin Toklucu "Ters Köşe"

TÜRK FUTBOLUNDA BİTMEYEN KAOS….

27-03-2024 Yorum yok. 471
Feride Gündüz "Hoş Kalem"

HEY ON BEŞLİ ON BEŞLİ

27-03-2024 Yorum yok. 399
Erdal Uzuner

SEÇİME GİDERKEN

27-03-2024 Yorum yok. 418
Yaprak Akın

KONUT ALMALI MI !

27-03-2024 Yorum yok. 388
Cüneyt Pulant

Alaattin Köseler Gerçeği

27-03-2024 Yorum yok. 412
Hacı Arıcı

BEREKET İKLİMİ

27-02-2024 Yorum yok. 455
Asiye Çakır

ZAMAN VE HAYAT

27-01-2024 Yorum yok. 1069
Tuncay Ünde

SEVGİLİYE MEKTUP

26-12-2023 Yorum yok. 924
Adem Öztürk "Beykoz Sevdalısı"

Ortadoğu Müslüman mı?

25-11-2023 Yorum yok. 785