Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu’nun NAME HABER internet gazetesi köşe yazarı olarak 23 Eylül 2017 tarihli kaleme aldığı köşe yazısını, meslek ilkelerine sağdık kalarak kaynağı olan NAME HABER menşei ile okuyucularımıza aktarıyoruz.
Keşke,
Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu’nun yalın bir dil ile
Beykoz dışından bir yayın kuruluşuna farklı yönleriyle tanıttığı, Ak Parti
İstanbul İl Başkanı Dr. Selim Temurci’yi Ak Parti Beykoz İlçe Başkanlığı,
yapacağı Yerel Basınına özel bir program ile bizlerle buluştursaydı ve sohbet
etme şansımız olsaydı.
Şimdi
belki Ozan ne alaka, durup dururken bir Belediye Başkan Yardımcısının köşe
yazısını ilçe dışından bir yayın kuruluşundan alıp ta yayınlıyor diye kulp
takanlar olabilir.
Onlara da,
takacakları kulp peşinen ellerinde kalsın diye, Sayın Kaşıtoğlu ile hiçbir özel
diyaloğum yoktur. Özel bir bardak çay içmişliğim ve yemek yemişliğim ve ne
şahsıma ne gazeteme nede bir yakınıma herhangi bir belediye inisiyatifli
isteğim olmamıştır.
Ha ne
olmuştur, 20 yıllık radyo ve gazete geçmişimin getirisiyle, gerek kendi
ürettiğim gerekse, çeşitli kişi kurum ve kuruluşların Sayın Kaşıtoğlu’na iletme
konusunda aracı olmamı istedikleri, ayakları yere basan alt yapısı önceden
yapılmış projeler ile karşısına çıktım. Ve Allaha Şükürler olsun ki hiçbir
projeme ilgisiz kalmadı ve hayata geçirme konusunda destek oldu. Bunların hepsi
yaşanmış ve geride kalmış gerçekler olduğu için reklama girmesin diye tek tek
sıralamayacağım.
Kafalarda
soru işareti kalmasın diye, zor bir girizgâhtan sonra sizleri Beykoz Belediye
Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu’nun yazısı ile baş başa bırakırken, NAME
HABER’İN tüm kadrosuna hoşgörü beklentimi ileterek teşekkür etmek istiyorum.
Muharrem
Kaşıtoğlu - İstanbul’un Başkanı Dr.Selim Temurci
AK
Parti ile tanışmam Recep Tayyip Erdoğan isminin arkasına takıldığım 2002
yılının Ocak ayıdır. Beykoz Yenimahalle teşkilatında başladım siyasete. O gün
bugündür partimin çeşitli kademelerinde çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum.
Zamanla pek çok siyasi ile tanışma, bazıları
ile çalışma fırsatı buldum. Her türde insan ile karşılaştım doğal olarak.
İlçe
yöneticileri, Meclis Üyeleri, İl yöneticileri, Genel Merkez yöneticileri,
Milletvekilleri vs.
Halkı ve teşkilatı ile gönül köprüsü kuranlar,
makamı yüksek, gönlü alçak olanları en kalıcı iz bırakanlar oldu.
Bu aralar siyaset arenası oldukça hareketli.
AK Parti’de teşkilat seçimleri gündemde. Belde, İlçe, İl kongreleri arka arkaya
yapılıyor.
Siyasi kıskançlıkların bazı insanlarda hemen hemen
tüm kutsalları yok ettiği günler kapıda.
AK Parti İstanbul Teşkilatı, doğal olarak
ülkemizin en önemli İl teşkilatı ve burada parti disiplinimize rağmen açıktan
olmasa da, perde arkasında daima bir yarış vardır. Bu hep böyle oldu ve böyle
olacak.
Bu çerçevede bir isimden bahsetmek istiyorum.
Şimdiki İl Başkanımız Dr. Selim Temurci. Kendisi ile yakın bir teşrikimesaimiz
yok. Nerede ikamet ettiğini bilmem. Ne yer ne içer bilmem. Kaç evladı var
bilmem. Hangi takımı tutar bilmem. Kitaplarla çok haşır neşir olduğum halde,
Selim Başkan hangi yazarları sever onu da bilmem. Yıllar önce Genel Müdür
olduğu şirkete, sevdiğim bir arkadaşıma kahve içmeye gittiğimde ‘’Muharrem, gel
seni Genel Müdürümüz Selim Bey ile tanıştırayım’’ deyip odasına götürdüğünde
bir merhaba demişliğim vardır.
Yerel yönetimden sorumlu İl Başkan Yardımcımız
olana kadar da bir daha hiç karşılaşmadık. İl Başkanımız olalı da şunun
şurasında az bir zaman oldu. Bu süre içerisinde onunla ilgili pek çok gözlem
yapma şansımız oldu. Gözlemlerimi sübjektif olarak ortaya koymak isterim.
En başa entelektüelliğini koyarım. Dinlerken
anlarsınız birikimini.
Vizyon sahibidir. Yenilikçi yaklaşımları daima
dikkatimi çekti.
Eğitimli, üstelik Boğaziçi'li, yetmemiş
Doktora yapmış. Ve elbette bu nimetlerin hakkını veriyor.
Eski siyasetçi olmamasına rağmen kısa sürede
çok taraflı dinlemeye başladı ve o günden itibaren teşkilatçılık noktasında çok
ama çok yol aldı.
İnsan ilişkilerindeki performansı siyasetçi
kimliğini alabildiğine zenginleştiriyor.
İktidar Parti'sinin İl Başkanı olmasına
rağmen, alçak gönüllülüğü ve samimiyeti dikkat çekiyor.
En büyük siyaset adamı hastalıklarından olan
şovenizmden (hemşehricilik) hastalığından alabildiğine uzak.
Ayrıştırıcı değil, birleştirici. Bir kişinin
bile küstürülmemesi için, küsmüş olanın geri kazandırılması için fedakarlıktan
kaçmıyor ve teşkilatına bu konuda taviz vermiyor.
Teşkilatındaki
farklı düşünceleri, eleştirel yaklaşımları ciddiyetle değerlendirmesi ve
farklılıklardan maksimum fayda sağlaması, onun yöneticiliğini taçlandırıyor.
Dinlemeyi, oflamadan dinlemeyi çok iyi
başarıyor.
Yumuşak
başlı, halim-selim ama gerektiğinde bir Hamza karakterine bürünebiliyor. O
gece, eli silahlı haine ‘’bu odadan ya senin, ya benim cesedim çıkar’’ diye
kükrerken bir Hamza oldu. Selahattin Eyyubi’nin haçlılara karşı ortaya koyduğu
cesaret ve zekanın benzerini O, 15 Temmuz gecesi hain darbecilere karşı ortaya
koydu. 15 Temmuz'un muzaffer komutanlarından olmayı başardı.
Ama yukarıda bahsettiğim gibi, hedeflerine
ulaşmada her şeyi mubah gören, kutsal değerleri yastığın altına koyup üstüne
yatan kafalar, böyle bir adamı bertaraf etme derdinde. Oysa ki, böyle adamların
sayısı az ve onlara çok ama çok iyi bakmalıyız.
Dostluk ve Muhabbetle…
Beykoz,Muharrem Kaşıtoğlu,Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı,Dr. Selim Temurci