Kanlıca Sedat Simavi Ortaokulu ve İlkokulu Müdür Yardımcısı İbrahim Ünal’ın veli toplantısı sırasında darp edildiği iddia edildi.
İbrahim Ünal 4 yıl önce Akbaba İsmail Özseçkin Ortaokulu’nda
görev yaptığı yıllarda husumet yaşadığı öne sürülen veli ile şuanda Müdür
Yardımcısı görevi ile çalıştığı Kanlıca Sedat Simavi Ortaokulu’n da
karşılaşınca veli İbrahim Öğretmen’e darp girişiminde bulunduğu öne sürülerek
basın açıklamasında bulunuldu.
Olay üzerine okul önünde basın açıklaması yapan Eğitim
Bir-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkan Yardımcısı Mehmet Sarımurat Basın
Açıklamasında bulundu. Sarımurat’ın okuduğu basın açıklaması metnini orijinal haliyle
yayınlıyoruz.
ÖĞRETMENİMİZE YAPILAN ŞİDDETİ KINIYORUZ
Saygıdeğer Basın Mensupları, Kıymetli Arkadaşlarım,
"Öğrenci velisi tarafından görevi başında iken
saldırıya uğrayan, hırpalanan, öğrencisini eğitmek ve topluma kazandırmaktan
başka hiçbir amacı olmayan, Sedat Simavi İlkokul, Ortaokul Müdür yardımcısı
İbrahim kardeşimize, öğrencilerimize,
öğretmenlerimize, eğitim çalışanlarımıza ve okul yöneticilerimize Eğitim
Bir-sen Sendikası adına geçmiş olsun
dileklerimizi sunuyoruz. Öğretmene uygulanan şiddetin temelinde; öğretmene olan
saygı ve sevginin azalmasının payı elbette çok büyüktür. Öğretmenine her zaman
büyük değer veren medeniyetten bu
noktaya nasıl geldiğimiz tartışılmalıdır. Bu konuda yetkililere, velilere ve
eğitim kurumlarına çok iş düşüyor. Herkes şunu bilmelidir ki, öğretmen asla
sahipsiz değildir. Bütün gücümüzle arkadaşlarımızın yanında olacak ve arkadaşlarımızın
uğradığı şiddetin takipçisi olacağız.
ÖĞRETMENE SALDIRI, GELECEĞİMİZE YAPILMIŞTIR
Öğretmene saldıranlar bilmedir ki onlar sadece öğretmeni
yaralamakla kalmıyorlar; aynı zamanda geleceklerini de yok ediyorlar. Bir
eğitimciye saldırmak demek aynı zamanda bilime ve ülkenin geleceğine saldırmak
demektir. Bu olaylar bize göstermiştir ki, gerekli önlemler alınmadığı takdirde
eğitim çalışanlarına yönelik bu tarz saldırılar ilk olmadığı gibi sonda
olmayacaktır. Artık yeter diyoruz. Öğretmen ders işleyemez duruma gelmiş.
Öğrenciyi uyarmak bile şiddet kabul edilmiştir. Eğitim Çalışanı
,yöneticisi uğradığı şiddetin hesabını
soramazken ALO 147, BİMER gibi kurumlar öğretmene yönelik şiddeti tetikliyor.
Kulaktan dolma bilgilerle öğretmenler aylarca ıstırap çekiyor. Üç beş veli ağız
birliği ettiğinde öğretmenin canına okunuyor. Danışma hattına dönüştüğü
söylenen ALO 147, şikayet makinesi gibi çalışıyor, bizi canımızdan bezdiriyor.
Bizler ALO 147, BİMER marifetiyle ceza alırken; iftiraya, haksızlığa uğrayan
kamu çalışanı yargıda hakkını aramak için harap oluyor.
Öğrencisini öz evladından farklı görmeyen fedakâr
öğretmenlerimiz maalesef öğrenci ve velilerimizin potansiyel düşmanı haline
getirilmiştir.Öğretmeni itibarsızlaştıran, saygınlığını ortadan kaldıran bu
anlayış bir an önce değiştirilerek öğretmene gereken değer verilmeli ve
öğretmen sahipsiz bırakılmamalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenin yanlışı
karşısında nasıl idari ve hukuki işlemleri hemen başlatıyorsa, öğretmene
yapılan saldırılara karşı da aynı duyarlılıkla öğretmenin yanında yer almalı ve
eğitimcilere yönelik her saldırının sıkı takipçisi olmalıdır. MEB Hukuk
Müşavirliği kanalıyla Yargıya intikal etmiş davalarda kendi personelinin
haklarını sonuna kadar takip etmeli ve savunmalıdır. Bakanlık her geçen gün
artan bu saldırıların ve şiddet olaylarının bir an önce son bulması için
gereğini yapmalıdır.
Öğretmene yapılan saldırılar hakkında bakanlık TBMM'de
düzenleme yapılmasını talep etmelidir. Öğretmene saldıranlar ayrıca eğitim
öğretimi engellemeden de yargılanmalı, Bu şahıslar hakkında; hükmün geriye
bırakılması, cezaların paraya çevrilmesi, cezaların ertelenmesi vs gibi
işlemler uygulanmayarak verilen hapis cezaları bil fiil çektirilmelidir. Milli
Eğitim Bakanlığı yetkilileri, eğitim çalışanlarının sesine kulak vermelidir.
Okullarda eğitim ve öğretim gören öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi, eğitim
çalışanlarımızı ve okul yöneticilerimizi oluşabilecek zararlardan korumak ve
güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri acilen almalıdır
Saygıdeğer Basın Mensupları, Kıymetli Arkadaşlarım,
Birkaç söz de velilere söylemek istiyorum: Kıymetli veliler,
biz eğitim çalışanları olarak vatandaşa yani size hizmet etmek üzere varız.
Canımızı dişimize takarak, yaşadığımız maddi ve manevi birçok sorunu bir kenara
bırakarak sizin çocuklarınızı geleceğe hazırlamaya çalışıyoruz. Zaman zaman
yanlış yapıyor da olabiliriz. Ancak konuşmak, görüşmek yerine şiddete dayalı
metotların kullanılması, en çok da eğitime zarar veriyor. Sürekli şiddet korkusuyla
yaşayan arkadaşlarımızın maalesef motivasyonu bozuluyor. Devlet kadar sizin de
vicdanınıza sesleniyoruz: Gelin, sizin çocuklarınız için fedakarca çalışan
öğretmenlerinize sahip çıkın.
Saygıdeğer Basın Mensupları, Kıymetli Arkadaşlarım,
Eğitimcilere yönelik şiddetin sıkı takipçisi olacağız.
Saldırganların hak ettiği cezayı almaları için var gücümüzle çalışacağız.
Devlet, devletliğini, bakanlık; bakanlığını yapsın; kamu çalışanının uğradığı
şiddete seyirci kalmasın. Caydırıcı nitelik taşımayan cezalar, suçluya cesaret
veriyor; toplum vicdanını yaralıyor. Yargıçlarımız da meseleye bu açıdan
bakmalı, vandalizme geçit vermemelidir.
Arkadaşımız, meslektaşımız İbrahim öğretmenimizin şahsında saldırıya uğrayan tüm eğitimcilere
geçmiş olsun diyor, basın açıklamamıza katılarak mesleğine, meslektaşına sahip
çıkan siz değerli katılımcılara ve kıymetli basın mensuplarına yürekten
teşekkür ediyoruz.
Beykoz,Sedat Simavi Ortaokulu,Sedat Simavi İlkokulu,İbrahim Ünal