Sadece
son 2 ayda manşetler
Çocuk
kayıp.
Çocuk
kaçırıldı.
Çocuk
kaçırılmaya çalışıldı.
Kayıp
çocuğun cesedine ulaşıldı.
Cinsel
tacize (baba, amca, ağabey, dayı, öğretmen, spor koçu, bakkal vs…) uğradığını
ailesine anlattı.
Babası
tarafından annesi ile beraber öldürüldü.
Annesinden
şiddet gördü.
Sokakta
çalışırken dövüldü.
Tecavüz
edildi.
Kız
çocuğuna 3 gün boyunca 12 kişi tecavüz etti.
Boğuluyorum…
Korkmamak mümkün değil. Korumak kollamak imkansıza yakın.
Kime güvenmeli,
kimden korumalı. Tanımadıklarından tamam! O geleneksel, bizim çocukken duyduğumuz
ama ağabey, dayı, amca, öğretmeninden nasıl koruyacağız. Öğretmenine güvenme!
Amcana güvenme diye mi tembihte bulunacağız minicik canlara, yoksa sürekli okul
bahçesinde, aile içinde çocuğumuzun nöbetini mi tutacağız.
Komşuluk
bitti. Yan dairede kim yaşıyor ya da karşı binada ne oluyor nasıl bir insan
yerleşti bilmiyoruz. Bize gelebilecek zarardan bir haber olduğumuz gibi bir kız
çocuğuna onlarca kişinin tecavüzünde evden gelebilecek sesleri garip
hareketliliği görmüyor ya da aman bana ucu değer diyerek üç maymunu uyguluyoruz.
Olay
duyulduğunda profil karartıp, çocukla ilgili birkaç gün paylaşımlarda bulunup
idam, hadım isteğinde bulunuyoruz. Ama ne yazık ki bu yaptıklarımız, yazdıklarımız
bir sonraki acı haberin önüne geçmiyor.
3
önemli çözüm yolu bence çok önemli
1. Mahalle
muhtarlarımız üzerinden tümüyle nüfus müdürlüğüne ve e devlet üzerine alınan süreçlerle
ilgili değişiklikler yapılıp bu konuda muhtarlıklar tekrar etkin kullanılmalı.
2.
Sosyolog, sosyal himet uzmanı, aile danışmanı ünvanlı kişilerden oluşan aile
ekipleri kurulup Aile danışmanı sıfatıyla saha da olmalı (Örnek A sokağın
uzmanı ………….)Uzman kişi sorumlu olduğu sokakta mesaisini harcamalı her türlü
olumsuz durum ve yönlendirmeleri ilgili birime yapabilmeli. Bu arada uzman
kişide sağlıklı bir güvenlik soruşturması ve psikolojik testlere tabi
tutulmalı.
3. Siyasi
partilerimizin mahalle teşkilatları(a,b,c,d partisi bir arada toplumuz için
oturup, kendi mahallerinde çocukları korumak için stratejiler geliştirmeli)
Yüreklerimizin yanmadığı bir ay yaşamak dileğimle.