Dünyamız güneş etrafındaki 365 gün 6 saatlik turunu
tamamlamaya çalışıyor. Ülkemizde ve diğer ülkelerde farklı farklı etkinliklerle
2020’ye merhaba demek için hazırlıklar var. Bizlerde kimimiz doyasıya eğlenerek,
kimimiz yeni yılın huzur, sağlık getirmesi için dua ederek hoş geldin diyeceğiz
2020 yılına.
Tıpkı şirketlerde, kurumlarda olduğu bir yılsonu yaşam
bilançosu benim için önemlidir. Maddi, manevi tüm alanlarda derinlemesine düşünürüm.
Neleri, kimleri kaybettim? Neleri, kimleri kazandım? Hangi hedefleri mi gerçekleştirdim?
Dışarıdan kendime bakmaya çalışırım. Fiziksel olarak geçirdiğim değişim var mı?
Ne kadar “BEN” diyebildim? Benim “BEN”li yaşamım başkalarının “BEN”lerine nasıl
etki etti, ediyor, etmeli mi?
Aslında bu soruların hepsini gün sonunda sormak ve cevaplamak
daha makbul iken yorgunluk zamansızlık der türlü bahanelerle kaçarız bu hesaplaşmadan.
Zordur hem de çok zor kişinin kendini hesaba çekmesi. Maskeli balo tadında
yaşamaya alışmışızdır günleri, bizi yorsa, yıpratsa da... İşte bu yüzden gün
sonu alamadığımız, almadığımız bu hesapları hiç kimse için değil sadece
kendimiz için alalım en ince ayrıntısına kadar. Çocuklarını okula, eşini işe
yolladın, hastanı uyuttun yap çayını
kahveni otur masaya, dışarı çıktın hemen oracıkta otur bir banka veya yatağa
yattığında bu sefer kendin için 1 saat geç gözlerini kapa.
Danışanımız gelir, çoğu getiren sebep yani buzdağının
görünen kısmı ile altında yatan birbirinden çok farklıdır. Örneğin çocuğundan
dert yanan danışanımızın öyküsünde tıpkı onun zamanında çatıştığı anne
babasının aslında bir kopyası olduğunu fark ederiz, eşinin sadece iş odaklı
olduğu ve yoğun çalıştığı şikâyetiyle başvuran çiftimizde görüşmeler
ilerlediğinde fark edilir ki şikâyetçi taraf aslında sürekli diğer tarafa maddi
olarak yetersiz olduğunu hissettirmiştir.
Yukarıdaki görünen neden -gerçek nedenler hayatımızın her
alanı için geçerlidir. Aşırı derece “BEN” e odaklandığımız da gerçek nedenlere
giderek gözlerimizi kısar görünen nedenlere odaklanırız. Görünen nedenlere
odaklanmak ise gerçek problemi gizlediğinden çözümden uzak olup aksine problemi
kısır döngü haline getirmektedir. Somutlaştırmak için yukarıdaki örnekten
hareketle
“eşinin sadece iş odaklı olduğu ve yoğun çalıştığı şikâyetiyle
başvuran çiftimizde görüşmeler ilerlediğinde fark edilir ki şikâyetçi taraf
aslında sürekli diğer tarafa maddi olarak yetersiz olduğunu hissettirmiştir.”
Eşinin evliliklerinin ilk döneminde maddi şikâyetlerini azaltmak isteyen eş ek
işler bulmaya başlamış gelirini yavaş yavaş arttırmaya başlaması eşini mutlu
etmiş alışverişlerde daha rahat olmasını sağlamıştır. Alışverişteki rahat tutum
daha sonra yerini marka seçiciliğine bırakmış, diğer eş bu nedenle ek işte
geçirdiği süreci arttırmış hatta daha sonra işini terk ederek kazancının
artacağı düşüncesiyle belirsiz çalışma saatleri olan ek işini ana iş olarak seçmiştir.
Gelinen nokta ise eş ve çocuklarına yeteri zaman ayırmayan eş, boşanma yolunda
hız yapan şiddetli geçimsizliktir…
Yazımızın başına dönersek eğer, fertler olarak gün sonu
olarak alamıyorsak bile yılsonu olarak kendimize ait yaşam hesap özetlerimizi çıkarma,
manevi –maddi tüm alanlarda meslek yaşantımız, ailedeki, sosyal hayattaki
rolümüzle ilgili derin düşünme zamanı. Benim “BEN” li yaşamım başkalarının
“BEN”lerine nasıl etki etti, ediyor, etmeli mi?
Rabbimden yeni yılın sağlık, huzur ve bereketle gelmesi
duasıyla…