2019’un son
aylarından itibaren, tüm dünya olarak öyle bir Pandemi yaşıyoruz ki, birçoğumuz
evlerde, çalışmak zorunda olanlarımızda zorunlu olarak işlerinin başında.
Okullar
kapalı, öğrenciler evde ve bilgisayarın başında, dalga dalga tüm coğrafyaya
yayılan bu salgın hastalığın insanoğlunun canına, ülkelerin ekonomisine tamiri
güç darbeler indiriyor.
Önce Sağlık
Elbette
sağlık olmadan hiçbir şeyin önemi yok. En kötüsü de bir görünmez ile savaş
halinde oluşumuz. En başlarda bazı Devlet adamlarının açıklamaları virüsü
hafife aldırsa da, gün geçtikçe önümüze gelen dokümanlar olayın vahametini
ortaya çıkarıyordu.
Türkiye
olarak, resmi açıklama ile ilk vaka ile Mart ayının başında tanıştık. Ve hala
normal hayat devam ediyordu. Hatta seyircili maçlar dahi oynandı. Hep birlikte
televizyon karşısına geçmeye başladık. Özellikle İtalya’dan gelen haber ve
görüntüler korkunçtu. Ardından İspanya ve Fransa. Haber programlarda çıkan
uzmanlar da tam ve sağlıklı bilgiler aktaramıyordu ki, Sağlık Bakanlığımız
Türkiye olarak kurduğu Bilim Kurulu ve aldığı önlemlerle gidişatı kontrol
altına almayı başardı. Bu defa bizleri bilgilendirmek için Bilim Kurulu
Üyelerinden bazıları televizyondan almamamız gereken önlemler ve korunmak için
yapacaklarımızı anlaşılır biçimde aktardılar.
İlerleyen
zaman içinde, dünyayı savaş ve işgallerle kasıp kavuran, İngiltere ve ABD’nin
ilk kez aciz kalışına üzülerek..!! Şahit
oluyorduk. Hatta önceleri hiç adı geçmeyen Rusya da bu konuda aciz kalmaya ve maalesef
yüksek ölüm vakaları ve hastalanma verileri ile karşı karşıya kaldı.
Arada,
çatlaklıklar olsa da halk olarak yetkililere yardımcı olduğumuzu düşünüyorum. Günlerce
verilerin PİK yapmasını bekledik durduk. Diğer ülkelerdeki rakamlar ürkütücü
geldikçe tedirgin olmadık ta değil, ancak bazı konuşmacı ve yorumcuların, tıpkı
sosyal ve ekonomik hayatta yaptıkları on milyonluk ülkelerdeki veriler ile 83
milyonluk Türkiye kıyaslama hatası karamsarlıktan öteye bir çaba değildi. Bunu
da grafik ve herkesin anlayacağı tabloları halkımıza açıklayan Bilim Kurulu
Enfeksiyon hastalıkları Prof. Doktorlarımız bertaraf ettiler.
65 ve 20 yaş
gruplarına uygulanan yasaklar, hafta sonları ve tatil günlerinde tüm ülkemize, peşinden 31 ilimize uygulanan seyahat yasağı takip
edince hastalığın seyri kontrol altına alındı. Bunda oluşturulan Filiasyon
ekipleri ve hastalara uygulanan yöntemlerin sonuç vermesi ile ilk günlerdeki
etkisini kaybettiği ve Mutasyona uğrayıp GRİP hastalığı haline dönüştüğü
düşüncesi ile bir takım normalleşmeler başladı. Bayram sonrası da inşallah
semeresini göreceğiz.
YENİ DÖNEM…
Sevgili
okurlarım, hepimizin, endişe, sıkıntı, dinlenme, ekonomik zorluklar yaşayarak
geçirdiğimiz bu Pandemi dönemi sonrası lütfen KONTROLLÜ YAŞAMAYA ve dengeli
beslenmeye dikkat edelim. Birbirimize bu dönemde gösterdiğimiz iyi niyet ve hoşgörüyü
asla kaybetmeyip, tam tersi daha çok kenetlenelim. Belki bir dönem mesafelerimiz
ve duvarlarımız olacak ama zaten temizlik ve hijyen konusunda büyük çoğunluğu
özen gösteren Milletiz bunları abartmadan, her şeyi normal yaşayarak ayakta
kalabiliriz.
Hatta çok
iddialı gelebilir ama tüm dünyada, Pandemi sonrası, İslamiyet’e olan ilginin
artacağını düşünüyorum..!! Nedenler çok ama en önemlisi hijyen, dolayısı ile
temizlik..!! Kutsal dinimizin birinci şartlarından biri ‘’Temizlik’’ ile bu musibetten mümkün olduğu kadar uzak
kalabildik. Hissiyatım bu yönde..!!
Kirli sosyal
medya da birçok söylem paylaşılıyor. Mesela, ’’Ben inanmayı değil, bilmeyi
tercih ederim’’ birde, “İnsanlık aç kalırsa onu din değil, bilim kurtaracak’’
gibi zayıf dimağlarda kafa karıştırıcı, İslam’ı bilime karşıymış gibi
çatıştırmalar ve dahaları olacaktır. Ancak bu ve bunlar gibi Algılara bizim sağduyulu
Halkım daima uyanıktır.
Bazılarımızın
ve özellikle iktidara muhalif olanlarımız, devletin yeteri kadar halkının
yanında olmadığı konusunda şikayetçi olduklarını hepimiz gözlemlemişizdir. Ama
unutmayalım ki, bu ülke bu pandemi sürecinde sağlık konusunda sınıfta kalan
bazı ülkelerin, önüne koyduğu engellerle halkına gerekli desteği verebilecek ekonomik
yapıya bir türlü ulaşamamaktadır. Yüz yıldır ülkemizin kalkınmasına yönelik bu
saldırının son bulmasını diliyorum. Bundan böyle her ülke kendi sınırları
içinde faal olup, işgal ve savaş ortamından uzak, uluslararası barış ve
dayanışma içinde olurlar diye düşünmek istesem de, ZOR..!!
Saygı ve
sevgilerimle