Bilgisayar karşında
ki oğlumun ‘’Anne… Çin, Wuhan bakar mısın?’’ diye seslenmesinin üzerinden
aylar geçti. Birlikte üzülmüş, duacıları olmuştuk O anda aklımıza yaşadığımız
günler belki de hiç gelmemiş ti.
Virüsle
mücadelede 3 ayı geride bırakmaya hazırlanırken şöyle bir düşündüm. Daha önce bilmediğimiz
kavramları öğrendik, deneyimlemediğimiz koşullarda yaşadık, yaşıyoruz.
Mart ayından
bu yana hayatımıza hızla girdi Covit 19, Corona, Vaka Sayısı, Pandemi, Entübe,
İzalasyon, Fibrasyon, Bilim Kurulu, Pik Noktası… Ve beklide bir Sağlık Bakanı’nı
ilk kez bu kadar anlık takip ettik, mimiklerinden haberlerin iyi mi kötü mü
olduğunu çözmeye çalıştık.
Maske
telaşına düştük, hatta olmadı hünerlerimizi sergileyip örgüsü, kumaşı
maskelerimizi yaptık, tarifini paylaştık.
Ekmeğimizi
yapmayı öğrendik, sosyal medyada tür tür yaptığımız ekmekleri yayınlayıp yine
tarif ve püf noktalarını anlattık.
Bu sene
okullarımızı ıssız bırakmak zorunda kaldık. Eba’ya uyum sağlamaya çalıştık. Camilerimiz
boşalmak zorunda kaldı ne yazık ki ve bizler her akşam yatsı ezanı sonrası dualarla
Rabbim ’den yardım için ellerimizi açtık.
20 yaş altı,
65 yaş üzeri sokağa çıkmadık, genel sokağa çıkma yasaklarını yıllarca önce
yapılan tek günlük saat 17.00 gibi biten nüfus sayım yasakları dışında ilk kez
bu kadar yaşadık. Saat 23.59’lar belki de ilk kez bu kadar bizi telaşlandırdı. Ya
son ihtiyaçları alıp eve kaçtık ya da sokağa fırladık. Sarılmadık, görüşmedik
ailemize, arkadaşlarımıza hasret kaldık.
Ve artık
yavaş yavaş rahatlama zamanı. Tam bir rahatlama değil tabiî ki, bir önceki konu
başlığımız gibi hiçbir şey eskisi gibi olmamalı. Ama sürekli felaket senaryoları
içinde de yaşanmamalı. 2. dalga, 3. dalga gelecek. Haziran ayında tekrar
yayılacak, AVM’ler açıldı, berberler, kuaförler açıldı erken. Biz çok güçlü bir
mücadeleden geçtik, geçiyoruz. Covit 19’u korunma yöntemlerini, belirtilerini,
başımıza geldiğinde yapmamız gerekenleri öğrendik. Ekonomimiz, psikolojimiz
için artık adım adım hayata karışmamız şart. Kararlılıkla evlerimizde kalarak
virüse destek vermediğimiz gibi bundan sonra ki normalleşme sürecinde de aynı
kararlılıkla hijyen kurallarına dikkat ederek, sosyal mesafemizi koruyarak,
kapalı alan yerine açık alanları tercih ederek, maske kullanarak ve tabiî ki
felaket senaryoları üretmek yaymak yerine( gereken önlemleri aldıksa) pozitif
düşünerek yeni stil yaşam modelimizle, normalleşmeye başlayabiliriz.
Tekrar virüs
nedeniyle hayatını kaybedenlere Rahmet, halen mücadele eden hastalarımıza şifa,
sağlık çalışanlarımıza güç kuvvet diliyorum.
Tıpkı eski
günlerde olduğu gibi ziyaretlerin yapıldığı, ellerin öpüldüğü, ikramlıklar,
bayramlıklar için koşturulduğu bayramlar erişmek duasıyla… Bayramımız mübarek
olsun.