Dünya
illet bir virüsün pençesinde cebelleşirken, Devletimizin, Tıp Dünyasının,
Manevi Dünyanın yetkililerinin yaptığı bilgilendirmeler devam ederken, istisna
dışındaki bireylerin vurdumduymazlığı, vatandaşlarımızı virüsün ansızın
kapımızı çalmasına ramak kadı gibi psikolojimizi çıkmazın içerisine düşürdü.
Aylardır
Dünya Devletlerinin çözüm arayışlarında ilerleme kaydedilemeyip, çözüm
noktasında hayat kurtaracak bir ilaç imal edilemezken, tüm dünya devletleri ve
tıp otoritelerinin birleştiği ortak noktanın MASKE-MESAFE-HİJYEN olduğu kesin.
Bu üç unsur vatandaş olarak bizlerin çok rahatlıkla yapabileceği akla en uygun
çözüm. Ve bu üç hayati önlem maddelerini uyguladığımızda, bize olan katkılarını
çok iyi bildiğimiz halde, adeta deyim yerindeyse laf olsun torba dolsun mantığı
ile ya göstermelik yapıyoruz ya da yanından bile geçmiyoruz.
O zaman
ne bekliyoruz, çat kapı virüs denen illetin davetsiz misafir olarak evimize
gelmesi için “ey virüs senin çat kapı gelmene gerek yok. Biz özellikle hazırız,
gel bizim misafirimiz ol” diye davetiye çıkartmıyor muyuz.
Unutmayalım,
ateş düştüğü yeri yakıyor sözü tarihsel bir söylev olarak yaşamımızın her
aşamasında önemini korumuştur. Ve Vatandaş olarak bu illetten çevremizde
tanıdıklarımıza yanarken, birçoğumuzun da aile içerisindeki acılarına şahitlik
ediyoruz.
İlet
virüse yakalansan bir dert, ölsen bin dert, yakalansan hastalığın sağlıklı
takip edilemiyor, ölsen kuralına göre defnedilemiyorsun.
Dostlarım
inanın kendi dağarcığımdan çıkan söylevler ile kafanızı karıştırmak istemem ama
bir okusanız belki ilgi alanınıza girerim. Gelin bırakalım Ülkemizin ve Dünya
Devletlerinin aşı çalışmalarını onlar çalışa dursunlar, süreçteki günahları ve
sevapları onların olsun.
Biz
ilçemizde MASKE-MESAFE-HİJYEN konusuna ne kadar dikkat ediyoruz, onun vicdan
muhasebesini yapalım ve bu üç unsuru uygulamak için seferberlik başlatalım. İlk
başta Yerel ve Merkezi Yönetimimizin önlemlerini takip edelim, doğru
gördüklerimizi takdir edip uygulayalım eksik gördüklerimizi eleştirelim,
uyaralım. Mutlaka hepimizin üyesi veya iletişimde olduğu Sivil Toplum
Kuruluşları vardır. Onları konu üzerine çalışmalar yapmaya zorlayalım. Yani
onlardan aşı bulmaları gibi zor bir görev istemeyelim. Lakin sürecin
atlatılması ile önlemlerin uygulanması adına bilgilendirmeler yapmalarını ve
dikkat çekmelerini isteyelim.
Genel
bir söz vardır, taşınamayacak yük yüklenilmemeli diye, işte tam da konunun
orasındayız. Gönlüme düşen sıkıntıları siz değerli dostlarım ile paylaşma
gereği duydum.
Dostlarım
gelin önce biz bize yetmeye çalışalım inanın, bu MASKE-MESAFE-HİJYEN yükünü biz
taşırız.