12 ile 20 yaşları aralığında
hızla değişen fiziki görünümün değişimi yanında duygusal çalkantıların bolca
yaşandığı çocuklukla erişkinlik arasında yer alan dönem Ergenlik.
Son yıllarda bolca adının
bunalımla beraber anılmasıyla ‘’Biz sanki genç olmadık. Biz öyle ergenlik
bunalımı falan yaşamadık ‘’ eleştirilerine maruz kalınan dönem.
Fiziksel değişimler gözle
görülür olması sebebiyle gerektiğinde müdahale edilebilecek konular.
Ya içte duygu ve düşünceler de
yaşanan değişimler.
Öncelikle belirtilen
dönemler, akademik anlamda ölçüme tabi
tutuldukları ve bu ölçümler neticesinde meslek seçimlerini yapıldığı,
dolayısıyla gelecekteki toplumsal rollerin seçildiği dönemler. Bu dönemde LGS
ile ortaöğrenim şeklini belirleyen genç, 18 yaşlarında üniversite sınavı ile gelecekteki
rolüne, statüsüne ulaşma yolcuğunda son adımlarına geliyor.
Gencimizin değişen fiziksel
görünümü çoğu zaman televizyon ekranlarında, internette paylaşılan görsellerle
uyumlu olmayabiliyor. Görünümüyle, hayallerini süsleyen, model görüntü
arasındaki fark pek çok duygusal çalkantıya sebep oluyor ki başta kilo
problemleri geliyor. Bilinçsiz diyetler, zayıflamaya yönelik ekstra ürün
kullanımları ve yediğini çıkartma olarak basitçe tarif edebileceğimiz hayati
sonuçları olan Bulimia… Peki, bu
olumsuzluklara yönelmeden önce çocuğumuza nasıl destek olabiliriz? Öncelikle
ortaya çıkan yeni fiziksel görünüme karşılık fikirlerini öğrenmek son derece önemli.
Kilosuna yönelik kaygılarını, yine çok sık yaşanan cilt sorunlarını, tıpkı
onların hassasiyeti ile önemsemek (önemli bir sorun olarak görmesek bile )bu
konuda nasıl adımlar atabileceği konusunda rehberlik etmek veya bir uzmana
danışması konusunda desteklemek son derece faydalı bir yaklaşım olacaktır.
Hayallere
büyük tutku ile sahip çıkıldığı ve gerçeğe dönüştürme konusunda en büyük eforun
sarf edildiği, hayaller uğruna her türlü riskin göze alınabildiği bu dönemde
hedefler konusunda iyi bir dinleyici olabilmek önemlidir. Hayallerin var olması
ve hayallere ulaşma çabası hayatın her dönemi için çok önemli bir enerji kaynağıdır.
Fakat hayallerin gerçekle tamamıyla kopuk olması hayal kırıklıklarını
beraberinde getirmektedir. Ebeveynler olarak hayallerini dinlemek, kesin
itirazlardan veya tamamıyla hayallere ortak olmaktan kaçınarak, olur olmazları bilerek,
o doğrultuda telkinlerde bulunmamız önemlidir. Bu konu sıkça yaşanan problem
olduğundan bir örnekle açıklamak daha anlaşılır olacaktır. 11 ve 12. Sınıflarda
sayısal alanda başarı gösteremeyen çocuğumuzun tıp alanındaki hayallerini desteklemek,
yaşayacağı kırılmaya ortak olmaktır. Bunun yerine çocuğumuzun zevk aldığı ve
başarılı olduğu alanları bilerek alternatif ve gerçekçi hedefler oluşturmasına
destek vermek son derece kıymetlidir.
Karşı
cinse yönelen duygu yoğunluğu ve onun karşılık bulması cinsiyetini tescil
etmenin bir yoludur bu dönemde. Aynı zamanda beğenilme, onay hayat bulur, flört
ilişkilerinde. Bu noktada çağımızda yapılan bir önemli hatalar ise çok erken
yaşlarda çocuğumuzun flört durumunu sorgulamak, ‘’erkekler peşinden ayrılmıyor ‘’veya
‘’çok canlar yakacak’’ gibi sözde iltifatlarla sürece dâhil olmaktır. Bunlarla
da kalmayıp çoğu zaman çocuklarının flörtleri ile tanışan ebeveyn örnekleri
duymaktayız ki bu sözde modernleşme adımı büyük hataları da beraber getirmektedir.
Karşı cinse duyulan ilgi son derece doğal olmakla birlikte yukarıdaki gibi
teşvik edici cümleler ya da tanışma organizasyonları doğal sürece ağır bir
darbe olmaktadır. Ergenlik sürecinde cinsellik konusunda bu tür motivasyona
uğrayan gençlerimiz hayatlarının organizasyon sürecinde problem yaşamakta
merkeze almaları gereken eğitim ve mesleki yaşantılarına yönelik çalışmalar
sekteye uğramaktadır. Ebeveynler bu süreçte tıpkı hayaller sürecinde olduğu
gibi ne ortaya net bir ret ediş koymalı, ne de flört ilişkisine dâhil olma
duruşu sergilememelidir.14 yaşındaki çocuğumuzun romantik duygular beslediği
kişi hakkında anne baba ile aynı anda paylaşımda bulunması yerine cinsiyet
konusunda aile içindeki modelleri ile paylaşımda bulunması (kızların anne ve
abla ile erkeklerin baba veya ağabey ile konuşmasının sağlanması –ebeveynlerden öğrenen tarafın bunu diğer
ebeveynle paylaşması ) çok daha sağlıklı
olacaktır. Size anlatmasına izin verin, olumlu olumsuz yönleri hakkında bilgi aktarmasına,
ne zaman, ne kadar görüştükleri konusunda bilgi vermesine olanak sağlayın,
meraklı tavırlar içerisinde olmaktan kaçınarak, fazla paylaşıma set koyarak bu
konuda çizginizi net olarak ortaya koyun, öncelik sıralaması konusunda ufak
hatırlatmalar teşviklerde bulunun.
Sevgiyle,
sağlıkla…