Çoğu zaman farkına dahi
varmadığımız ve değerini bilmediğimiz en basit eylem, nefes alabilmek!
Dünya kaynakları bencilce
israf edilip hoyratça yok edilince, ya da bireyler topluma zulmedip
azgınlaştıkça, bir de bakıyoruz ki dünyanın denge sistemi devreye
giriveriyor.
Ne zamanki aldığımız her
nefeste diğerlerinin de faydasını gözetecek şekilde nefes alırız ve
hareket ederiz, o zaman Korona denen başımızdaki bela, çekip gider diye
düşünüyorum.
Üçüncü bin yılda hiç bir şey
eskisi gibi olmayacağa benziyor, olmamalı da. Bundan böyle iyilik ve
kötülüğün mücadelesine daha çok tanıklık edeceğiz. Hatta içinde olacağız.
İçine girmeye çalıştığımız
üçüncü bin yılda, hayal edebildiklerimizin çok daha ötesinde şeyler mümkün
görünüyor. Eskide ısrar eden, değişim ve esnekliğe uyum sağlayamayan ya da
direnç gösteren modern insanların büyük bir kısmı, düşünceleri ve inançlarıyla
birlikte bu bin yılda yok olup gidecekler.
Bana kalırsa , yaşananlara
katı bir biçimde direnmek yerine onu akılcı bir biçimde kabullenmek ,sadece
akışa uymak değil, onu benimseyip yapıcı bir biçimde kullanabilmek gerekir..
Bir yandan öğrenip gelişirken ve önümüzde olanı etkili bir biçimde ele alırken,
diğer yandan; kendimizi, insanları, durumları kabullenmek hayat kurtarır.
Hem evrende oluşan
değişimlere uyum sağlamak için hem de hayatın akışında karşılaştığımız günlük
durumlar için esnek bir bakış açısı mutlaka gereklidir.
Hayatın bize vermeye
çalıştığı derslere karşı salt direnç göstermek yerine onu anlayabilmeyi öğrenmeliyiz
artık.
Evrendeki bunca varoluş,
değişim ve dönüşüm içerisinde en nihayet; her şey ben'im ama hiç bir şey benim
değil anlayışına evrildiğimizde, refaha ve müthiş güzel duygulara, hafiflik,
huzur ve özgürlük hissine de ulaşacağız.
Şu anda yaşadığımız ilahi
infazdan umuyorum ki dersimizi alarak kurtuluruz. Yoksa...
Sağlıcakla kalın, selam saygı
muhabbetle huzurlu yarınlar efendim.