Ey benim koca bir kurum içerisinde numunelik, yüze dost kalbe hain eski ama eskimeyen dostum. Aklın sıra basın etik kuralları, fotoğraf ve ses kayıtları konularında ders vermeye kalkmışsın.

İyi de güzel kardeşim onca yıl mektep medrese görmüşsün, mürekkep yalamışsın, yabancı dilini bülbüller gibi kullanıyormuşsun, bu meziyetlerini kullansan da herkes yararlansa kötümü olur.

Bence, çok iyi olur ama sen bu meziyetlerini hem olumsuz hem kontrolsüz kullanmaya inat ediyorsun. Kaldı ki şahsın ile ilgili, gazete manşetlerine çıkan fotoğrafçılık ile ilgili mesleğinin adını argo cümlelerle dile getirip insan onuru ve şerefi ile ilgili iddialara cevap vermemişken, bir başka kurumun kendisi ile ilgili çıkan her türlü habere cevap verecek mekanizması varken, onlar adına konuyu tırmandırıyor gözükmen beni hiç ilgilendirmiyor. Sadece bu konuyu okuyucularımızın iyi değerlendirdiğine eminim.

Amma velâkin ses kayıt cihazları konusunda ders verirken şunları unuttuğunu, hem bizzat size hem de çok değerli okuyucularımızın bilgisine haddim olmayarak aktarmak istiyorum.

— Beykoz’da habere giden hangi kurum özel ses kaydı cihazı kullanıyor görmek isterim.
— Bizzat sen çalıştığın kurumda işe başladığından itibaren günümüze kadar ve halen ses kaydı yerine küçük fotoğraf makineni kullanmıyor musun ( arşivimiz bu makinenin görüntüleri ile dolu.)
— Masanın üzerinde duran fotoğraf makinesinin kayıt adına tüm görsel ışıklarının yandığı açıkça belli ve o makine fotoğraf çekmek için olsa fotoğraf çeken kişinin elinde olurdu. Kaldı ki ses kaydı yapan fotoğraf makinesini masanın üzerine koyan muhabir, diğer makinesi ile 50 kareye yakın fotoğraf çekmiştir. Yani ses kaydı yapan makine, o toplantının protokol bölümünde oturan insanların önüne, bu bir fotoğraf makinesidir sizde canınız istediği zaman karşınızdaki insanları çekin diye koyulmamıştır.
— Kaldı ki Beykoz’da sizde çok şahit oldunuz ki, çekim yapılırken çekime itiraz edenlerin olduğunu veya belli bir zaman sonra bu aşamasını kayda almayın diyenlerin olduğu birçok kez yaşanmış bir gerçekken, bu görüşme de hiç böyle bir uyarı gelmemiştir.
— Yani Beykoz’da tüm basın ( Beykoz dışından gelen ve gazetecilik okulu mezunu bir kişi hariç oda seçim dönemi Beykoz’da kaldı şimdi yok) kayıt işlemini teknoloji harikası olan küçük fotoğraf makineleri ile yapmaktalar.

Velhasıl kelam yüze dost kalbe hain dostum, bu yazıyı kelama almakla çok iyi etmişsin, sen zaten bu konuda ustasın. Geçmişte de okuyucularıma anlatmaya çalıştığım ama bazı bölümlerini bir türlü açamadığım, fakat senin bu kel alaka açıklamaların sonrasında yazım güm olmasın diye cevap vermek zorunda olduğum için konunun detaylarını, sayende tüm çıplaklığı ile ortaya koyma şansı bulmuştum.

İyi ki varsın be yüzden dost kalpten hain dostum, bu arada dilinden düşürmediğin aşırı kilolarımı diline dolayıp (tonton ve tombul) yakıştırmalarını yapmamışsın, üzülme rejim falan yapmıyorum. Su testisi suyolunda kırılır,


Not:
Değerli okuyucularım bu köşemi bu gün dâhil bir hafta yayında tutacağım, fazla tutup da konuya ilgi duymayan okurlarımı sıkmak istemem. Sırası gelmişken hepinizden ve özellikle konuya ilgi duymayan okuyucularımdan daha çok özür dilerim.