Facebook'ta Paylaş
Google +'da Paylaş
Kpss sınavıyla ortaya çıkan kopya skandalının ardından, eğitim sistemi tam bir çöküş yaşadı. Devletin düzenlediği birçok sınavda şaibe iddiası kamuoyunun kafasını karıştırmaya yetti.
Hal böyle olunca bu durumun getirdiği doluya koysak almaz, boşa koysak dolmaz deyimi ortaya çıkıverdi. Devlet Kpss sınavının eğitim bilimleri testini iptal etti, iptal etti ama skandallar peşi sıra geldi. İlk soruşturma da tam puan alanların sınav kitapçıkları incelendiğinde tek bir çizik dahi atılmadığı tespit edilmişti. Aynı kitapçıklar ikinci kez incelendiğinde sınavın doğru cevaplarının kitapçığa karalandığı ortaya çıktı fakat bir nüans var ki detaylı yapılan incelemede, optik kağıda karalama yapan kalemle kitapçığı karalayan kalem aynı kalem değilmiş, dolayısıyla aynı kalem değilse, üst kademeden birisi bu skandalın köstebeği olarak tamamlayamadığı işini ört bas etme yoluna kalkıştı.
Buraya kadar karışıkta olsa aklımız erdiğince olayı idrak ettik peki ya buradan sonrası? Bu köstebek henüz bulunamadı. Kpss sınavının eğitim bilimleri testi iptal edildi ve 1 ay içinde bu test yenilenecek, peki bu sorularında sızdırılmayacağının garantisi var mı? Hayır, yok çünkü bu skandalın sorumlusu hala bulunamadı. Şuursuzca ayıp örtmek için yapılan girişimlerin sonucu olarak karşımıza çıkan bir diğer durumsa, atanamayan öğretmenlerin yerine alınan sözleşmeli öğretmenlerin uzmanlık alanına bakılmaksızın derslere girmelerinin sağlanması.
Bu konu üzerinde biraz araştırılma yapıldığında herkesin ulaşabileceği bilgiler karşısında kafa karışıklığının artması saklanamaz bir gerçek daha. Örneğin Başbakanın mitinglerde verdiği sözler üzerine, öğretmenler internet ortamında oldukça güçlü bir şekilde seslerini duyurmaya devam ediyorlar, hak arıyorlar ve verilen sözlerin tutulması için kamuoyun oluşturmaya çalışıyorlar.
Başbakanın 8 yıl önce verdiği sözler şu şekilde,
“İzmit Mitinginde;
Şu sisteme bakın hele, ülkede 72 bin öğretmen açığı var, sen sınavla öğretmen seçiyorsun (KPSS). Hangi akla hizmet ediyorsunuz? Bırak da öğretmenlerimiz okul seçsin, göreve başlasın, önüne niye engel koyuyorsun? Ama inşallah biz hükümetimizi kurduğumuzda bütün öğretmenlerimizi göreve başlatacağız ve öncelikli olarak eğitim sorununu çözeceğiz...
Gaziantep Mitinginde;
Yahu bir sürü bölüm öğretmenimiz boşta geziyor. Resim öğretmeni matematiğe, müzik öğretmeni beden dersine giriyor. Niye? Öğretmen ihtiyacı var. Ama bakın ki işe bunlar bir de sınavla öğretmen alıyor (Rahmetli Ecevit’e yükleniyor). O zaman niye okutuyorsun bu öğrencileri, yazık değil mi? Öğretmen almıyorum de, bu evlatlarım okumasın boşuna. Ama biz iktidar olunca inşallah boşta öğretmen adayı olmayacak...
İstanbul Mitinginde;
Birçok gencimiz, özellikle öğretmen adaylarımız işsiz kaldı. Ülkede eğitim çökmüş, köy okulları kapanmış merkezdeki okullar bile öğretmen diye can çekişiyorken, sen sınavla öğretmen seçmeye kalkıyorsun, bıraksana genç öğretmenlerimiz gitsin çalışsın. O kadar sene beklet, sonra al. O adamda artık heves kalır mı, öğretmenlik yapabilir mi? Ama inşallah biz iktidar olunca öğretmenler okulun bittiği gün hazırlıklarını yapacak ve ertesi gün görev aşkıyla okuluna gidecek. Hiç merak etmeyin.”
8 Sene önce neredeydik, 8 sene sonra neredeyiz?
Verilen sözler 8 sene önce neydi? Şimdi ne?
8 sene önce hak arayan öğretmenler, 8 sene sonra hala aynı yolun yolcusu değil mi?
8 sene önce meydanlarda verilen sözler unutuldu mu?
Şimdi tabloya yeniden bakalım mı? Bence hiç gerek yok Bazı Devlet Büyüklerimiz ne der her şey köprüyü geçene kadar, e durmak yok yola devam!?
Neyir Erkan