MHP ile ilgili bu üçüncü yazım... Gün geçtikçe kongre süreci sıkıntılı bir şekilde devam ediyor. Bahçeli o koltukta kalmak için aklına ne gelirse her şeyi söylüyor. Yok paralel yapı, yok partiye ihanet edenler, yok ihraç ederek susturmaya çalışmalar, şimdi de bazı adaylar bu paraları nerden buluyorlar, bunun kaynağı nerede gibi akla ziyan söylemler... Sanki kendisi bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyormuş gibi, yıllarca milletvekilliği yapmış lider adaylarına şaibe atıyor. Sayın Bahçeli, siz ilçe teşkilatlarınızın kiraları için, genel giderleri için her ay para vermiyor musunuz ki, delegenin kafasını karıştırmak için böyle anlamsız laflar söylüyorsunuz? Aslında söylediklerinize kendiniz de inanmıyorsunuz ve hatta bu şekilde siyasi çizginizi çok dip yaptınız. Eğer bu mantıkla giderseniz MHP daha çoook kan kaybına uğrar. Kendinize yakın olduğuna inandığınız delegeler sizi terk ettiğine göre neyin hesabını yapıyorsunuz? Yirmi yıldır partiyi getirdiğiniz yer belli. Bu sizin son şansınızdı. Daha fazla ısrar etmeyin ve partiye zarar vermeyin.

19 Haziranda yapılan kurultayda tüzükle ilgili yanlışlık yapılsa bile, bu 657 delege gerçeğini değiştirmez.  Her şey mevzuata aykırı da olsa, 657 delegenin imzaları da mı mevzuatla ilgili? Bu gerçeği de mi kabul etmiyorsunuz?

Şimdi tüzük değişikliğiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı alındı, ne zaman sonuçlanacağını bilemiyorum. Fakat yapılan her geciktirmenin MHP’nin kan kaybından başka bir işe yaramayacağını çok iyi biliyorum.

Sayın Bahçeli, son kez söylüyorum... Herkes devlet adamı olamaz. Süreyi 2018’e uzatmaya çalışmayın. Büyüklük gösterin. “Her şeyi ben bilirim”le bu işler olmaz. Bir an önce istifa ederek güven tazeleyin. Aksi durumda sizi tarih bile affetmez...

Saygılarımla...