Sizlere iki
tane şeyden bahsedecek olsam, biri olumlu, biri olumsuz desem, önce hangisini
seçersiniz?
Yarı yarıya
hakkımı kullanarak, ben olsam önce olumsuzu duymak isterdim diyorum. Bu virüs illeti hayatımızda başlı başına
kocaman bir olumsuzluk zaten, ondan başka bir şey konuşamaz, sürekli istatistik
takip eder olduk. Düşünün ki her akşam Bakan’nın açıkladığı tablodaki ölüm
oranının düşmesine ailece sevinç gösterisinde bulunuyoruz. Hâlbuki her
hâlükârda yitip giden canlar var, onları sadece rakam olarak görmeden daha
derin düşünmeliyiz. Yorulduk dediğinizi duyar gibiyim, lakin Orhan Veli’nin
şiirinde bahsettiği gibi mecaz yerindeyse, artık pekte bedava yaşamıyoruz.
Tedbiri elden bıraktığımız an da maalesef, en başa döneriz hepimiz
biliyoruz.
Mesela
sokağa çıkma yasağının kalktığı ilk gün AVM’lerin kapısında bekleyen
zihniyetleri anlamak bir kenarda dursun, önce kendilerine, ailelerine, sonra
tüm topluma yaptıkları, en düşük perdeden hainliktir, açıklaması yoktur. İşi
gereği orda olup çalışmak zorunda olan insanların tedirginlikleri, içeri girmek
mağazalara bakmak isteyen insanların hiçbirinde yoktu, hepsini haberlerden
takip ettik.
Olumlu bir
şeylerden bahsetme vakti de geldi artık... Yaşasın ki, ülke de normalleşme
adımları atılmaya başladı. Bu demek oluyor ki, süreci diğer ülkelerden daha iyi
yönettik. Madem iyi yanından bakıyoruz, Evlerimizde kalmak zorunda olduğumuz
günlerde, yaratıcılığımızı tamamlayacak, kendimizi geliştirecek,
farkındalıklarımıza ışık tutacak adımlar da atmışızdır... Bu adımlar da yeni
dönemde işimize yarayacaktır, eminim.
Bunca kaosun
içinde Ramazan Ayını da geride bıraktık, Ramazan Bayramınızı en içten
dileklerimle kutlarım, umarım daha sağlıklı günlerde, eski Bayramlarımızın
tadında, neşesinde sevdiklerimizle buluşuruz.
Neyir Erkan
Şişman