Şu bir
gerçek ki,
Her yalan ve
iftira, gün gelir ortaya çıkar, hem de öyle bir çıkar ki, duyanlar söyleyenlerden nefret eder. Neymiş
efendim, ben Tekin Toklucu, siyaset için
Mesudiye Spor Kulübü Başkanlığını bırakmışım!
Anlıyorum,
açık sözlü ve yüze konuşmalarımı sevmiyorsunuz… Farklılıklar yaratmamdan
hoşlanmıyorsunuz… Hatta, öz güvenimi ‘’’ kibir’’ olarak niteleyeniniz de var!
Ama ne olur,
bunları yüzüme karşı söyleyin, söyleyin ki gerçekleri öğrenme şansınız olsun.
Bari günaha girmeyin… Bende diyorum, neden kuş gibi hafiflik hissediyorum...
Dostlar, Sevgili
okurlarım,,
Ben, 1996-1999
yıları arasında Beykoz Paşabahçe, Karagözsırtı’nda bulundum ve çok güzel
anılarım oldu. Çok şükür, çok başarılı üç sezon yaşadık. Halk ve
taraftarlarımızla bütünleşip, futbol takımımızla bir bütün olduk.
Bu tek
başıma benim değil, tüm camianın başarısı idi. Elbette ekibin başı olarak ön
safta ben duruyordum. Öyle de olmalıydı… Zira, Dostum Ozan Derviş aracılığı ile
beni bu şerefli göreve davet eden, Halk ve taraftarların beklentilerine cevap
verecek ışığı görmüşlerdi...
Aynı
şekilde, İlçenin yönetimine talip olanlar da bunu görüp izliyorlarmış ki… 1999
seçimlerinde Anavatan Partisi Beykoz Teşkilatından Büyükşehir Belediyesi Meclis
Üyeliği için adaylık teklifi geldi ve kabul ettim. Üzerinden 3-4 ay geçmişti
ki, kulüpte Salı akşamı toplantı sonrası, DSP İlçe Teşkilatı ziyaretime geldi.
İlçe başkanı kısa bir sohbetin ardından Perşembe akşamı için beni ilçe binasına
davet ettiler.
Beykoz hiç
gizliliğe müsait olmayacak temizlikte bir kitlenin yaşadığı ,kendine münhasır
bir ilçeydi. Kısa da olsa Anavatan’da çalışma yaparken. DSP binasına girip
çıkmayı ‘’ETİK’’ bulmadığımdan ertesi gün, uygun bir ifade ile gösterilen
ilgiye teşekkür ederek davete icabet etmedim...
Allah, nasip
etmediyse kul ne yapsa olmazmış...
Benim de
kaderimde, başka bir onurlu görevi reddetmek varmış meğer. Benden sonra gidilen
Aladdin Köseler, 1999 seçimlerinde
halkın DSP’ye teveccühü ile Belediye Başkanı oldu. Etik metik demeyip
gitseydim, o koltukta ben olacaktım. Seçimde Partimde sıfır çekmişti. Yani
siyaset benim için başlamadan bitmişti.
Mesudiye
köyler arası futbol turnuvalarında komisyon başkanlıkları sırasında ‘’MESDOST’’
logosunu hayata geçiren Ben…
Karagözsırtı
idman yurdu yerine, Mesudiye Spor adını veren Yönetim Kurulu Başkanı Ben...
3.lig
öncesi, İstanbul Playoff grubunda oynamaya hak kazananıp, oradan Türkiye
finallerine göz kırpacak fırsatı yakalayan, Kulübe destek için gittiğim büyük
bir iş adamımızın ofisinden elim boş dönünce, yönetim kuruluna bu durumu sunup
kongre kararı alıp görevi bıraktım.
Bundan tam
20 yıl sonra öğrendim ki. o dönem en yakın arkadaşım Ordu’da bir Vakıf
toplantısında popülerliğimizin önünün kesilmesi için iş adamları ile konuşmalar
yapmışlar...
Ayrıca… Bizden
sonra 21 yıl kulübü yönetip, bizim 3 yılda yakaladığımız başarıyı yakalayamayanlar,
ben ve arkadaşlarımı, tesisleşememek konusunda da eleştirmekten geri
kalmadılar.
Oysa bu
eleştirileri yapanlar, kulübe gelir elde etmek için şahsıma attıkları SİYASET
iftirasını unutup, Belediyelerin Meclis üyelerine adeta KUYRUK oldular ama
Nafile…
İş bilenin
kılıç kuşananın…
Güneş
Balçıkla sıvanmaz…
Yeteneklerinin
farkında olmak KİBİR değil, ÖZ GÜVENDİR…
Sevgi ve
saygılarımla…