Hangimizin aklına gelirdi, bunca olumsuzluğu hangimiz
düşünürdük ki, hiç ölmeyecek gibi yaşadığımız şu dünyada bir an sonrasını
bilemeyecek kadar kendimizi kaybetmiyor muyuz?
Eskiden, çok değil otuz yıl evvel kavga eden arkadaş, kardeşlere
şöyle seslenirdi büyüklerimiz.
--Ne o kedi köpek gibi kavga ediyorsunuz..!! Demezler miydi?
Hayır diyeniniz yok sanırım. Sadece bu mu?
Kapıları acık evler, söz ile yapılan ticaretler, evine aş-ekmek
götürecek işverene sadakat, imece usulü yardımlaşmalar, hastalanan komşusuna
koşanlar, kısacası Hayat dayanışması bitti…
İhanet ve saygısızlık için adeta yarışan bir toplum olduk…
Bu kötü örnekleri çoğaltabiliriz, mesela tüm olumsuzlukları
öğretircesine her akşam evlerimize gelen Dizi oyunlar...
Dijital çağ ile birlikte daha da zirve yapan yaşam zorlukları
hemen herkesin boynunda, oysa her birimizin yediği üç tabak yemek içtiği hemen
hemen aynı miktarda sıvı. Yani gökdelen dolusu yiyecek olsa yiyemezsiniz bozulur,
kıyafet olsa modası geçti diye giymeyiz.
Ve bir arkadaşım söyle bir video çekip yollayınca bu yazıyı
yazmaya karar verdim. Komşusunda kahvaltıya giden arkadaşım, gittiği
arkadaşının bahçede oynayan kedisi ile
köpeğinin videosunu bana yolladı..
kedi ısrarla köpeğin bacaklarına sarılıyor köpek kendi
etrafında oyunlarla dönüyor, belli ki kedi o yırtıcı tırnakları yerine
patisinin en yumuşak kısmı ile oyununu yapıyor, bunu hisseden köpek de aynı
şekilde karşılık veriyor..
Yani, eskilerin kalıplaşmış Kedi-Köpek kavgası klişesini taca
atıyorlardı.
2020 yılı hepimiz için, hatta Dünya için bir kabus oldu... COVİT-19
bu yılın en can alıcı Virüsü. Doğal afetler, depremler, seller, toprak
kaymaları, yıldırımlar, deniz faciaları, trafik kazaları vb.vb.. hepsinin
dışında gözle görülmeyen bir Mikrop hayatı felç etti..
Etti etmesine ama insanların aksine birbirine anlayışla
yaklaşan hayvanların aksine birbirine eziyet eden, sevgisiz, saygısız, doyumsuz
hatta Hadsiz insanlar çoğalmaya başladı..
Hadsiz derken…
Köyünde çoban iken şehre gelen birine köyünün işadamlarından
biri iş verir, bu sayede düzen kuran ve meslek edinme şansı bulan şahıs beş yıl
sonra aldığı düzenli maaş ve babasının desteği ile ev sahibi olur, çalıştığı iş
yerinin desteği ile donanımını da sağlar. beş- on derken işveren ona anahtar
teslim eder, öyle ya köylüsü ve hatta akrabalık ta var. İnsanoğlu bu ya şeytana
uymaya hazır. mesai arkadaşlarının çalıp çırpmalarına göz yumar, hatta eşlik de
eder, 15.yıla gelindiğinde şirket zarar
eder, uzun mücadeleler sonunda işveren her şeyini kaybeder..!!
Köylüsü ve diğerleri aynı sektörde çeşitli yerlerde çalışmalarına
devam ederler, yani kaybettikleri bir şey yoktur. Zamanı geldiğinde de emekli olurlar.
Hakları da lakin, emeklilik süresinde ihanet ettikleri işyeri ve bütün malını
mülkünü kaybetmesine sebep oldukları işvereninde bunda payı olmasına rağmen günün
sununda helallik söz konusu olduğunda hala HADSİZLİK yapacak kadar Cahildir.
Bu hikayeden yola çıkarak,
İnsanın insana yaptığını hiç kimse yapmaz. ne covid-19 nede
diğerleri…
Önce HAD bilmek lazım..
Saygılarımla