Genetik kodların değiştirilmesinden,
milyonlarca kişinin bedenine mikroçipler yerleştirmeye kadar birçok teori var. Bu
iddiaların ortaya çıkmasının sebebi ise, Mart
ayında Bill Gates'in yaptığı bir açıklama. Gates, kimlerin iyileştiğini,
kimlerin test edildiğini ve kimlerin aşı olduğunu gösteren "dijital
sertifikalar" olabileceğini söylemişti. Hal böyle olunca, ister istemez
insanlık olarak düşünmeye, sureci tartmaya başladık.
En çok dillenen
teorilerden biri de cenin dokusu iddiası. Aşıların insan ve hayvan
ceninlerindeki bazı dokuları, özellikle de akciğer dokularını içerdiğine
yönelik söylentiler, bu iddialar bazen de "anne karnındaki 3-6 aylık
bebeklerin kürtajla alınıp bedenlerinin aşı çalışmaları için kullanılması"
şeklinde paylaşılıyor.
Sizlerde okurken, yok
artık demediniz mi?
Dünya, nerelere
geldi. Neler konuşuyoruz, yazıyoruz farkında mısınız?
Aşı konusunda sadece
iki tane öne çıkan teoriyi sizlerle paylaşmak istedim. Bunlar gibi birçokları
var.
Nedense, yurtdışı menşei
taşıyan bu aşılara güvenmiyorum, bizim aşı nerede? Ha çıktı ha çıkıyor derken,
yine Çin aşısına kaldık.
Yazımı sonlandırmadan
derin ve değinmesem olmaz diyeceğim bir konuya dokunmak istiyorum. Şeb-i Arus
törenleri 17 Aralık’da başladı. İBB’de etkinlik düzenledi. Buraya kadar her şey
normal, fakat Mevlevi töreni yıllarca uygulanan geleneğin dışına çıkılarak yapıldı.
Bu tarz artık gelenek halini almış törenlerde, bir şekilde ucundan kıyısından
değişiklik yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Günümüz teknolojisinde herkesin
elinde kaynaklar var, araştırsınlar okusunlar, lakin törenlerin özünü, ruhunu bozmasınlar.
Çağdaşlık, ileri görüşlülük
bu değil emin olun eğreti duruyor üzerinizde, yapmayın elinizde kalır.
Saygılar…