Bazen kendimce, gördüklerimin dışına sıyrılıp, olan bitene,
uzaktan bakmaya çalışıyorum. Siz de kimi zaman aklınızın hafife alındığını ya
da aklınızla oynandığını hissediyor musunuz?
Hayatımızın gerçeği haline gelen, Maske, Mesafe, Hijyen konularının
siyasi otoritelerce dilden düşmediği fakat uygulanırken sınıfta kalındığı anların
olmasını ve giderek artmasını hayretle izliyorum.
Bizi tedbire çağıran, bir dizi önlem paketlerini sıralayan bu
insanlar değil miydi? Şimdi bu ne perhiz... demekten alamıyorum kendimi.
Bir plan, program dâhilinde ilerlediğimize, yolun en başından
beri ikna olmamıştım. Kervan yolda düzülür misali, hadi okulları açalım aman vaka
sayısı arttı kapatalım, hafta sonu kısıtlama getirelim ama ilk günkü yaptırımları
uygulamayalım ki toplum psikolojisi diye bir şey de var, diye mi düşünüyorlar
anlamıyorum.
Balık baştan kokar, siz bu milleti bu kadar deneme tahtasına dönüştürür,
sonra da geçip karşısına miting, kongre, cenaze töreni yaparsanız, bu insanlar
tedbirde dinlemez yasakta.
Hafta sonu yasak varken sahiller, ormanlık alanlar tıklım tıklım
olmadı mı? Haberlerde izledik durduk, kime ceza yazıldı. Herkes ekmek almaya
gidiyordu değil mi?
Gerçekten kurallara uyan, ben ve benim gibilere selam olsun, diğerleriyle
öte tarafta hesabımız var.
Yorulduk! Bu illet, hepimizi yordu ama kurallara uyarak
yaşayanları daha çok yordu. Gece hayatlarından taviz vermeyenleri, miting yapanları,
düğün dernek olsun bizim olsun diyenleri, hafta sonu yasakta olsa ben sporumu
hep deniz kenarında yürüyerek yapıyorum, yine öyle yapacağım diyenleri pekte
üzmedi.
Ben ve ailem kurallara uyarak, haklarımızı da bilerek yaşamaya
çalışıyoruz. En azından, aşılanana kadar herkesi biraz daha özverili olmaya
davet ediyorum.