Bu
yazımın siyasi bir yazı olarak algılanmasını istemem. Çünkü siyasi yazı yazmak
için siyaseti takip etmek gerekir. Hele hele birçok siyasilerin, algı siyaseti
yaparak toplumu yönlendirmeye çalıştığı ülkemizde sadece takip etmek de yetmez.
Derinlemesine işin içinde olup gerçek bilgi sahibi olmak gerekir. Yoksa, bugün
methiyeler ile kaleme alınmış siyasi yazıların yarın altında ezilmiş olmak
işten bile değildir. Bu da benim işim
değil!
Velhasıl
bu yazımı bir vatandaş olarak yazıyorum!.
Gelelim
konumuza…
Cumhurbaşkanı
Sn. Erdoğan geçen hafta bir konuşmasında, muhalefetin eleştirilerine karşılık
verirken.. "Neymiş? Millet açmış... Aç olan vatandaşları buyurun siz
doyuruverin" cümlesini kullanmıştı...
Muhalefet
ve bazı gazeteler bu sözler üzerine teşekkür etmeleri gerekirken, tepki üstüne
tepkiler yağdırmaya başladılar.
Bana
göre bunlar son derece yersiz ve yanlış tepkiler!..
Çünkü
Sn. Cumhurbaşkanı bu söylemi ile bir
itirafta bulunmuş ve doğruları söylemişti!...
Niye
mi böyle düşünüyorum?
Anlatayım:
Pandeminin
ülkemizi etkilemeye başladığı ilk aylarda kendi söylemi ile; "Alınan
tedbirlerden dolayı mağdur olan dar gelirli vatandaşlara ilave destek sağlamak
amacıyla "Biz bize yeteriz Türkiyem" adlı bir bağış kampanyası
başlattığını açıklayan ve cep telefonlarımıza IBAN gönderen Cumhurbaşkanından
şimdi;
"Aç
olan vatandaşları ben doyururum"
Demesini
mi bekliyordunuz?
Türkiye
iş sendikalarının araştırmasına göre;
Dört
kişilik bir ailenin sağlıklı ve yeterli beslenebilmesi için aylık gıda
harcaması (açlık sınırı) 2.735,97 TL.
Gıda
harcaması ile birlikte giyim, konut giderleri, ulaşım, eğitim, sağlık ve
benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu aylık harcamalarının toplam tutarı
ise (yoksulluk sınırı) 8.911,97 TL.
Benim
gibi... Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.316,59 TL olduğu
belirtiliyor..
Fakat
ülkemizde şu an itibariyle asgarî ücret olarak; çalışanlara 2.825 TL. ,
Emekliye de 1.500 TL. (ki bu orta halli bir ev kirası bile değil) veriliyor...
Böyle
bir ortamda Sn. Cumhurbaşkanından;
"Bizim
dönemimizde, vatandaşın maaşları her geçen gün değerini yitirerek açlık
sınırının altında kaldı. Sizler de karışmayın bırakın.. Daha da beter
olsunlar!."
Demesini
mi bekliyordunuz?
Sn.
Cumhurbaşkanı açık seçik ve mertçe!..
"Aç olan vatandaşları buyurun siz doyurun" derken şunu
söylemek istemiş olsa gerek..
"Ben
ve bulunduğum siyasi iktidar olarak vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını tam olarak
gidermeye yetmiyor olabiliriz! Şimdinin
muhalefeti geleceğin iktidarı olacak olan sizler bunu daha iyi yapabilirsiniz".
Yani
kısaca..
"Buyrun
siz doyuruverin" dedi..
Daha
ne desin?
Partili
bir Cumhurbaşkanı olarak her sorunları çözdüğü gibi, çıkaracağı yeni bir
kararname ile sizi bu ülkenin hükümeti ilan etmesini mi bekliyorsunuz!..
Bana
göre bu söylemi ile muhalefeti yüceltmiş olan Sn. Cumhurbaşkanı inşallah daha
da ileriye gider ve en yakın zamanda erken seçim kararı alarak bu söyleminin yolunu
açmış olur.
İlk
başta belirttiğim gibi bu yazımı sizler gibi bu ülkenin bir vatandaşı olarak
kaleme aldım…
Babası
tersanede ustabaşı olarak çalışırken üç oğlunu okutup büyüten, bu arada bir ev
sahibi olan ve haksızlık olmasın diye her bir oğluna bir ev sahibi yapmak için
emekli tazminatı ile evin üstüne iki kat daha çıkabilen bir babanın çocuğu
olarak bu tespitimi yazdım.
Masal
gibi oldu değil mi?
Çünkü
içinde bulunduğumuz dönemde emeklilik tazminatı ile ev almayı veya üstüne tek
kat çıkmayı bırakın, acenteden normal bir binek otomobili borçsuz almak veya
senetlerini emekli maaşın bir kısmı ile ödemek bile
Hayal!
Masal
ve Hayal demişken...
Hep
birlikte rahatlamak adına, yazımı hepinizin bildiği bir slogan ile bitireyim...
Her
şeye rağmen... Hamdolsun!.
Tüm
dünya bizi kıskanıyor!.
Sağlıcakla kalalım,
Birlik içinde mutlu olalım.
Tuncay
Ünde