İslam dininde Kurban, Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına
ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen hayvan demektir. Kur'an'da geçen İbrahim
Peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok
daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek
olmasını, Allah'a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade
etmektedir.
Kur'an'da geçen şu ayet, kurbanın İslâm inancındaki yerini
özetler:
"Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat
O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları
sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük
tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.
(Hacc Sûresi 22/36;37)
İnsanlık var olduğundan beri tüm semavi dinlerde, var olan
bir ibadettir, kurban.
Allah'a (c.c) yaklaşma ve O'nun rızasını kazanma vesilesidir,
kurban.
Bizleri Allah'a yaklaştıran; zenginlerin cömertliklerinin
artmasına, fakirlerin şükürlerinin çoğalmasına vesile olan bir ibadettir,
kurban.
Kişiye sâhip olduğu mal ve mülkün, bağ ve bostanın,
hayvanların, servet ve paranın Allah'ın bir ihsanı ve lütfû olduğunu ve asıl
mal sâhibinin Allah olduğunu hatırlatandır, kurban.
Hz. İbrahim'in ve Hz. İsmail'in teslimiyetinin, Allah'ın ise
cömertliğinin en güzel örneklerindendir, kurban.
Hz. İbrahim çocuk sevgisi ile yanıp tutuşurken, Allah'a bir
oğlu olması için dua eder. Hz. İbrahim duasında bir oğlu olursa, Allah'a kurban
edeceğini söyler. Allah Hz. İbrahim'e bir oğul verir ve Hz. İbrahim evlat
sevgisi ile verdiği sözü unutur. İsmail büyüyünce Hz. İbrahim rüyasında verdiği
sözü görür ve oğluna durumu anlatır. Hz. İsmail babasından hiç düşünmeden,
Allah'a verdiği sözü yerine getirmesini ister. Hz. İbrahim, tam oğlunu kurban
edecekken, Cebrail (a.s) bir koçla gelir ve 'Allah'ın teslimiyetleri
karşılığında, bu koçu kurban etmelerini istediğini' söyler. İşte kurban ibadeti
bu şekilde ortaya çıkmıştır.
Yani Allah'ın emirlerini sorgusuz kabul etmenin ifadesidir
kurban. Ayrıca kurban bizlere; birlik, beraberlik ve dayanışmanın topluma
yayılması, fakirlerin evlerine et girmesi, çocukların sevinmesi gibi birçok
fayda ve hikmet sağlamaktadır.
Bayram, insanları kaynaştırıp bir araya getiren en güzel
vesilelerden biridir. Öyle ki, bayramda şahlanan yardımlaşma ve hediyeleşme
ruhu yalnızca hayatta olanlara bağlı kalmaz, dünyadan gidip kabirlerinde bir
Fatiha bekleyenlere kadar uzanır. Onların bu dileğini yerine getirmek için
Mü’minler bayramda kabirleri ziyaret ederler; ruhlarına Kur’ân’lar, Fatihalar
ve dualar okuyarak onları da sevindirirler.
Kısaca Kurban Bayramı, insanların birbirleriyle dayanışma
içinde olmalarının en güzel örneğidir. Mutsuzlukların yerini sevinçler alır.
Bayramlar küçüğüyle, büyüğüyle herkesin mutlu olduğu günlerdendir. Bayrama ve
bayram günlerine gereken değeri ve önemi verirsek, eski bayram günlerini
aramaya, özlemeye gerek kalmayacaktır.
Bizlere bu bayramı veren ve bizleri bu bayrama ulaştıran
Rabbimize, sonsuz şükürler ediyoruz.
Tüm İslam âleminin Kurban Bayramı Mübarek Olsun.
Selâm ve dua ile…