Cep Delik

27-11-2021 2165 Yorum yok. Yorum Ekle


Sayılarla aramızın pekte iyi olmadığı bir dönemden geçiyoruz. Ekonomik anlamda geldiğimiz (hatta geleceğimiz) nokta hepimize endişe veriyor. Bakkaldan aldığımız ekmeğin fiyatına dahi yansıyacağı ön görülen bu listenin sonu çok karanlık.

 

Bazı kesimler nedense polyannacılık oynasa da vatandaş elini her cebine attığında geçinmenin zorluğuyla bir kez daha yüzleşiyor. Gözlerimizi kapatıp, hiçbir şey olmuyormuş gibi davranacağımıza çözüm yolları üretsek, eminim çoktan bu bataktan kurtulmuştuk.

Her gün piyasaları takip edip, olacakları ön görme gafletine düştüğümüzde, hepimizin canının yandığına eminim.

 

Sevdiğim bir Eğitmen, geçtiğimiz günlerde piyasaların hareketliliğini analiz edip, “Başka Türkiye Yok, Kurtarın Ülkemi” dediğinde kimse ne dediğini anlamamıştı.  Bugün hepimiz aynı payda da toplanıyoruz.

 

Tüm bu hareketliliğin içinde, güzel anılarla dolu bir 24 Kasım daha geçti. Daha önce de vurguladığımı hatırladığım fakat hala devam eden bir konuya değinmek istiyorum.

 

Öğretmenliğim süresince hep kaçındığım, maddi değeri yüksek, hiçte çam sakızı çoban armağanı gibi gözükmeyen hediyeler yüzünden,  veli gruplarında veliler neredeyse kanlı bıçaklı hale geliyorlar.

Hep söylerim öğretmek kolaymış ta veli olmak zormuş. Milli Eğitim’den Öğretmenlere yapılan çağrılarda, öğrencilerinizden maddi değeri yüksek hediyeler almayın dendi, elbette ki günün anlam ve önemini belirten manevi yönü kuvvetli hediyeler her zaman öncelik olmalıdır.

El işi kâğıdıyla bana gül yapan Yaseminim, resimlere beni ve ailemi çizerek günümü kutlayan Şeymam, ilk öğrendiği harflerle bana mektup yazmaya çalışan Efe’min masumluğu benim en güzel anılarım arasında...

Hayatın her alanında özverili olmak, emeğin gücünü asla unutmadan hatta derinden tadarak bugünü kutlayan büyük, küçük demeden herkesin günü kutlu olsun. Çünkü annelik, babalıkta öğretmenin en doğal seyrettiği alan.

Hayatın bize öğrettiklerini cebimize koyarak, daha güçlü ayağa kalktığımız nice güzel günlere...