Eskiler çok daha iyi bilirler,
Benim oğlum doktor olacak, mühendis çıkacak diyenler, kızımızı
ne doktorlar ne mühendisler istedi de vermedik diye böbürlenen aileler. Hatta
seksenli yıllarda bunu daha da pekiştirircesine SSK var mı sorusunu ilk sual
edinenlerde çoğunlukta değil miydi?
SSK çok değerli bir güvence, bunu anadan babadan miras
kalmayıp zorlanan insanlar bunun kıymetini çok daha iyi anlıyorlar. Demek ki
eskiler ileriyi daha iyi görebiliyorlarmış ki, evlatlarının güvence içerisinde
olmalarını izdivaçlarında dahi ‘’Çeyiz ‘’ olarak görmüşler. Ne yazık ki, ülkemizde
bazı özel şirketler her çalışanın en doğal hakkı olan bu güvencesinden türlü
bahane ve kalem oyunları ile mahrum etme cüretini gösterebiliyorlar. Oysa
öncelikle Devlet kurumları ve kurumsal şirketlerde bu art niyet hiçbir biçimde
barınamamaktadır.
İşte bu yüzden eskiler, yukarıdaki mesleklerin, Devlet veya
ciddi kuruluşların bünyesinde yer aldığı düşüncesi ile evlatlarına bu
meslekleri, haklı olarak yakıştırmışlardır. Gel zaman git zaman, bu söylem ve
temenniler artık insanlarımızın dağarcığında yer almamaya başladı. Gelişen
teknoloji ile birlikte, global bir ticaret havuzu haline gelen Dünya ülkeleri adeta
iç içe çalışmaya başlamış, meslek grupları sayılamayacak miktarda artarken, hemen
her insanın hedefinde ticaret yer tutmaya başlamıştır. Ülkemiz de bu interaktif
yaşama ve teknolojiye hızla ayak uydurmaya başlamış, insanlarımızın dünyanın
her köşesinden ticaret yaptığı kurdukları ilişkiler ile Dünyayı ayaklarına kadar
da getirmişlerdir.
Dünya ya açılmak, her dil, din, ırk insan ile iletişim için
piyasada kalıcı olmak için öncelikle iyi bir eğitim şart. Başka türlüsü ise
sizleri üçüncü şahısların insafına bırakır. Günümüze geldiğimizde ise Ülkemizde
çok geçerli bir meslek daha var. Okulu olmayan, okullu olmadan, bu mesleğe
soyunan, ağzı iyi laf yapan, eğilip bükülen, menfaati için eğri ye doğru, doğru
ya eğri diyen.
Makam mevkii uğruna, haklıyı haksıza ezdiren. Yaptığı her işe
‘’yalanı’’ sermaye yapan, garip gurubaysa umut dağıtan, önceleri karın
tokluğuna birilerine kuyruk olup, kapı kapı dolaşan, ayağın da yok üstünde
yokları yaşayanlar, insanların inançları üzerinden hamaset ile din kisvesi
giyen, sözde Allaha inanıp korkan ama fiiliyatta bunun yanından bile
geçemeyecek vicdansızlığa sahip olan şahsi menfaatleri uğruna, kutsallarına
düşmanlık yapan, kutsallarına değil, insana biat eden bulunduğu makama
gelinceye kadar vatandaşı kullanan, maddiyat olarak başladığı nokta yeryüzünde,
geldiği nokta uzay mesafesinde olduğu halde oradan inmeyen… Meslek…
Siyasetçi…
‘’elbette şerefi namusu ile siyaset yapanları tenzih ederek
bunları yazıyorum’’
Eskilerin dediklerinin yerini ise şimdiler de hangi söz aldı
biliyor musunuz?
*Hiçbirşey olamıyorsan,siyasetçi ol...
Ol ki, fak-ru ferah içinde yaşa ve yaşat, her kapı sana
açılsın, her yerde adamın olsun, her yerden her iş den haberin olsun. Ne nerede
ucuza kapatılır, ne nasıl kaçırılır. Kısacası, elini cebine atmadan nasıl
yaşanır gör. Hiçbir ücretli çalıştırmadan köşe dönüşleri onlar da işçi hak ve
hukukunu korumak onun görevi iken, işçiyi sokağa davet edenler de yine onlar.
Bugün ak dediğine birkaç saat sonra kara diyenler de yine
onlar. Bütün bunlar durup dururken ve kendi kendine olmuyor elbette. Böyle başa
böyle tıraş cinsinden, günü kurtaran insanlar sayesinde bu devran her geçen gün
daha da büyüyor, hızla da dönüyor..
Hatta en az 50 yıldır evladına, emniyetine, askerine, memuruna,
toprağına, Bayrağına kurşun yağdıran terör örgütlerine tavır alamayan
menfaatçiler de bunlar. Bütün bu ihanetleri bildiği ve yaşadığı halde onlar ve
siyasi uzantıları ile bağ kuran, kapalı kapılar ardında çeşitli pazarlıklar
peşinde olanlar da bunlar...
Ve onları cezalandırmayan Halk…
Umarım bir gün uyanırlar, uyanırlar da, ‘’yönetilen değil,
yönetecek ‘’ siyasetçilerini kendisi yetiştirir de,
Yani, uydu siyasetçi değil, Başkan veya başkalarının
yörüngesinde olmayıp doğru bildiklerini uygulamaya koyabilen Ülke menfaatlerini
her şeyden üstün tutan siyasetçiler yetişmeli ve halk bunlara yetki vermeli.
Umarım, eğitimli ve güzel ahlaklı, prensip sahibi insanlar ülkemizi
yönetmeye başlarlar da
Kurtulur bu güzel Ülkem...
Saygılarımla