Son zamanlarda Türkiye genelinde olduğu gibi Beykoz ilçesinde
de, iktidar partisinde görev yapmış veya seçimlerde aday&aday adayı olmuş
kişiler muhalefet partilerine geçme telaşı başladı. Bunu siyasi partilerin veya
kişilerin kendi sosyal medya sayfalarındaki paylaşımlarında sık sık görür
olduk.
Elbette ki bir kişi, görev aldığı partinin kendi düşünce ve
inançlarına uymadığını veya partinin beyan ettiği kuruluş felsefesini terk
ettiğini gördüğünde, o yapı içinde faydalı olamayacağı için kendi inanç
yapısına uygun başka bir siyasi partiye geçmesi gayet doğaldır.
Ve bu duyguyla bence ilk tercih edilmesi gereken; yıllarca
iktidar içinde birlikte olduğunuz kader arkadaşlarınızın, sizin gibi parti ile
görüş ayrılığına düştükleri için sizden önce ayrılıp yeni kurdukları partiler
olsa gerek. Şu an için oy potansiyeli düşük olsa da en azından "Beraber
yürüdük biz bu yollarda" şarkısını söylemeye devam edebilme şansınız var
:)
Fakat yirmi yıla yakın zamandır içinde bulunduğunuz partiye
her daim muhalefet olan, ağır bir şekilde birbirinizi eleştirdiğiniz bir
partiyi tercih ediyorsanız...
Ve o parti veya partiler iktidara doğru yürüyorlar ise...
O zaman durum farklı!
Demek ki sizin için "dava" farklı bir dava!.
Sizin için iktidar olabilmek ve nimetlerinden faydalanmak en
büyük dava!
Elbette ki bu sizlerin kendi kişilikleriniz ile ilgili bir
durum…
Benim merakım; ömrü muhalefette geçse dahi Cumhuriyete ve
kurucularının felsefesine olan inançları doğrultusunda, yıllarını aynı siyasi
partide emek vererek geçiren gerçek dava insanlarının bu konudaki düşüncesi…
Benim merakım; Ülkücü
söylemleri ile yıllarca içinde bulundukları partiyi iktidar partisi ile
birlikte olduğu için red ederek ayrılan bir camianın kurduğu siyasi partiye
katılanların düşüncesi…
Ve aynı zamanda benim üzüntüm; duruş ve konuşmaları ile
halkın gözünde saygın bir konuma gelmiş, şahsen benim de tanıdığım ve değer
verdiğim bazı milletvekillerin bu gelen "yanar döner" kişilere il
veya ilçe yönetimi isteğiyle reklam adına rozet takarak düşürüldükleri
trajikomik durum.
"Sende çok abarttın, üzüldüğün şeye bak" diyenler
varsa eğer, onlar için biraz daha abartmaya! devam edeyim...
Bugünkü ekonomik krizin çözümü için "Kurtuluş"
söylemi ile "Üreten Türkiye olmalıyız" diye konuşanlar, Cumhuriyet’in
mirası olan üreten fabrikaları "babalar gibi satarız" diyerek
satarlarken...
Bizler eleştirirken, alkış tutanlar şimdi poz vererek rozet
takılanlar değil miydi?
Bu ülkenin sınırları sanki içki masalarında zevki sefa ile
çizilmiş gibi, ömürlerini savaş alanlarında geçiren Cumhuriyetin kurucularına
"iki ayyaş" dendiğinde...
Bizler yumruğumuzu, dişlerimizi hırs ile sıkarak kendimizi
tutarken, şuursuzca alkış tutanlar onlar değil miydi?
3 ile 600 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası
istemiyle iddianameleri hazırlanan ergenekon davasının hakim ve savcılarını, (Masum
onlarca rütbeli askerin, ve hayatı boyunca cüzzam hastalarını tedavi etmek için
uğraşmış ve yüzlerce kız çocuğu okutan Türkan Saylan'ı bile itibarsızlaştırmaya
çalışarak hayatı ile oynayanlar..)
Ve "Ben bu davanın savcısıyım" diyenlere…
Bizler içimiz kan ağlayarak "Allah bunlara vicdan
versin" derken, şahsi menfaat hesapları içinde alkışlayan onlar değil
miydi?
Tüm bunlar yaşanırken, vicdanları hür pak içerisinde!.
"Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısını yıllarca şen şakrak
söylerken, iktidar mensupları veya eşleri ile fotoğraflar çektirmeyi ayrıcalık
görürken (Elbette ki bu fotolar şahsi ve ticari menfaat için çevre edinmek
adına önemli :) ) her şey gayet iyiydi de şimdi ne oldu?
Onca yıldır rahat olan vicdanlar bir anda gerçekleri görerek
rahatsız mı olmaya başladı?
Yoksa; içinde bulundukları gemi su almaya başlayınca, sahip
oldukları mesleki ticari menfaatlerini şimdi trendi yükselen diğer partilerde
mi arar oldular?
Hal böyleyken, bu kişileri daha önce ikna edemeyen il veya
ilçe yönetimleri şimdi küçük, basit reklamlarla rozet takıyorlarsa, benim bu
yazıma "Batan geminin malları" diye başlık atmış olmam gayet normal
olsa gerek.
Ve lütfen bu başlık gücünüze gitmesin!..
Çünkü; hatalarınızı kabul ederek siyasetteki şahsi
çıkarlarınızdan vazgeçip bir kenara çekileceğiniz yerde hala yüzsüzce, sinsi
çıkar planlarla siyasetten ve partilerden nemalanma peşinde iseniz...
Bu başlığı hak
ediyorsunuz demektir!
İki yıl önce "Beykoz'a dertlerimizi bilen ve derman
olabilecek kendi içimizden başkan yaraşır" dendiğinde, ilçe halkının
menfaatini umursamadan, iktidara şirin görünmek adına önce Beykoz dışı
"ithal" bir adayın başkan olması için halkı iknaya çalışıp şimdi de
aynı halkın dertlerine derman olacakmış gibi yeni katıldığınız parti postu ile
ziyaretlerde bulunarak belediye karşıtı gösterilere destek veriyorsanız..
Bu başlığı hak ediyorsunuz demektir!
**
Allah, siyaset ile uğraşan herkese çıkarsız bir vatan millet
sevgisi ve sağlam kişilik nasip etmesi dileğiyle…
Sağlıcakla kalın…