Dünyaya
geliyoruz, büyüyor, gelişiyor ve toplum bireyleri arasına karışıyoruz. Sosyal
hayata atıldığımızda her birimiz imkân ve olanakların yanı sıra beceri ve
yeteneklerimiz çerçevesinde görevlere talip oluyor ve iş becerilerimizi elde
ediyoruz. Bu ilerleyiş ve seçimlerde, ebetteki Aile yapımız çok çok önem arz etmekte
olmakla birlikte bunun tam tersi durumlara da şahit oluyor, imkânlarının
farkında olsa da kendi dünyasında kalan insanımız da az değil.
Siz hangi gruba
giriyorsunuz bilemem ama bir kendimi bilirim birde yakın bir iki dostumu ki; bunlardan
en önemli ve değerlisi, Ozan DERVİŞ…
Evet yanlış
okumadınız, Gazetemizin sahibi, kurucusu, eski radyocu, Şişe Cam Emekçisi Ozan
DERVİŞ. Kendisi ile yollarımızın kesişmesi, 90’lı yılların başları ve her yıl
düzenlenen, Mesudiye Köyleri arası futbol turnuvaları dönemine rastlar. Çalıştığı
iş yerinden arta kalan zamanlarını, toplumsal olaylara ayırdığını görüp
izlediğim Kemalettin’i daha sonra, yöresel sivil toplum kuruluşu için
planladığım çalışmalara davet ettiğim de hiç tereddütsüz olumlu yanıt verdi. Belli
ki, ne istediğini bilen nerelerde yer almayı kafasından geçiren ve hatta benim
yaptığım çalışmaları gözlemlemesi sonucu hızlıca katılım sağlayacak derecede,
öngörü sahibi, becerikli bir vatandaştı.
Beykoz
Paşabahçe’de ve vardiya usulü çalıştığı fabrika temposunu, mesaisini bile
yaptığımız toplantılara göre ayarlamaktan geri kalmayan ciddi ve çalışkan biri.
Öyle ki, STK çalışmalarımız İstanbul’un dağınık semtlerinde olmasına rağmen hiç
yüksünmezdi. Kendisi ile görüşerek, ona yapılan toplantılarda alınan kararlar,
notlar ve konuşmalar ile ilgili bilgi bankası yani grubun sekretaryası olmasını
bir kez söyledim, ikiletmedi. Benim, kalem kırtasiye merakım ve renkli kalem (kılıf
olarak) tutkumu kendine örnek alıp, tuttuğu takımın renklerine öncelik
tanıyarak bana nispet yapmaktan da geri kalmıyordu.
Ama işini
en iyi şekilde yapan, çalışkan ve disiplinli bir kişilikti. O dönem
yaşadıklarımızın bende olanından belki fazlası da kendisinde var. Çalışma arkadaşlarımız,
disiplinimiz, programlı çalışmalarımız yanında arkadan vurulduğumuz anlar ve
vurduğunu sananlar… Hakkımızı gasp edenler, adaletsizler, iki yüzlüler… Artık
ne varsa…
Toplum
güvenini kazanan Ozan DERVİŞ aracılığı ile tarafıma Kulüp Başkanlığı teklifi
geldiğinde, iki gün düşünüp evet cevabımı verirken, ilk şartım, yanımda
olmasıydı, oldu da… Yeni bir sivil harekât hikayesi başlattık kendisi ile kulüp
yönetim kurulu Genel sekreteri görevi onundu. İkimiz de eski bir sporcu ruhu
taşıyan bireyler olarak, başarıdan başka hedefimiz yoktu… 1978 yılından o
tarihe, (1995) Dünya kupası organizasyonu tadında spor turnuvası düzenleyen
Mesudiyelilerin, Federe kulüp özlemini gideren yönetim kurulu Başkanı olurken
de benimle birlikteydi...
Türk halk
ve sanat musikisine olan ilgisi ve tutkusu, girişimci kişiliği ile her insan
ile diyaloğunu saygı sevgi çerçevesinde ve haddini bilerek yapan bu güzel
insan, o sıralar bir de Radyo programcılığına başladı. Bir kez de beni konu etmeyi
ihmal etmedi. Benim de onu TV programlarıma konuk etme şansım oldu. Zaman aktı,
3 yıl çok başarılı olduğumuz kulüp yöneticiliğimizin ardından işlerimizin başına
döndük ama biz kendisi ile kardeş ağabey ilişkimizi hiç koparmadık…
Yeteneklerinin
farkında olan, medeni cesareti üst seviye kardeşim, bir iki sene sonra Basın dünyasına
adım attı. Birkaç kez bana Yerel de olsa bir Radyo kurmamı söylemesine rağmen, işime
olan tutkum ve biraz da yalnızlığım nedeni ile kulak arkası etmiştim..
O adım attığı
Basın arenasında Beykoz Doğuş Haber olarak emin adımlarla ilerlerken, yetiştirdiği iki güzel evladı da bu alanda eğitim aldılar.
Ve çok kıymetli eşi, her an ve daima yanında oldu. Halkın gazetesinde, bu
köşeden bana da siz kıymetli insanlara ulaşma şansı verdiği için ayrıca
teşekkürü borç biliyorum. Ama o en çok da eli, gözü, kulağı olduğu, doğası,
manzarası, havası ve bakirliği ile İstanbul’un nadide ilçesi Beykoz’a
adanmışlığı ile bilinir oldu.
Resmi
makamlar, eğitim kurumları, spor kulüpleri ve bir çok sivil toplum kuruluşu
,onun engin tecrübelerinden ve herkese eşit mesafede olan duruşundan
faydalanmak için sıraya girseler de, Ozan DERVİŞ, marka olan etkinliklerinden
biri olan ve 9.cusunu organize ettiği Beykoz Şiir Akşamları ile adını tarihe
Altın harflerle yazdırmış oldu. Birçok sosyal girişim ve organizasyon belki
akıllarda kalır ama Beykoz Şiir Akşamları yediden yetmiş yediye her ferdin
bekleyeceği ve içinde olmak için can atacağı, edebiyat ve sanat etkinliği olup,
Beykoz’a da çok yakışmaktadır.
Ne mutlu
sana, kardeşim, arkadaşım, dostum… Ne mutlu bana, ailene…
Beykoz da iz bırakan dostum var.