Halk dilinde bir söz vardır, genelde
siyasi ortam için söylenir… "Her toplum layık olduğu insanlar tarafından yönetilir
!"
Doğruluk payı oldukça yüksek olmak la
birlikte, kafalar da soru işaretleri de bırakmıyor değil. Bunu bizlere en iyi
anlatan seçim sistemlerine ülkemizde ve dünyada sıklıkla rastlıyoruz. İnsan
faktörünün olduğu her yerde kesin bir dil ile konuşmak olmuyor. Zira rant diye bir şey var!
Ve insanoğlu bunu en iyi kullanan
varlık. Kalabalık toplumlarda ve üye fazlalığı olan kurum veya kuruluşlarda, her
türlü karışıklığı önlemek ve sözüm ona daha "elit" bir yapı
oluşturmak amacı ile "delege" sistemleri konuşulur ve daha azınlık
kadrolar ile seçime faaliyetlerini hayata geçirirler.
Yüksek miktarda insan ile iletişim
kurmak, onlara ulaşmak zor olsa da aslında en liyakatli tercihler bu kadrolar
ile hayata geçirilebilir. Tek şart şeffaflık…
Delege sisteminde ise
"kemik" yapı oluşturmak çok daha mümkün görünüyor. Hizmet yolunu
hızlandırmak ve seçmen kalitesini daha plus bir seviyede yapmak için seçilen
"delege" sisteminin defoları her geçen gün artarak devam ediyor. Bir belediye meclisinde bile az sayıda
insanın kritik seçimlerde bile adaletli ve vicdanlı değil de rant odaklı oy
kullandığına yakinen tanık olduk!
Bu ahlak yapısını tercih eden,
tanıdık bir iki sivil toplum kuruluşu olduğu gibi çok üst seviye siyasi partilerde
bile görmekteyiz. Bunu gözlemlerken, böyle bir yapının, "Küçük olsun bizim
olsun!!" şiarından yola çıktıkları için bir türlü başarılı olamamaktadırlar.
Ve her geçen gün kan kaybetmeye de devam etmekteler.
İçinde bulundukları STK ve kurumları
layığı ile temsil edemedikleri gibi, kendi kendilerini de eritmekteler. Oysa
yapılması gereken şeyler arasındaki en büyük icraat. "Şeffaflık "... Yetmez...
İyi ahlaklı ve samimi olmalılar. Çok önemli bir şey daha... Bulundukları yere
çakılıp kalmamalı, geriden gelen gençlere yer açmalılar.
Hani, "Geleceğimiz gençler!"
di...??
Sizler bulunduğunuz yerde çakılıp
kaldıkça, toplumun geleceğine ipotek koymuş da oluyorsunuz. Halka hizmet amacı
güden tüm çalışma ortamlarında devir daim hızlı çalışmalı. Yenilenme için
yenilikler olduğu kadar yeni yüzlere de ihtiyaç vardır. Yapışıp kalanlar ise
geriye dönüp baktıklarında arkalarında kimseleri göremeyecek ve yapayalnız kalacaklardır.
Halk arasında buna, "Kısır döngü
" diyoruz ki; Topluma bundan daha zarar verecek bir yol seçimi yoktur. Bu
yapıların amaçları, hizmet değil, olsa
olsa kendilerine "Etiket" edinmektir.
En ucuz etiket de budur...
Her geçen gün değer kaybetmeye
mahkûmdur. .