Geçtiğimiz ay yazdığım köşe yazıma bu
sayıda devam edeceğimi ve bu sayıda Mesudiye’de görev yapan Kaymakamımızın son
günlerine denk gelen 33.Mesudiye Kurultayı’nda yapmış olduğu konuşmayı açarak
devam ediyorum…
Aslında benim çok iyi bildiğim, 30
yıldan bu yana yapılan tüm toplantılarda ve yazılarımda da dile getirdiğim
gerçeklerle dolu bir konuşma. Tam da Eylül 2023 de yapılacak (!) DDF arifesinde.
80 ihtilalinin ardından tekrar
toplanıp harekete geçen toplum, 94 yılından bugüne yaşanan bölünme ile her anlamda yokuş aşağı giden
araba misali, parçalara ayrıla ayrıla işlemez hale geldi. Kurultay toplantıları
ile birçok sorun çözüldü gibi görünse de, halka hitap etmekten yoksun olup,
sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif alanları pas geçince, eğitim ile ilgili
yapılan çalışmalar, girişimler sonucu ilçeye getirilen Yüksek Okul projesi, dışarıdan
gelen eğitimci ve öğrencilere cazip bir bölge haline gelemedi…
Düşünebiliyor musunuz, koskoca coğrafyada ‘’çok amaçlı bir salon’’
en azından eğitim için tercih kullanan öğrenciler, Mesudiye gençliği ve halkı
için hiç düşünülmedi.
**Yüksek okul projesi gündeme geldiği
ilk gün böyle bir mekân oluşturulmazsa, kimseyi burada tutamayız ve mutlu
edemeyiz. Zaten ulaşım, hava ve iklim şartları sınırlı derecede ve sıkıntılı.
Birde okul dışında yaşam ortamı
olmayınca, tercih önceliği taşıyamadı ve bu önemli ve en güzel hamle hayal
kırıklığına sebep oldu.
Hal böyle olunca, ilçenin tek
faaliyet alanı olarak elde kalan Kurultay toplantılarında hep aynı yüzler, anti
demokratik uygulamalar, daimi noter kılığında divan heyetleri, yöneticiler ve
konuşmacılar ile konular…
Yaylalar, yolları, su havzaları,
ormanlar, tarım ve hayvancılık üzerine yapılan yorumlar ve şikâyetler… tam 30
yıldır, kısır döngü gibi…
Merkez ilçe Mesudiye’yi güçlü kılma
yerine ona alternatif olma gayretinde, bir gün ara ile aynı formatta yapılan
eğlence etkinlikleri.
**Belki de bazıları Mesudiye’yi hiç
sevmedi ve sevmiyor..!!.
Oysa bir olup, ses getirecek büyük
bir kurultay şöleninin yapılamamasının sebebi asla siyaset olamaz, olmamalı… Ve tabi ki ,Kurultay’a davet edilip ağırlanan
siyasi, akademisyen veya titri olan misafirlere gösterilen ilgi… muhteşem…
Ve onlarda bunun karşılığını, yöre
halkının ilgi ve sevgisini, tabiatın güzelliklerini paha biçilmez olarak
anlatmalarına rağmen;
Söyler misiniz, daha sonraki yıllarda
o şahane buldukları bölgeye gezmek için gelmişler midir? ya da yakın
çevrelerinden gelenler olmuş mudur?
Hayır, dediğinizi duyar gibiyim…
O kadar çok eksiğimiz ve içimize sinmeyen mekanlarımız var
ki…insanları itiyor..!!
İşte sayın Kaymakam, 33. Mesudiye
Kurultayında yaptığı konuşmada, iş insanlarımızın da, halkın da söz de kalkınma
ve gelişimden yanaymış… gibi göründüğünü,
*Yatırım ve tesis için yer gösterilmesini
isteyen ama daha sonra ortalıkta
görülmeyen iş insanları…
*istihdam sahası açacak proje ve
yatırım alanları konusunda engellemelerin olduğunu…
*Enerji konusunda, dağa, tepeye, rüzgar
gülü sisteminin kurulmasına dahi karşı çıkılması…
*Yıllardır konu olan orman kesiminin
,planlı bir Devlet politikası olduğundan bi haber insanlar…
*Kalkmışsınız Okyanuslarda yüzmeye… siz
önce Melet ırmağında yüzmeyi başarın…!!
Vs..vs..vs…dedi ve ekledi…
**Bu konuşmayı yapıyorum, çünkü
seçilme derdim yok….
Tam da bu yazımı yazmadan iki gün
evvel DDF ile ilgili çekilen bir soru cevaplı tanıtım videosundaki genç , sanırım
duyduklarının tezahürü ile olacak ki,
*Mesudiye 60-70’li yıllarda daha
gelişmiş ve kültür seviyesi daha iyiydi… diyerek, boşa geçen yılları adeta özetliyordu…
Peki kim yada kimler, bütün bunların
sorumluları..??
*Aslında hepimiziz..!!
Öncelikle , birbirimizi sevmiyoruz!!
Tüm bu organizasyonlarda vitrine
çıkanlarsa, sivil toplum kuruluşlarında çalışmanın gereklerinden uzak, kendi
ikballeri istikametinde hareket edince,
Temsil ettikleri halktan uzaklaştılar
ve lazım gelen birlik beraberliği tesis edecek SEVGİ bağını kuramadıkları gibi,
kendi Biat kültürleri ile yaşamaya devam ediyorlar…
Ama ,Nereye kadar..!?
Hiç merak edip kendinize sordunuz mu?
Not; Arzu edenlere konuşmasının
tamamını atabilirim.