Elbette ki okul zamanı çoğumuzun
okulu kırdığımız ve masumca kaçamak yaptığımız günler olmuştur. Benim için de o
günlerin etkisi olmuş olacak ki, pandemi döneminde cadde ve sokakların boş
olduğu bir akşam İstanbul'u gezip fotoğraf çekerken fantastik de olsa kaleme
aldığım bir şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bak sevdiğim…
Şimdi, senin sevdiğin yerdeyim!.
Hani çok seneler önce
Okul zamanı bazı günlerde
Kaçamak olarak geldiğimiz yerde…
Rengârenk çiçekleri narince okşayıp
Nektari alırcasına kokladığın…
Her seferinde gözlerini kapatarak
Dudaklarını kıpraştırarak dilek tutup
Havuzuna para attığın…
Yol kenarı dizili boş banklardan
"İlk olarak hangisine oturulacak"
Diye iddiaya girip
"Ben bilirsem pamuk şekeri
Sen bilirsen bir öpücük"
dediğin,
Fakat bilsem bile mızıkçılık
yaptığın..
Yıllar önce bile bu günlerdeki gibi
Sosyal mesafe uygularcasına
Ellerim ellerini tutmak varken
Ellerimiz kitapları tutarak gezdiğimiz..
Buraya her geldiğimizde,
Senin çok sevdiğin Nazım Hikmet'in
Sevgilisi için bu bahçede yazdığı
"Ben bir ceviz ağacıyım
Gülhane parkında
Ne sen bunun farkındasın
Ne de polis farkında" şiirini
Cem Karaca gibi
Bağıra bağıra söylediğimiz..
"Evden merak ederler
gidelim"
Diyene kadar
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan
İkimizin de mutlu olduğu yerdeyim.
Zaman ve mekânımız ayrı da olsa
Kimselerin olmadığı bir anda
Sadece ben!. Sen!.
Bir de fotoğraf makinem!
O günlerde;
Söylediğimiz o şiirde ki gibi
Aslında sen de hiç farkında
değildin!.
Sana her bakışımda
Defalarca defalarca
Gözlerimle hep seni öptüğümü!
Şimdi;
Burada çektiğim fotoğraflara
Bakanlar da farkında olmayacaklar!.
Deklanşöre her bastığımda
Aslında hep seni çektiğimi!.
Ve her resim karesinin
Seninle dolu olduğunu!
Tuncay ÜNDE
(Fantastik)
Bana zaman ayırdığınız için teşekkür
ederim.