Öğretmen’e giden yolda hata yapmak, yaşama giden yolda hata
yaşamak demektir.
Her yıl olduğu gibi gönülden ve yapmacık duyguların karışımı
ile duyguların dile getirildiği bir 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü daha geride
bıraktık.
Artık bir yıl öğretmenlerimiz ile ilgili sıkıntıları
dinlemeye devam eder, bir 24 Kasım Öğretmenler Günü geldiğinde bu sıkıntıları
giderilme analizi yapmadan unutur, benim canım Öğretmenim diye diye, ülkemizin geleceğine yani çocuklarımıza kendilerini adamış öğretmenlerimizin
bile ayarlarıyla oynarız.
Fakat adı üzerinde ÖĞRETMEN, türlü olumsuzluklara rağmen, 24
Kasım geldiğinde gözleri daha bir enerjiyle bakıp, günün büyülü ortamlarına
kendilerini adapte etmekteler.
Tabi ki lafı bir yere getirmeye çalışacağım, bu sebepten
sonuna kadar savunduğum sözlerim ile girizgâh yapma gereği duydum. Ha, birileri
benim bu yazıyı yazma konusunda, en son kişi olabileceğimi düşünse bile, işte tam da bu sebebin tetiklemesi ve bu davranış biçimini, bu düşünce yapısını Öğretmenlerimize en büyük hakaret yapılmış kabul
edeceğim içinde, ben yine de aklıma mukayyet olamadığım duygularımı
aktaracağım.
Öğretmenlerimizin atamaları, atanamamaları veya ücretlerinin
yeterli olup olmadıkları, bu işte sorumluluğu olan yöneticilerin sorunu ve tabi ki
de, günahı da sevabı da onların boynuna olur.
Benim vurgulamaya çalıştığım konu ise, tam bir emek sıkıntısı yaşayan Sözleşmeli Öğretmenlerimizin durumu. Demek ki öğretmen açığımız var ki, biz
atanamayan binlerce öğretmen varken, yılı kurtarmak için kendi koyduğumuz genel
kuralları alt üst edip sözleşmeli öğretmenler ile eğitim yılını veya yıllarını
kurtarmaya çalışmaktayız.
Onca yıl mektep medrese görmüş, bu süreçte sıkıntılar yaşayan
binlerce genç üniversite mezunumuz, yaşam şartlarının acımasızlığından
Sözleşmeli Öğretmen mantalitesinin yanlışlığını bile bile, aynı okulda belki de
aynı branşta derslere girip kadrolu öğretmen ile aralarında ki yazmaya utandığım ücret aralıklarının olduğu şartlarda çalışmaya zorlanmaları, tam bir
emek sorunu oluşturmakta.
Naçizane önerim, eğitim sisteminin günün şartlarında
ilerleyebilmesi için ya atamaların zamanında ve ihtiyaçlara göre yapılması, ya
da bu açığı kapatacak ve yıllardır sıkıntı yaşayan sözleşmeli öğretmenlerin
ücretlerinde iyileştirmelerin mevcut yaşam koşullarına göre yeniden gözden
geçirilmeli.
Aile içerisinden aldığım terbiyem, ilave olarak yaşamımdaki tüm öğretmenlerimin
katkısı inkâr edemeyeceğim boyutlardayken, aldığım spor ahlakı ve sporcu duruşu
sayesinde, yaşamıma birçok değişik değerler katarak fark edilmemi sağlayan, çok
Değerli Beden Eğitimi Öğretmenim Merhum R. Şahin Köktürk şahsında, tüm Öğretmenlerimin 24 Kasım Öğretmenler
Gününü en kalbi duygular ile tebrik ediyorum…