Varoluşumuzdan beri, dünyamızı hayvanlarla
birlikte paylaşıyoruz. Onların, yaşam haklarına yasalar eliyle uzanan bu gaspı kabul
etmiyorum.
Sadece bu yasa yoluyla değil, ormanları rant
uğruna talan ederken, şehirleşebilmek için canlılara doğada yer bırakmazken kimse
kendine ceza kesmiyordu.
Devlet eliyle, sadece şuanı düşünerek atılan
bu adımların, gelecekte nasıl bir toplum yaratacağı belirsizliğini koruyor.
Ülkede yaşanan birçok olay ya da yasal
düzenleme, çocukların duygu düşünce yapısını da etkiliyor. Bu çocukları,
gençleri, bizler yetiştirip, sonra da yeni nesili hiç anlamıyoruz diyoruz.
Z kuşağını henüz kendimizin bile nereye
varacağını bilmediğimiz yasaları anlamlandırmaya çalışırken bulacağız. Sevgisiz
toplumun adımları ekiliyor, görebiliyorum.
Türk insanı anlatılırken, ne kadar sevgili saygılı,
sevecen, misafirperver oldukları söylenirdi, şimdi Avrupa ve Amerika
sokaklarında hayvan fotoğraflarıyla, artık durun diye pankartlar açılıyor.
Ülkemizde birçok Sanatçı kampanyalarla
yasanın çıkmaması yönünde fikir beyan ediyor, bilinçlenme adına şarkılar
yazılıyor.
Birilerinin ne dediği ne düşündüğü çok mu
önemli diyorsunuz. Peki önemli olmasın, vicdanınız bu yasayı nasıl kaldıracak bir
de onu düşünün. İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır diyen Atalarımızın bir
bildiği olmalı değil mi?
Eğitimin ilk tohumu olarak bile sevgiyi
aşılamaya çalışırken, şimdi yasalarla yapılmaya çalışılan bu düzen maalesef ki
kabul edilemez. Bu durumu küçük çocuklarımıza nasıl anlatacağımızı düşündüm de
işin içinden çıkamadım.
Yol yakınken, başka çıkış yolları aranmasını
diliyorum.
Bu dünya hepimize yetecek kadar büyük...
Neyir Erkan Şişman