Beykoz Devlet Hastanesi’nde Önemli Gelişme

26-09-2024 772 Yorum yok. Yorum Ekle

Bundan 4 yıl önce "Beykoz Devlet Hastanesi Yönetimi Uyuyor mu?"  adı altında bizzat yaşayıp  tanık olduğum bir olayı kaleme almıştım.

Kalça kemiği kırığı sonucu hastaneye gelen bir kişinin geçmişteki hastalıkları ve tedavileri araştırılmadan sadece o günkü akciğer filmine bakarak karantinaya atılması...  Verilen kararın hatalı olduğu İki gün sonra anlaşılıp karantinadan çıkartılması... Kırık ameliyatı için en az 15 gün sonraya gün verilecek olması... Yaşanan tüm aksaklıkları doktorlara söylediğimiz de sanki hastanın kaderi buymuş gibi "Bu yaştaki insanlar kırık vakalarında zaten uzun süre yaşamıyorlar" gibi hatalarından daha kötü savunma sözleri sarf etmiş olmaları... vs. vs.

O tarihte gazetede ve sosyal medyada yayınlanan yazımın altına yüzlerce yorum gelmişti. Bunların içinde beni en çok etkileyen ve "İyi ki bu yazıyı gazete de yazmışım" dedirten yorumlardan biri "Siz annenizi daha sonra başka bir hastaneye götürüp kurtarmışsınız fakat ben babamı maalesef kurtaramadım" olmuştu.

Yazıya başlarken dediğim gibi bu yaşananlar dört sene önceydi. Şimdi gelelim günümüze…

İçinde bulunduğumuz ay yani Eylül’ün 9’unda annemin rahatsızlığı için yine 112’yi aradık ve Beykoz sınırları içinde olduğumuzdan acil ambulansı bizi yine Paşabahçe hastanesine götürdü. Dört sene öncesi olduğu gibi çoğu gençlerden oluşan ambulans personeli ve hastane acil servis personeli hasta annemle ilgilenmeleri, sorunun çözümü için uğraşları yine muhteşemdi.  Beni asıl merak ve tedirgin ettiren konu acil kısmından sonrası üst kata çıktığımızda yani kalıcı servisteki doktorların tutumları acaba ne olacaktı...

Fakat korktuğum gibi olmadı. Dört sene öncesine göre dört yıl daha yaşlanmış olan anneme karşı "Bu yaşta ki hastaların kaderi...."  demeden ilk başta annemin geçmişte geçirdiği rahatsızlıkları ve tedavileri ile ilgili bizden bilgiler alırken aynı zamanda e-nabız a baktılar. Birden fazla servis doktoru birbirleri ile iletişim halinde karar vererek annemin acil de çekilen tomografi ile yetinmeyip önce MR çekildi daha sonra vücudunun birkaç yerinden ultrason görüntüsü alındı. Bu arada fizik rehabilitasyon servisinden yardım istendi ve ikinci günden itibaren ilaç ve fiziksel tedaviye başlandı.

Bugün bu yazıyı yazarken hastaneye geldiğimizin dokuzuncu günü ve kısmetse birkaç gün sonra annem taburcu olacak. Bu süre zarfında ilk başta dahiliye daha sonra palyatif servisinde birkaç hasta ve yakınları ile konuşma fırsatım oldu. Gördüğüm kadarıyla hastalar iyileşme konusunda umutlulardı. Çünkü bulundukları hastanedeki doktorların kendileri ile ilgilendiklerini ve kaderlerine terk edilmediklerini biliyorlar.  Ve bu düşünce bir hasta için en güzel ilaç olsa gerek.

Geçmişte yani 2000 yılı öncesi doktorları ve teçhizatı ile İstanbul'un en kaliteli hastanelerinden biri olan ve bir çok alanda başarılı ameliyatların yapıldığı Beykoz Devlet Hastanesi'nin yine o parlak dönemlerine doğru adım atıyor olması şahsen bir Beykozlu olarak beni çok mutlu etti.

İnşallah bu olumlu değişim devam eder ve kalıcı olur. Aldıkları eğitimi ve ettikleri Hipokrat yemini unutmayan, geleceğimize umut veren doktorlarımız ve yönetimler sayesinde hiç kimse sevdiklerini ihmal ve çarpıtılmış kader anlayışı yüzünden kaybetmez.

Bana zaman ayırdığınız için teşekkür eder sevdikleriniz ile birlikte sağlıklı günler dilerim.

TEŞEKKÜR

Çocukluğumdan bu güne kadar gördüğüm bir durum var ki Devlet Hastanelerinde görev yapan doktorların çoğunluğu hasta veya yakınları ile konuşurken yüzlerinin gülümseme kasları felçli gibi bakıp sanki lütuf gibi konuşurlar.  Fakat hastanede kaldığımız sürede bu çoğunluğa uymayan, yüzlerinin kasları normal insanlar gibi işleyen, hasta ve yakınları ile diyaloğu normal insanlar gibi yapan, gereken bilgileri vermekten kaçmayan, kısacası Hipokrat yeminin hakkını veren bir doktoru tanıma ve gözleme fırsatım oldu. Beykoz Devlet Hastanesi Palyatif servisinin doktorluğunu yapan Dr. Emine Pakır. Kendisine sadece şahsım adına değil bir Beykozlu olarak teşekkürü borç bilirim. Yolunuz açık olsun.

Ozan Derviş

Dokuzuncu köy ile onuncu köy arasında yolculuk...

26-09-2024 Yorum yok. 822
Neyir Erkan Şişman

SAHİP ÇIKIN

26-09-2024 Yorum yok. 699
Tekin Toklucu "Ters Köşe"

OZAN DERVİŞ İLE DOBRA DOBRA...

26-09-2024 Yorum yok. 713
Tuncay Ünde

Beykoz Devlet Hastanesi’nde Önemli Gelişme

26-09-2024 Yorum yok. 773
Yaprak Akın

Boğaziçi İmar Kanunzedeleri-3-

28-09-2024 Yorum yok. 662
Erdal Uzuner

KONUT SORUNU VE DÖNÜŞÜM

26-09-2024 Yorum yok. 747
Hacı Arıcı

BEYKOZ’DA GENÇLER VE GENÇ BİR SİYASETÇİ

26-09-2024 Yorum yok. 877
Cüneyt Pulant

Ümidimiz umutsuzluğa döndü...

26-09-2024 Yorum yok. 791
Feride Gündüz "Hoş Kalem"

HEPİMİZ SORUMLUYUZ

28-08-2024 Yorum yok. 785
Asiye Çakır

ERİYORUZ !...

28-07-2024 Yorum yok. 1462