Boğaziçi’nin, yasayla planın birbiriyle barışık olmamasından kaynaklanan plan bütünlüğü eksikliğini ve çelişkisini ortaya koymakta. Yetmiş sene önce alınmış kararların mevcut durumda uygulanabilirliği tartışılacak durumda. Boğaziçi alanında, 1950’li yıllarda başlayıp, günümüze kadar hızlanarak gelen ve çözüm bekleyen çok yönlü planlama, imar ve uygulama sorunlarının bulunduğu ve bu çelişkili durumla var olmaya çalışan bir BOĞAZİÇİ SAHİL ŞERİDİ’miz var.
En
son 4 Ocak 2023’te onanan öngörünüm ve sahil şeridine ait uygulama imar lejantı
ve plan hükümleri değişikliği, koruma kararının uygulanabilirliğini sorgulatmakta.
Görüldüğü gibi gerekli hallerde, ihtiyaca göre planlarda iyileştirmeler ve
revize planlar yapılabilmekte. Kurumlara ve kişilere özel öncelikler ve
imkansızı, imkanlı hale getiren durumlar görülmekte. Apar topar iyi planlanmadan, sınırları gerçekçi
ve uygulanabilir olmayan bir öngörünüm koruma planı.
Nereyi
koruyabilmişler ben göremiyorum. Özellikle Beykoz’un yüzde yetmişinde gecekonduları
ve kaçak yapılaşmaları görebiliyorsunuz. İptal edilen 47.maddenin (3f) ve (3g) bentleri
ile seçim dönemlerinde göz yumulan, planlı, plansız yapılar ile kaçak yapılar
ve gecekondularla iç içe yaşanan bir Beykoz oluştu. Ayrıca, nitelikli konuta en
fazla ihtiyacı olan ilçe… Plansız koruma kararından büyük zarar gören bir arsa
hikayemiz var. Enteresan bir konumda arsanın bulunduğu parsel öngörünüm olduğu
bilgisiyle, yaşanan bu durum hikayeye dönüştü. 1974 yılı Ağustos ayında satın
alınan bir arsa… Yüzlerce konutun içinde, tek bir Arsa… Öngörünüm alanı içinde
kalmış ve İmarsız belki de bir metre fark ile imarlı da olabilir, net cevabı
kimsede yok !!!! Arsanın durumunun belirsiz olma ihtimali de yüksek…Çünkü
komşuları gibi arsasının üzerine konutunu vaktinde yapamamış.
Arsayı
satın aldığı yıllarda, sürekli değişen planları takip edememiş. Bu durumdan da
görüldüğü gibi, Boğaziçi öngörünüm sınırlarında, revize plan yapılmalı. Beş yüz
metre ilerisi Üsküdar ilçe sınırı ve Kentsel dönüşüm yapılan mahalleler var ve geri
görünüm alanında olabiliyor iken, denize 900 metre mesafede, yakın civarında
eski eser tescilli yapı olmayan, Göksu mahallesine denk gelen bir arsa, hem de
etrafı konut kullanımlı binalarla çevrili... Tapusunda, bağ, bahçe, tarla veya
bahçeli ahşap ev yazmayan bir Arsa. Buradan bazı sorular çıkıyor. 1974 yılında
Anadoluhisarı’nın tamamının tescillenerek, bölge tamamen yapılaşmaya kapatılırken,
bir önceki imar planına göre parselasyonu yapılmış, arsaya dönüşmüş mahalle ve
konumlar titizlikle incelendi mi ??
Bu
arsanın etrafındaki betonarme binalar yapılırken nasıl görülemedi veya
kimlerden izin alarak bina yapılabildi!! Anadoluhisarı’nda değişen planları
takip edenlerin inşaat ruhsatı alarak yapmış olduğu birkaç bina mevcut. Hatta,
eski eser ahşap evler bile mahallenin dokusuna uymayacak şekilde ve çevre
kirliliğine sebep olacak şekilde betonarme niteliksiz yapılara dönüşebilmiş. Niteliksiz
yapıların bir çoğunun 1974-1982 yıllarında inşaa edildiği görülmekte.. Görüldüğü
üzre, bu bölgede yaşayan veya yaşamayı seçen kişilerin mülkiyet hakları bilerek
ya da bilmeyerek engellenebilmekte.
Tüm
bu sonuçlar, Boğaziçi’ndeki yasal düzenlemenin çelişkisiz bir bütünlük içinde
düzeltilmesini ve uygulanabilirlik kazandırılması gereğini vurgulamaktadır.
Bu
bilgi ve önerilerin gerekli kurumlara ulaşmasını dilerim.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Hepimize Kutlu Olsun…
Öngörünüm Mağdurları
Sayın Yaprak hanım,
Naçizane görüşüm, Boğaziçi yasası değişimi elzemdir.
Öngörünüm Gerigörünüm sınırları yeniden belirlenmelidir.
İmar yasağı kesinlikle çözüm değil. Çözüm olsaydı, yanlış hatırlamıyorsan yaklaşık 10 bin yapı kaçak yapılmazdı ön görünüm de?
Zamanında iki albayın çizdiği söylenen ön görünüm çizgisi, günümüzün teknolojik imkanları kullanılarak yenilenmeli diye düşünüyorum. Saygılar
Öngörünüm
Yazınızın ana konusu çok doğru ama işgalden bahsederken niye sürekli gecekondu ibaresini kullanıp asıl mağdurları bir kez daha mağdur ediyorsunuz. Beykozu mahveden dışarıdan gelen ve her yeri villa ile dolduranlar değil mi? sizin gecekondular dediğiniz belki 60-70 yıldır buradalar. Böyle yazarak, Beykoz' un asıl yerlisini mağdur etmiyor musunuz?