Beykoz’da yayın yapan gazetelerin isimleri her hangi bir sebepten dolayı alt alta sıralanması gerektiğinde, her gazete kendi adı ile anılmakta bir tanesi var ki, on kişiden sekiz tanesi, bu gazetemizin adını gerçek adı ile değil de, ilçemizdeki bir kurumumuzun adı ile birlikte kullanılmakta.
Yayına başladıkları günden itibaren, kimlik bulma çalışması içerisinde olan bu arkadaşlarımızın isimleri gündeme geldiğinde, isim konusunda yanlış yakıştırma yapan birçok mevki sahibi kişi ve kurum yetkililerine, uyarılarda bulunmamıza karşılık, ve bu kişilerin yaptıkları yanlışlıktan dolayı, bizden özür dilemeleri yaşanan bir gerçek olarak tüm çıplaklığı ile ortada dururken, Değerli arkadaşlarımızın kendilerini hiç alakadar etmeyen konuyu, kendi dünyalarında bir kılıfa sokarak, haber konumuz olan kurum adına basın sözcülüğü yapıyormuş izlenimine kadar götürmüş.
13 Haziran 2006 özel dosyalar arşivimizde bulunan ve halen okunabilir durumdaki, “Çay Zevki Tarihe Karışıyor” ve 23 Haziran 2006 yine özel dosyalar arşivimizde, halen okunabilir durumdaki “Çay Tiryakilerini Allah Korudu” haberimizden sonra, arkadaşlarımız konuyu web sayfalarında, gönüllerindeki noktaya çekmek sevdasında olmuşlar. Arkadaşlarımızın samimiyetsiz davranışları sebebiyle şimdilik isimlerini dahi anmanın doğru olmayacağı kanısındayım. Beykoz’da yerel gazete okuyanların, veya web sayfası takip edenlerin konuyu hemen anlayacakları gibi, Beykoz dışından da sitelerimizi okuyanlar içinde, isim vermememiz daha iyi, onlarda konuya ilgi duyarlarsa Beykoz ilçesi haber sitelerini dolaşırken, meraklarını giderdikleri gibi Beykoz hakkında da bilgileri olmuş olur.
Açıklamasını yapamayacağımız hiçbir davranışımız söz konusu olamaz, 46 sayılık sürecimizin hesabını her isteyene kelime kelime verebiliriz. Yalnız hep hatırlatmakta olduğumuz bir düşüncemizi yeniden sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz yayın organlarına emek sarf edilerek çıktığı için son derece saygı duymaktayız. Yayın ilkeleri bizi hiç ilgilendirmez, her yayın organını okuyucuları değerlendirir ve kendi dünyalarında yorumlarlar. Biz yazımızın başında isimlerini verdiğimiz, on gün arayla aynı konu üzerine yaptığımız iki haberimiz üzerine, yakıştırılan senaryo maddelerine tane tane açıklık getirip, konuyu kapatacağız.
Konuyu kapatmamızın birileri ile oluşacak hak arama mücadelemizden geri adım gibi algılanmasın. Son kez bir defa daha söylüyoruz, her kelimenin hesabını verir her uydurma senaryonun hesabını sorarız.
Belki yazılarımızdan tatmin olmayan çok fanatik okuyucu kitlesi olabilir, bu okurlarımız ile kendilerini aydınlatmak üzere davet ettikleri yere gidebilir veya onları misafir ederek daha da olmazsa telefon ile sordukları her soruyu cevaplayarak, aydınlanmalarına yardımcı olabiliriz. Tabi bu teklifimiz, Beykoz dışından olan okuyucularımıza sadece telefon için geçerlidir.
Bu tür görüşmelerde karşımızdaki kişiyi veya kişileri tatmin edemezsek, ilk sayımızı çıkarırken söylediğimiz gibi gazetemizi kapatırız.
GAZETEMİZİ HEDEF ALAN ASILSIZ İDDİALARI VE KARŞILIĞINDAKİ AÇIKLAMALARI TÜM, ŞEFFAFLIĞI İLE SUNUYORUM.
Konuyu, yapılan yakıştırmalardan ve tarih verdiğimiz haberlerimizden bilgilendiğiniz mantığından yola çıkarak, önce karşı tarafın iddialarını, onların sıralamalarına göre yazıp altına bizim açıklamamız şeklinde madde madde açıklayacağım.
İddia: Beykoz Belediyesinin yapmış olduğu milyon dolarlık ihalelerle ilgili her hangi bir açıklama istemeyen yayın organının, ihale gerektirmeyecek kadar düşük meblağa yaptırılan tadilatın ihalesini sorması, çıkar amaçlı olduğu gerekçesiyle öfkeye yol açmış.
Cevap: Yazının ilerleyen bölümünde yayın ilkemizi bizzat benim ağzımdan birçok kere duyduklarını söyleyenler, davranışları ile bizi doğrulamışlardır. Yayın ilkemizden dolayı anlatılmaya çalışılan milyon dolarlık ihaleler ile işimiz hiç olmadı. Okurlarımızın talebi üzerine sadece çay bahçesindeki çalışmayı kurumun yetkililerinin cevaplandırması için haber yaptık. Bunun neresinde çıkar var, kimin öfkelenmesine sebep olmuş, oldukça düşündürücü.
İddia: Yapılan haberde hiçbir yetkiliden bilgi almadan, çay zevki tarihe karışıyor, isimli haberimizi, çay bahçesi hakkında topaloğlu uzay hattından haber almamızı ve hummalı çalışmayı hayal ürünü olarak görüp, takiyye yaptığımızı belirterek eklemişler. Yapılan çalışmayı hangi firmanın ne kadar bedel karşılığında yaptığını, eğer ihale yapıldıysa kimlerin katıldığını, ihale yapılmadıysa hangi yöntem ile özellikle kime yaptırıldığını sorduğumuz cümlelerin, gazetecilik maskesi olarak kullandığımızı iddia etmekteler.
Cevap: Güzel arkadaşlarım ortada kocaman bir yapı var ve bu yapı on gün sonra denize uçmuş, daha kime ne sorayım, takiyye konusuna gelince valla biz bilmeyiz bunu en güzel sizin bildiğinizi biliyorum. Topaloğlu uzay hattı mizahına gelince orasını anlayamazsınız, anlamanıza da gerek yok zaten. Ya kardeşim ne maskesi teksas tommiksmi oynuyoruz bırakın Allah aşkına, kurum aslanlar gibi çıkar, ne şekilde verdiğini açıklar her şey olur biter, biz meraklısı değiliz bizden konuyu öğrenmek isteyen okurlarda aydınlanır olur biter. Gerçi bu saatten sonra açıklama başka yerden de gelebilir, çünkü bu kurumun basın sözcülüğünün meraklıları var.
İddia: Küçük bir bedelle yaptırılan tadilatın, Beykoz’un gelişmesine engel olmak istemediği için, insanların yanlış değerlendirmelerine yol açacak haber yapmayı etik açısından doğru bulmadığımı dost meclislerinde birçok kez açıklamışım. Ne güzel yapmışım yahu, çünkü arkadaşlarımız eninde sonunda doru noktaya parmak basmışlar. Ardından, haber konumuzun ne alakaysa, geçmişteki basın yayın adına yapılan yakışıksız işleri tartışmaya açmış.
Cevap: Önce buna kocaman bir çüüş denir. Ya kardeşim ne alaka, tadilatın küçük bir bedelle olduğunu bilen, bu kurumun ortağı falandır ve bu küçük bedelin ne olduğunu da bilir. Sonra bu bedelin ne olduğunu ve kimin yaptığını açıklamanın Beykoz’un ilerlemesine ne zararı varmış, pes doğrusu. Ama bu açılımınızdaki tespitiniz için teşekkür ederim, benim sözlerimi iyi açmışsınız, ben Beykoz’a zarar vermek istemeyenlerin sıralamasına girebilecek birisiyim.
İddia: Bu iddiada birkaç soru birbirine bağlantılı lütfen karıştırmayın.
Söz konusu yayın organı, geçen yıl Beykoz Çayırında yapılan Beykoz Renk Ahenk adlı festival etkinliklerini yüklü meblağ karşılığında yaptığımız ve bu konu ile bir başka internet sitesinde haber konusu olduğunu açıklamışlar.
Ayrıca aldığımız ücreti şeffaflık örneği göstererek açıkladığımızı belirtmişler ve son çay zevki haberimiz ile de, yeni festival için zemin oluşturduğumuzu iddia etmekteler.
Ayrıca aynı sütün da, basın sözcülüğüne devam ederek, kamu kurumlarına ait özel teşebbüslerin 2 trilyona kadar ihalesiz alım yapabileceğini belirtmişler.
Cevap: Sevgili arkadaşlar ve değerli okurlar, biz sadece geçen sene değil 4 yıldır festivallerde, bir ay boyunca alanda 2-3 personel bulunup gerekli altyapıyı oluşturup, festival sonrasında, hazırladığımız çok özel çalışmayı ek sayı olarak, çeşitli kurum ve şirketlerle görüşüp sponsörlük veya reklam bedeli karşılığında Beykozluya geniş bir şekilde duyurmayı sağladık. Birçok sivil toplum kuruluşunun lokalinde çerçeve içerisinde bizim bu sayılarımız asılıdır. Kaldı ki, bu teklifleri özel sektöre yapma düşüncemizi hiç gerçekleştirmedik, çünkü güzelliği yaşatan Yerel Yönetim onure olmakta onlara yakışır düşüncesi ile hep yerel yönetimler ile çalıştık.
Okurlarımız çok iyi biliyor olmasına karşılık, sizlerin bilmediği bir konuyu daha bilginize aktarayım. Sadece bununla da kalmadık yine 4 yıl Halk Eğitimi Merkezinin yıllık çalışmalarını sponsörler sayesinde ek sayfalarda verdik, ayrıca bir kez de 23 Nisan etkinlikleri için aynı yöntem ile özel ek sayı çıkardık.
Bütün bu özel sayıları çıkarırken, özel sayılarda sadece bir tek konu işlenmiştir, ikinci konuya asla yer verilmemiştir ve bu düşünce ile de kuruma özel yapılan sayı niteliği korunmuştur. Özel sayıların dışında gazetemiz rutin olarak çıkmaya devam etmiş olup, özel sayılardaki haberlerin aynısı rutin sayımızda da çıkmıştır.
Arkadaşlar bu özel sayı çalışması, öylesine güç bir çalışma olmasına karşılık, içi iyi doldurulmuş bir özel sayının alıcısı her zaman bulunur. Allahtan aylar önce bu sene yapmayacağımızı eşe dosta söylemiştik, sizde vesile oldunuz, ne dersiniz taliplilerine şimdiden hayırlı olsun diyelim.
Para konusuna gelince, alınan para çok cüzi bir rakam, şimdiki yönetim pazarlığı çok seviyor, önceki yönetimden çok aşağı çektiler. Bir başka web sayfasında çıkan habere gelince. Çubuklu Spor Kulübünün Taç Restaurant’ta yaptığı yemekte, basın mensupları sohbet ederken, bir arkadaşımız bizim sizlerle yaptığımız dosthane sohbetimize kulak kabartmış ve sohbeti kendi dünyasında değerlendirip medya patronları çıkarları için tartıştı diye, sitesinde haber yapmıştı.
Her ikimizi de muhatap aldığı için sizi aradım, bu arkadaş asılsız bir şeyler yapmış ben cevap vermeyi düşünüyorum, sizin tavrınız ne olacak diye nezaketen sorduğumda, aynen şu cevabı aldım, ya bırak ağabey biz onun yalan söylediğini biliyoruz, cevap verirsek ona değer vermiş oluruz ve kahraman yaparız. Bırakalım hiç cevap yazmayalım teklifinize ortak olmuştum. Ne bileyim kardeşim düşüncenizin zaman içinde değişeceğine de kahramanlık peşinde koşacağınızı valla anlayamamışım. Gerçekten de halt etmişim, kardeşim adam senin hakkında yalan yanlış yazıyorsa, sen daha niye başkalarına soruyorsun versene ağzının payını. Evet size sormakla hata ettiğimi de bana ispat ettiğiniz için, ikinci teşekkürü de etmiş olayım. Son festivalde aldığım size göre yüklü bana göre cüzi rakamı, size şeffaflık olsun diye açıklamadım, bana ödeme yapacak kişiden, ben daha ödeme almadan sizin öğrendiğinizi tahmin ettiğim için, aldığım beledi hiç sıkılmadan sorduğunuzdan, çarşıya pazara karşı ayıp olmasın diye söyledim. Unutmadan son bir konuya da açıklık getireyim, 2 trilyona kadar olan yatırım bedellerinin kurumun kendi yetkisinde yapabileceğini yazarken, aynı işi yapan birkaç gerçek firmadan teklif alınacağını her halde unutmuşsunuz.
Açıkladığım gibi özel sayı adı altında, çok büyük zahmetlerle çıkardığımız, ek sayılarımızın dışındaki rutin çıkarttığımız sayılarımız ile ilgili bir tek kişi veya kurum biz her hangi bir haber için bedel ödedim der ve ispat ederse, ilk sayımızda yaptığımız açıklamada belirttiğimiz gibi gazetemizi kapatırız
Mevcut habere açıklık getirdiğime inanarak, yazımı yayına vermeden önce karşı tarafın haberinde bir yorum vardı. Yorum yazan kişinin de kafası karıştırılmış, haklı olarak ortaya koyduğu çelişkilere cevap verme gereği duyuyorum
Yorum yazanın iddiaları: Kısaca; aynı haberi değişik sitelerde okumanın kıyaslama yapma açısından iyi olduğunu, haberden para almanın yanlış olacağını, biz böyle bir şey yaptıysak, bizimde yanlış yaptığımızı, Muhtarlar derneği koordinatörlüğümde pozitif, şimdi ise asabi olduğumu ve rumuz ismimin dışında gerçek adımla hitap etmesi gibi kendine göre tespitleri.
Cevap: Arkadaş haberler arasında değerlendirme yapma fikrinle, haber karşılığında para alınmasının yanlışlık tespitine katılıyorum. Bu konuda haber içeriğinde detaylar yazdım sanırım yeterlidir.
Muhtarlar Derneği olayına gelince, Cavit Gül Başkanlığındaki iki yıllık dönemde Koordinatörlük yaptım ve haber konularının dışında da bir çok konuda güzel çalışmalarımız oldu. Yakın zamanda yapılan genel kurul öncesinde seçilecek yönetimin önünü açmak düşüncesiyle, divan kuruluna istifamı verdim. Yeni seçilen Yüksel Kılıç Başkanlığındaki yönetimin şahsımdan böyle bir talebi olmadı, ben yine eskisi gibi Muhtarlar Derneğinin ve Muhtarların davet ettiği her etkinliğe gittim. Muhtarlar Derneğinde görevim olmadığı zaman neden bu derneğin çalışmalarının içerisinde eskisi gibi olmam gerekli anlayamadım. Arkadaş sen hiç merak etme, benim Beykoz’daki tüm Muhtarlarla ve onların Derneği ile ilişkilerim aynı ölçüde devam etmekte, bunun kanıtını dernek başkanından öğrenebilirsin.
Ozan Derviş olayına gelince 11 yıl önce başladığım radyoculuk yıllarımda çalıştığım kurum kendi adımı kullanmama izin vermediği için, rumuz kullanmak zorunda kaldım, yakın arkadaşlarım, akrabalarım ve dostlarım dışında herkes beni rumuz ismimle tanır. Seninde söylediğin gibi adım Kemalettin Erkan, ve değerli arkadaşlarımız bunu net olarak bilmelerine ve bir çok kez bu isimle haber yapmalarına karşılık, muhtarlar derneğindeki görevim zamanındada rumuz ve isme takılarak insanların kafalarını karıştırmışlardı. Arkadaşlar böyle küçük saplantılar ile uğraşmayın. Türkiye’de ve dünya’da rumuz kullanan tek kişi ben değilim, etraf bunun örnekleri ile dolu.
Uzun lafın kısası diyeceğim ama, tekerlemeye uymuyor, kendimi sizlere net ifade etmek ve kafalardaki soru işaretlerini kaldırabilmek için detaylara inerek bilgiler aktardım.
Net olarak anlatmak istediğim şudur, bizi kimsenin yayın ilkesi ilgilendirmiyor, onların emeklerine en üst düzeyde saygı duyuyoruz.
Bahsi geçen haber konusu hakkında, cevap hakkı doğsa bile asla ikinci bir yazı yazmayacağım.
Ben bu arkadaşlarımı da içerisine alacak şekilde, ilçedeki tüm yerel basın kuruluşlarının ve mensuplarının dost olduklarını kabul ederek çalışmalarımı sürdürüyorum.
Haberimiz ile ilgili alışılagelmiş tutumlarından farklı bir üslup sergileyen arkadaşlarımızın, duygularında farklılık oluşmuş, inşallah yaptığım açıklamalardan sonra, uyum içerisinde eskisi gibi dostluğumuz devam eder.