Ligin bitimine yedi hafta kala, Fenerbahçe tamda herkesin umudunu kestiği dönemde yine bir Galatasaray maçını kazanarak takviye aldı.
Ama öyle bir lig mücadelesi izliyoruzki, Şampiyonluğu hiçbir takım kendine tutsak etmiyor, edemiyor.
Oysa bir takım çıkıp tüm maçları takır takır oynasa ve üçer puanı alıp gitse bu kadar tantana olamayacak.

Tam birisine hah işte oldu, her hafta galibiyet geliyor dediğimiz takımlar, zirvedeki heyecanı düşürmemek, Digitürk ün seyircisini azaltmamak ve hatta sponsorları pişman etmemek için düşe-kalka devam ediyorlar.

Kim derdiki, ömrü hayatında otuz bin seyircisini İstanbul’a toplayan Bursaspor’un Belediye takımına yenileceğini. Öyle kalabalık seyirciki, takımına kızamıyor, kırılmıyor. İyide yapıyorlar. Ama bu belediye Galatasaray hariç! herkese çelme takıyor. Son üç maçlara doğru izleyeceğiz kendilerini dikkatle.

Ve Eskişehirspor-Beşiktaş.2–0 öne geçen kırmızı şimşekler öyle bir gol kaçırdı ki, adeta ben bu maçı almak istemiyorum der gibiydi. Rıza hoca da tarihe geçecek ya, takımı önde ve hala üç forvet oynuyor. Skor sadece defans yaparak korunmayacağı gibi hücum oynayarak ta korunamıyor. Dünyanın en iyi takımları bile bu denli cesaretli olamazken, Rıza Çalımbay tarih yazmak istedi sanırım. Karşısında Beşiktaş’ın olduğunu! Unuttu…

Gözler Pazar günü akşamına çevrildi. Ali Sami Yen Stadında ezeli rakip GS-FB karşı karşıya geliyordu.
Ünlü teknik direktör Rijkaard ın intihar timi gibi, iki orta sahalı takımına karşı, Emre olmadığı için daha sakin ve ayağa oynayan Fenerbahçeye karşı, Rijkaard son mermiyi de İdmansız, dermansız Arda yı oyuna alırken M.Topal ı çıkararak attı.

Ve iki tığ gibi kaleciyi uğruna harcadıkları Kavak yelleri Leo Franco nun devrilmesi ile de Şampiyonluk için geride kalan maçlarının tümünü üç puanla kapatmaya kendini mahkum etti.
Emre demişken, bu çocuk Terim zamanından aldığı sinir şırıngasını hala damarlarında taşımaya devam ediyor. Sinirli

Vücut dili ayaklarına da vuruyor ve adeta kavga ediyor. Bizim bilmiş medyamızda adını hırs olarak taçlandırıyor. Doğrusu Emre’nin olmayışı bir şans idi Fenerbahçe için.
Gelelim Arda ‘ya…Birtakım yalakalar tarafından MESSİ ile kıyaslanma saçmalığı neyse ki bitti.Tabii Arda”da bitti bu arada.Başka bir şey daha,Ülkemizde kız arkadaşları ile gezen onlarca yabancı yerli futbolcu Haber ve magazinciler tarafından yerle bir edilirken,nişanlı değil,evli hiç değil,Arda ile manken kızımız Sinem KOBAL ın aleni birlikteliklerini her an ve her anlamda alkışlar haldeler.Yoksa sadece el elemi tutuşuyorlar!...eğer böyleyse Arda’ya madalya vermek gerekir.Eğer değilse Koca Camianın delikanlı Kaptanı nın formsuzluğu ve bitikliği neden göz ardı ediliyor.
Yoksa Arda David BECKHAM çiftine mi özeniyor! Sinem evet te Arda?
Bu kadar magazin yeter.
Şampiyonluk aslında her takımın kendi elinde,
*Bursaspor un şampiyonluğu Galatasaray’a yenilmemesinden geçiyor, diğer maçları almak şartı ile tabi.
*Fenerbahçe nin şampiyonluğu, Beşiktaş ‘ı yenmesinden geçiyor ki, önümüzdeki iki hafta çok önemli.
*Beşiktaş ın şampiyonluğu, bu iki hafta Ankara Gücü ve Trabzon maçlarından kayıpsız çıkmalarına bağlı ki böyle olursa F.Bahçe den fark yemezlerse ipi göğüslerler.
*Galatasaray ın şampiyonluk şansı ise % 1 yani Hep kazanacak, rakipler takılacak, zira önünde üç rakip var. Yani 9 puan geride.
Sevgili okurlarım bunlar benim şahsi görüş ve düşüncelerim.
Bir zamanlar yenilmez ve namaglûp bir takımın Başkanlığını yapmış biri olarak bunları sizlerle paylaşmak istedim.
Tekrar ediyorum. Önümüzdeki iki hafta çok çok önemli.
Centilmence, zevkli ve hak edenin olmasını diliyorum.

Sağlık ve sevgiyle kalın
Tekin toklucu
Tekint55@hotmail.com