1 MAYIS DAYANIŞMASI

02-05-2010 3400 Yorum yok. Yorum Ekle
“1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramı`nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul`a gelen yaklaşık 500 bin kişi DİSK`in organizasyonu önderliğinde Taksim Meydanı`nı doldurdu. DİSK Başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. İnsanlar panik halde kaçmaya çalışırken panzerler de kalabalığın arasına doğru girmeye ve kitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşu`na itmeye başladı. Yokuşu`ndan aşağıya kaçmaya çalışan kalabalığı daha da korkutmak için bir daha ateş açıldı. İnsanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçmaya devam etti. 28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı.”
(Kaynak: web ansiklopedi)

İşte tarihe bu cümlelerle not edilen 1 Mayıs 1977’nin yıl dönümündeyiz. İşçiler, 32-33 yıl aradan sonra 1 Mayısı Taksim’de coşkuyla kutladılar. Bundan önceki senelerde Taksime çıkma yasağı nedeniyle birçok olay yaşanırken bu yıl İşçi Bayramı’nın Taksim’de kutlanmasına gelen izin tüm emekçilerin yüzünü güldürdü.

Biraz geriye dönüp Taksim kutlamaları için verilen izinin nasıl şekillendiğini hatırlayacak olursak,
22 Nisan 2008 tarihli haberlerin manşetlerini oluşturan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında 1 Mayıs'ın tatil olması ve Taksim'de kutlanmasını isteyen işçilere "Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” sözleri oldu.

Bu sözlerle hareketlenen Ülke gündemi, 1 Mayıs kutlamalarından sonra nasıl şekillenecek merak konusu…

1 Mayıs'ın tatil edilmesine yönelik taleplerle ilgili olarak Erdoğan, "Türkiye bir tatiller ülkesi. 1 Mayıs dünyada da resmi tatil olarak kutlanmıyor. Kutlayanlar var, kutlamayanlar var...
1 Mayıs'ı Emek ve Dayanışma Günü olarak ilan ettik" demişti.

Disk Genel Başkanı Süleyman Çelebi daha o günlerde 'Cevabınızı 1 Mayıs'ta alacaksınız' diyerek kutlamaların zeminini oluşturan ısrarlı tavrın koruyucularından olmuştu.

Ve tarihler 1 Mayıs 2010…
Tablo ortada, Bayramına kavuşmuş ve bugünü gönlünce kutlamış, 1977’de kaybettiği arkadaşlarını sükûnetle anmış koca bir topluluk.
Elbette korkulan bu güzel tablonun provakatif güçler tarafından bozulmasıydı. Önceki senelere göre küçük sayılabilecek olayların dışında bir durum gerçekleşmedi, üstelik alana poliste girmedi.

1 Mayıs 2010 kutlamalarının ve muhtemelen bundan sonraki 1 Mayıs kutlamalarının gölgesinde saklanan hüzünün tek kaynağıysa, 34 kişinin hayatını kaybettiği 136 kişinin yaralandığı, 1977’deki olayların sorumlularının hala aramızda dolaşıyor olmasıdır.
Olayların üzerinden geçen süre zarfında, bugüne kadar 1 Mayıstaki Kanlı Olayların faillerinin bulunması için girişimde bulunulmazken, 1 Mayıs Davası bir şekilde kapatılmışken,
32-33 yılın ardından kazanılan 1 Mayıs Haklarının devamı niteliğinde,
Bu Kanlı Olayın faillerinin de artık bulunması, Türkiye’nin Yakın Tarihine ışık tutacağı gibi bundan sonra ki 1 Mayıs kutlamalarını da daha anlamlı kılacaktır.

Yıllar sonra 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına izin almak adına kendi aralarında büyük dayanışma içerisinde olan sendikal kuruluşların, işçi sınıfının haklarını koruma ve geliştirme anlamında da aynı dayanışmayı, yine sendikalar olarak göstermeleri emekçi sınıfının sorunlarını giderme noktasında farklı bir çözüm yolu yaratacaktır.

Neyir ERKAN.