CHP Beykoz İlçe Kadın Kolları, Türkiye’de artan kadına şiddet ve çocuk istismar olaylarına karşı basın açıklaması düzenledi
Eylem Uzuner’in Başkanlığını yaptığı CHP
Beykoz İlçe Kadın Kolları, Beykoz Belediye Meydanı’nda çok sayıda üye ve
vatandaşın katılımıyla basın açıklaması düzenledi.
Gerçekleşen basın açıklamasına Beykoz Belediye
Başkanı Mimar Alaattin Köseler, CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı ve
MYK Üyesi Işıl Soyhan, CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Sevim
Arıkan Çalışkan, CHP Beykoz İlçe Başkanı Mahir Taştan, CHP Beykoz İlçe Gençlik
Kolları Başkanı Emre Mert Kılıç katılım gösterdi.
Dünya Kız Çocukları Günü’nde gerçekleşen basın
açıklamasını CHP Beykoz İlçe Kadın Kolları Başkanı Eylem Uzuner katılımcılarla
paylaştı.
Başkan Uzuner; “Adalet için Sessiz Kalmayacağız. Ayşenur
ve İkbal’in katledilmeleri ülkece kanımızı dondurdu. Onları hayattan koparan
vahşetin tanığı olduğumuz için üzüntü ve öfke doluyuz. Üzgün ve öfkeliyiz çünkü
bu iki genç kadının vahşice katledildiği gün Beyoğlu’nda bir tacizin video
kaydını ülkece izledik. Tacizciler serbest bırakıldı. Kamuoyu tepki verince
tekrar gözaltına alındılar, tutuklandılar. Haberimiz olmasaydı, görmeseydik,
duymasaydık, tepki vermeseydik; başka tacizler ve belki de cinayetler için
aramızda olmalarına göz mü yumulacaktı? Bu sorunun cevabını biliyoruz.
Biz bu
sorunun cevabını defalarca şikâyette bulunmasına rağmen sesini duyuramamış,
korunamamış İkbal’den biliyoruz. Biz bu sorunun cevabını tacize uğrayan, şiddet
gören kadınları koruma görevini yerine getirmeyen yahut suistimal eden
yetkililerden biliyoruz. Biz bu sorunun cevabını kişisel bilgilerinin faille
paylaşılmasından korkup hukuki süreçlere başvurmayan binlerce kadından
biliyoruz. Hukuk sistemi kadınları korumuyor, kolluk korumuyor, yasalar etkin
uygulanmıyor. Çok sayıda suç kaydı olan sabıkalı şahıslarla ilgili işlemler
ancak kamuoyu sesini yükseltince gerçekleşiyor!
Bir kez
daha soruyoruz; onlarca şikâyet kaydına rağmen görevini yapmayan yetkilileri
korumak yerine yaşamak isteyen kadınları korumak bu denli zor mu? Kadınlar
yaşamak istiyor!
Oysa
mağdurun suçlandığı, faillerin sırtının sıvazlandığı bu adaletsiz düzen kız
kardeşlerimizi, çocuklarımızı bizden koparıyor. Cezasızlık politikalarıyla,
teşvik edilen şiddet kültürüyle, kamuoyu baskısıyla ilerleyen hukuki
süreçlerle, güven kaybına uğrayan adalet sistemimizle gelinen nokta hepimizin
kanını donduran kadına yönelik şiddet oluyor.
Kamu
düzenini sağlaması beklenirken siyaseti dizayn etmekle uğraşan yargıyla,
gündelik siyasete malzeme edilen yasalarla geldiğimiz nokta kadınları hayattan
koparıyor. 22 yıldır kadınların yaşamı her gün daha da zorlaştırılıyor. Bugün
Türkiye’de artık hepimiz açık konuşmalıyız ki kadınları korumayan bir hükümet
ve yargı sistemi var. 6284’ü etkin uygulamaktan ve İstanbul Sözleşmesi’nden
başka bir koruma kalkanı da yok.
Ama
keyfiyet var, ama hukuku hiçe sayma var, İstanbul Sözleşmesinden bir gecede
çekilme garabeti var! Kadınlar ve çocuklar tehlikede! Bütün kadınlar bu
gerçeğin farkında olarak hayatlarına devam etmeye çalışıyorlar. Kadınlara karşı
işlenen suç ve şiddet verilerini tutan ya da yayınlayan bir devlet kurumu
olmadığı gibi hükümet yetkilileri tarafından bu verilerin üzeri örtülüyor,
kamuoyundan saklanıyor. Bu verileri tutan, yayınlayan kadın hareketi ise yok
sayılıyor. Türkiye’de kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetle ilgili resmi
verilere ulaşmak mümkün değil. Şeffaflıktan uzak bu tutum nedeniyle; kadın
örgütlerinin iş birliğiyle takip edilen detaylı veri çalışmaları var, ancak
bakanlıkta muhatapları yok.
Etkin
politika derseniz hiç yok. Kadınların kendi dayanışmaları var! Sıradaki hiçbir
kız kardeşimiz olmasın diye tutulan kayıtlarımız var. Çünkü kadınlar evlerinde,
iş yerlerinde, sokakta sadece kadın oldukları için öldürülüyor. En
yakınlarındaki erkeklerden tutun hiç tanımadıkları erkeklerin şiddetiyle
öldürülüyorlar. Erkekler kadınları tehdit etmek için kendi çocuklarını da
öldürüyorlar mesela. Babaları tarafından öldürülen çocuklar var.
Diyarbakır’da
cansız bedeni köyünde 19 gün sonra bulunan Narin var. Katili ya da katilleri
ise hala belirsiz. Kimi zaman da intihar etti denilerek karanlıkta bırakılmak
istenen kadın ölümleri var. Şule Çet cinayeti gibi pencereden, balkondan düştü
denilerek üstü örtülmeye çalışılıyor. Bu tablonun sorumlusu elbette siyasi
iktidar. Sistematik bir şekilde kadınlar şiddet karşısında çaresiz bırakıldı,
bırakılıyor. Politik bir tercih olarak koruma, önleme ve caydırıcılık
ekseninden uzaklaşmış uygulamalar ve cezasızlık şiddet salgınını büyütüyor.
Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Hanım, “aileyi koruma” görevinden bahsediyor.
Her haneye bir aile danışmanı olacakmış. Kadının soyadı hakkı bile aileye
zararmış, çocuk üzerinde olumsuz etkileri olurmuş. Çocukları asıl olumsuz
etkileyen; şiddet, istismar ve bunların üzerinin örtülmesidir. Kadın
cinayetleri ve çocuk istismarları verileriyle ilgili olarak takip süreci
başlattığımızın; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı,
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı’na yapılan bilgi edinme
başvurularının sonuçsuz kalmaması için kamuoyu oluşturacağımızın bilinmesini
istiyoruz. Takip, tehdit, taciz, istismar ve tecavüz vakalarında mağdurun
kişisel bilgilerinin koruma altına alınmasının resen gerçekleşen bir hak
olmasını, güvenlik açığı oluşturmayacak şekilde korunmasını savunacağımızın
bilinmesini istiyoruz. Bu bağlamda İstanbul İl Kadın Kolları olarak
Beyoğlu’ndaki taciz vakası için adli makamlara müdahillik dilekçemizi
verdiğimizin, şüphelilerin tutuklu yargılanmaları ve emsal oluşturacak şekilde
üst sınırdan ceza almaları için sürecin takipçisi olacağımızın da bilinmesini
istiyoruz. Yasaları güçlendirerek, kadınların refahını artırarak devam etmek
zorundayız. Kadınların çalışma hayatına katılımını kolaylaştırmak, istihdam
politikaları uygulamak yerine kadının eve hapsolmasını destekleyen bir iktidar
karşımızda duruyor.
Biz de tam bu zihniyetin karşısında kadınların eşitlik mücadelesinin yanındayız. Hukuki ve psikolojik destek hizmetlerimizle hayatın her anında kadınların yanındayız. Kreşlerden yurtlara, istihdamdan eğitime cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir toplum için var gücümüzle çalışıyoruz. Kadın ve çocuk refahını önceleyen sosyal politikalarımızla güçlü kadınlarla güçlü bir gelecek tahayyül ediyoruz. Buradan tekrar vurgulayalım; Kadınlar mahkûm etmeye çalıştığınız çaresiz hayatlara mecbur değil. Kadınlar ve çocuklar yoksulluk, şiddet, uyuşturucu ve suç sarmalındaki bir hayatın içinde ne zaman öldürüleceğini düşünerek yaşamayacak. Biz, bu düzene sessiz kalmayacağız. Bu düzenin kurbanı kadınlar ve çocuklar olmayacak. Kadınları ve çocukları koruyamayan, korumayan bu düzeni mutlaka değiştireceğiz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır demeye de, 6284’ü uygula demeye de devam edeceğiz. Kadınlar kadim şehrimizin sokaklarında yaşama katılacak, çocuklar huzurla büyüyecek! Son sözümüz; bedeli ne olursa olsun sonuna kadar birlikte mücadeledir. Kadınların ve çocukların güvende olduğu bir toplum düzenini sağlayana kadar durmayacağız! Çünkü kaybedecek tek bir kız kardeşimiz daha yok!
CHP Beykoz İlçe Kadın Kolları Başkanı Eylem Uzuner’in konuşmasının ardından CHP Beykoz İlçe Gençlik Kolları Başkanı Emre Mert Kılıç, CHP Beykoz İlçe Başkanı Mahir Taştan, CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Işıl Soyhan ve Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’de görüşlerini katılımcılarla paylaştı.
Haber: Beykoz Doğuş Haber
Fotoğraflar ve Video: CHP Beykoz İlçe Kadın Kolları Başkanlığı
Beykoz,CHP,CHP Beykoz,CHP Beykoz Kadın Kolları Başkanlığı,Eylem Uzuner