CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Beykoz Belediye Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirerek “Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler yalnız değildir.” dedi.
Beykoz Belediye Meydanı’ndan ilçe
sakinlerine ve basın mensuplarına yapılan açıklama öncesi CHP Beykoz İlçe
Başkanı Mahir Taştan açılış konuşmasını gerçekleştirerek, 31 Mart 2024 Yerel
Seçimleri’nde mazbatası geç verilirken olduğu gibi bugünde Beykoz halkının Belediye
Başkanı Alaattin Köseler’in yanında olduğunu, süreci yakından takip ettiklerini
ifade etti.
İlçe Başkanı Mahir Taştan’ın ardından
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik gerçekleştirdiği konuşmasında “Sabahın 4’ünde
65 yaşında Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Beykoz halkının iradesiyle
seçilmiş belediye başkanımızın evine çok sayıda polisle bir baskın gerçekleşti.
Daha kapıyı açar açmaz aile ortamı kameralarla kayıt altına alınarak evin
içinde aramalar yapıldı. Ve Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler ve bir
grup belediyede görev yapan arkadaşımız gözaltına alındı. Kıymetli basın
mensupları, değerli İstanbullular kadim Anadolu toprakları tarihin her
döneminde büyük zulümlere, o zulüm karşısında da büyük adalet mücadelelerine tanıklık
etti. Ancak son 100 gündür, ülkemizde öyle hukuksuzluklar yaşanıyor ki, öyle
hukuk skandalları yaşanıyor ki, öyle zulüm uygulamaları yaşanıyor ki bu tür
uygulamalara tarihin çok kısıtlı dönemlerinde tanıklık ettik. Geçen hafta
burada bir hukuk skandalı yaşandı. Tam şurada, sol tarafta Beykoz Adliyesi
tabelasını görüyoruz. Belediye binasına 100 metre mesafedeki bir adliye
tabelasını görüyoruz. İki kurum yan yana. Geçen hafta buraya bir grup polis
memuru geldi. Ve buradan belirli dosyaları bir yazıyla istediler. O yazının
üzerinde Savcı Vekili’nin ismi vardı. Avukatlar evrakın Qr kodunu tarattılar.
Ama Sayın Savcı Vekili’nin evrakta imzasının olmadığını gördüler, herhalde bir
yanlışlık var diye düşündüler. Yetkililere dediler ki bu evrakta Sayın Savcı Vekili’nin
imzası yok, yetkililer Sayın Savcı Vekili’ni aradılar. O telefon konuşmasına
bizim avukatlarımız tanıklık ettiler. Telefon konuşmasında Savcı Vekili benim
böyle bir evraktan haberim yok dedi. Yani Savcı Vekili’nin evrakta bir imzası
yok, bir talimatı yok ancak Polis Memurları belediyeye geliyorlar ve buradan
evrak istiyorlar. Bunun sonucunda Belediye Başkanımız, bende o gün buradaydım
bizden dosyalar isteniyor ama evraktaki Savcı Vekili’nin ismi yazılı olan ismin
imzası yok evrakta. Biz her türlü konuda bilgileri, belgeleri, dokümanları
paylaşmaya hazırız, verilmeyecek hiçbir hesabımız yok ancak sahte bir evrakla
bizden dosyalar isteniyor dedi. Bir gün sonra Başsavcı’nın imzasıyla yeni bir
evrak getirildi. Ve Belediye Başkanımız dosyaları teslim etti. Neden
anlatıyorum bunu, bu uygulamaları yakın tarihte FETÖ operasyonlarından
biliyoruz. O zamanda işte şafak operasyonları düzenlendi, o zamanda sahte
belgeler düzenlendi, o zamanda sahte haberlerle inşalar gözaltına alındı, ceza
evine koyuldu. Sadece Beykoz’da mı yaşıyoruz bunu, bu zulmü yalnızca Beykoz’da
mı yaşıyoruz son 100 gündür, hayır. İlçe Başkanımız söyledi siyasi
partilerimizin Genel Başkanları tutuklu vaziyette. Belediye Başkanlarımız;
Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat Silivri zindanında, Esenyurt Belediye
Başkanımız Ahmet Özer Silivri zindanında, gazeteci tutuklu, akademisyen tutuklu
sokakta röportaj yapan 75-76 yaşında ki vatandaş tutuklandı adli kontrol
şartıyla serbest bırakıldı. 3 hedefleri var bu gözaltılarla, bu baskılarla, bu
uygulamalarla. Birincisi Türkiye bir kriz sarmalının içerisinde. 22 yıldır
Türkiye’yi yöneten siyasi iktidar Türkiye’yi içerisinde soktuğu krizden çıkış
yolu bulamıyor. Toplumun gerçek sorunlarının üstünü örtmek istiyor. Türkiye’nin
güvenlik krizi konuşulmasın istiyorlar. Bir köyde 8 yaşında bir çocuk
katlediliyor bir köy üstünü kapatmaya çalışıyor, bu konuşulmasın istiyorlar. Bolu’da
onların denetimsizlikleri yüzünden canlarımız yandı. Bunlar konuşulmasın
istiyorlar. Bir sabah uyandığımızda bebeklerin yaşamından kar elde etmeye
çalışan bir çeteyi Türkiye öğreniyor bunlar konuşulmasın istiyorlar. Türkiye’nin
hayatın her alanında ki adalet krizi konuşulmasın istiyorlar. Türkiye’yi
sürükledikleri ekonomik yıkım, emeklinin, emekçinin, işçinin durumu
konuşulmasın istiyorlar. Birinci amaçları Türkiye’nin gerçek sorunlarının
üstünü örtmek. İkinci amaçları toplumu korkutmak, sindirmek gözdağı vermek. Ya
benim arkama hizalanırsın ya benim dediğim gibi davranırsın ya da kim olursan
ol ister bir siyasi partinin Genel Başkanı, ister sokaktaki 76 yaşında sıradan
vatandaş seni alırım, gözaltına alırım tutuklarım diyorlar. Toplumu korkuyla ve
baskıyla susturmaya çalışıyorlar. 3. Amaçları da önümüzde ki siyasi süreci
dizayn etmek istiyorlar. İşte tam bugün sabah, gece yarısı da Beykoz’da yaşanan
budur. Tam Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun Genel Başkanımızın
Ankara’da tarihi toplantılar gerçekleştirdiği bir günde Cumhuriyet Halk Partisi’nin
Cumhurbaşkanlığı Aday Adaylığı ile ilgili sürecinin startının verildiği bir
günde zaman ayarlı bir operasyonla zamanını ayarlayarak Beykoz Belediyesi’ne
bir operasyon yaparak Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar yürüyüşünü engellemek
istiyorlar. Rakiplerini kendilerine göre belirlemek istiyorlar. Oyunun
kurallarını kendileri çizmek ve kendileri belirlemek istiyorlar.
Siyasallaştırdıkları yargıyla, kolluk gücüyle, tahakküm altına aldıkları medyayla
önümüzdeki siyaset sürecini dizayn etmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz.
Buna fırsat vermeyeceğiz. Ankara’da bir kişinin çizdiği sınırlar içerisinde
oyunlar oynama dönemi bitmiştir. 23 Mart’ta sandığı kuracağız. Türkiye’nin dört
bir yanında Cumhurbaşkanı Adayımızı ön seçimle belirleyeceğiz. Cumhurbaşkanı
Adayımız çıkacak parti programımızı, Türkiye vizyonumuzu, Türkiye’nin
sorunlarını nasıl çözeceğini toplumla paylaşacak, erken seçim talebimizi dile
getireceğiz. Erken seçimi bir toplumsal talebe dönüştüreceğiz. Erkan seçim
sandığını vatandaşın önüne koyacağız ve bu topraklarda herkesin adalet
içerisinde yaşadığı, özgür bir biçimde yaşadığı ve demokrasinin yeniden tesis
edildiği günleri hep birlikte getireceğiz. Beykoz Belediye Başkanımızın
sürecini yakından takip ediyoruz. Biz burada bir siyasal mücadeleyi verirken avukatlarımız
şuanda Vatan Caddesi’ndeler. Sürekli olarak Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin
Köseler ve diğer arkadaşlarımızla ilgili avukatlarımız görüşmeleri yapıyorlar.
Oradaki hukuksal süreci takip ediyoruz, takip etmeye devam edeceğiz. Süreçle
ilgilide sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz. Hem hukuksal anlamda hem
siyasi anlamda mücadelemizi sürdüreceğiz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep
beraber ya hiçbirimiz demeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in
konuşması sonrası basın açıklaması sona erdi.