Başlık bile
insanı ürkütüyor ve düşündürüyor. Öyle meslek erbaplarının uzmanlık alanlarına
girip de kafa şişireceğimi zannetmeyin.
Ali
evlenmiş, Güllü kocaya gitmiş, atı alan Üsküdar’ı geçmiş muhabbeti de değil bu
muhabbet.
Birçok
sektörün yıllar içerisindeki tekelleşmesi sebebiyle neredeyse o bilinen
sektörlere artık girmek çok zor, çıkmak ise ondan daha zor.
Konuyu
biraz basitleştirip uzayan yıllara faydası olabileceğini ve daha etkin
çalışmaların yapılabileceğini düşündüğüm için ucundan azıcık iki konuya
değineceğim. Ya tutarsa, devamı tabii ki gelir âlim Allah.
Eskiden
siyaset yetenek ve gönül işiydi, bu konuda yeteneği olan birde aileden gelen
sevgisi olan yavaş yavaş siyaset jimnastikleri yaptıktan sonra, olgun bir genç
olarak aklına basan bir siyasi anlayışına göre basamaklarını tek tek çıkarak en
üst noktalara gelmeye çalışmaktaydılar.
Günümüzde
öylemi ya, tabi ki koca bir hayır. İstisnanın dışında birçok güncel siyasetçi,
siyasetin özünü bilmeden siyasetin en uç noktalarındaki kişilere özenerek, en
aşağı basamaktan akılları sıra birisinin etrafında çıkış yakalayacağını
düşünerek emme-basma tulumbacılığa başlıyor. Siyasi entrikalardan dolayı o bel
bağladığı kişi aldığı siyaset yarasıyla ortadan çekilinde, bu gözü yukarılarda
olan siyaset heveslisi muhteremler, hep yeni çıkış yapan siyasetçilerin yanına
tünemeye devam ederler. Birde bakmışsınız bu yöntem ile yıllar geçmiş saçlar
ağarmış, bir şekilde kazandığı para ile göstermelik kazanma şansları olmayan
birkaç yere aday olduktan sonra artık kendilerini o partinin en ileri gelen
siyasetçisi olarak ahkâm kesmeye başlarlar.
Bir diğer
taraftan da aynı yöntemler ile STK dünyasının yanından geçmeyenler, hatır gönül
ilişkileriyle STK’larda kendilerine yer bulurlar. Sonra bir yerlerini koydukları
sandalyelerini oynata oynata etrafındaki sandalyeleri devirerek kendilerine yer
açarlar. Birde bakmışsınız kendisinin bile inanmadığı sözler sarf ederek, zaman
zaman iktidar veya muhalefet partilerinin yöneticilerini bile kandırıp STK
yöneticisi veya başkanları olmuşlar.
Yetmiyor
ki, ardından yüzergezer mantığı ile ziyaret ettikleri ve en popüler destekçileri
gibi göründüğü STK’ları ziyaret edenler, kafalarındaki tilki planı uygulamaya
koymak için bir müddet sabrederler. Sonrasında ne mi olur STK dünyası içi boş
veya dolu kâğıt kalem üzerinde de olsa, yeni yeni STK’lar kazanmış olur.
Yukarıdaki
sözlerimde, işini layığıyla yapan siyasetçilere, kamu yöneticilerine ve STK
Yöneticilerine asla lafım yoktur. Allah yollarını açık etsin.