Değerli
Dostlarım mübarek Ramazan ayı sonrası bir kere daha bayrama kavuştuk. Allah
tuttuğumuz oruçları kabul etsin. Bırakın ülkeyi, tüm dünya olarak zor bir
sınavdan geçiyoruz. Ülkemiz gibi bu süreci iyi yöneten ülkeler yavaş yavaş
normalleşme adımları atmaya başladı.
Bazı ülkeler
bizim gibi konuyu çok itinalı takip ederek, planlamaları doğrultusunda hedefe
doğru ilerlerken, bazı ülkeler de ekonomik çıkarları doğrultusunda erken
iyileştirme sürecine girmekten çekinmiyorlar. Bu sebeple hem yurt içerisinde,
hem de yurt dışında tedbirleri hiç elden bırakmamamız gerekmekte.
Bu iyiye
işaret ama gelin korona bitene kadar zorunlu olmadıkça evlerimizden dışarı
çıkmayalım. İzolasyonumuzu koruyalım, sosyal mesafemize dikkat edelim. Şimdi
sizleri biraz ileriye götürmek istiyorum. Allah izin verirde o günleri görürüz
inşallah.
Koronavirüsün
bittiği günlere götürmek istiyorum sizleri dostlar. Sokağa çıkma yasakları
bitmiş, maske takma zorunluluğu ve yaş kısıtlamaları ortadan kalkmış, herkes
özgürce sokaklara çıkıyor ohhh mis değil mi?
Sağlık
Bakanlığı’nın sürecin başından beri vurguladığı sosyal mesafe kuralı bitmiş…
İşte orada biraz duralım.
Değerli
Dostlar, bu süreçte çok düşünme fırsatım oldu. Korona’da uyguladığım sosyal mesafe
kuralını neden korona bittikten sonra yüze dost kalbe hainlere karşı,
arkanızdan atıp tutup yüzünüze şirin görünenlere, günlük dedikodusunu yapmadığı
zaman rahat edemeyenlere, hasetlikten çatlayanlara, işleyen tekerleğe sürekli
çomak sokmak isteyenlere, karşı uygulamaya devam etmiyoruz.
Bence hayat
normale döndüğünde sosyal mesafe kuralını bu insanlara karşı, eksiksiz bir
şekilde, uygulamaya devam etmeliyiz. Eğer uygularsak beden sağlığımız bir yana
ruh sağlığımızda rahata erer.
Çünkü bir
kişi, bu sayılan tüm kötü davranışların, dost bildikleri tarafından yapıldığını
bildiği halde; saygısından, edebinden susuyorsa hem ruh sağlığı hem de beden
sağlığında bozulmalar meydana gelir.
Naçizane siz
Değerli Okuyucularıma önerim, inşallah koronavirüs bittiğinde bu sosyal mesafe
kuralını uygulamanız. O zaman gerçek dostlarınızın kıymetini daha iyi
anlayacaksınız. O zaman siz bu kötü kişilerin dedikodu çarklarına çomak
sokacaksınız, işlemez hale getireceksiniz. Sözüm ona dostlarını birbirine düşürmede mahir
özelliğini kullanan bu hayırsızlara ağır bir darbe vurmuş olacaksınız.
Kimileri bu
süreçte evde sıkıldım. Annemi Babanı göremedim, Torunlarımı göremedim şeklinde
yakınmaktalar. Değerli Dostlar, herkesin evinde televizyon, akılla telefonlar,
tabletler envai çeşit teknolojik alet var. Yapmayın etmeyin bu virüs 1980’li
yıllarda TRT’nin tek kanal olduğu, bırakın televizyonu ev telefonlarının bile
her evde olmadığı yıllarda karşımıza çıksaydı ne yapacaktık. Her şerde bir
hayır vardır. Sabrın sonu selamet. Biraz daha sabır…
Bu vesileyle
tüm İslam âleminin Ramazan Bayramını en içten dileklerimle tebrik eder,
büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpeceğimiz nice sağlıklı ve mutlu
Bayramlara erişebilmeyi Cenab-ı Allahtan diliyorum…