Siyasi hareketlilikten öte, canlı
ayırmaksızın şiddete uğramış ve sonun da canı yanmış herkes adına, farkındalık
oluşturmak için yazımı kaleme alıyorum.
Kısa süre önce kendi işletmesinde ayrılmak
istediği ve tehdit edildiği için, şikâyetçi olduğu eşi tarafından kafasından
vurularak öldürülen kadını ulusal medyada haberlerde izlediğinizi ön görüyorum.
Bu haberlerin hepimiz için olağan hale
gelmesi en büyük çekincemdir. O kadar çok kadın erkek cinayeti duyuyor,
izliyoruz ki aklımız bir yerden sonra daha alçak perde de tepki veriyor.
Hâlbuki şiddet dediğim sözde şiddet değil,
tamamen gerçek ve dibine kadar can yakan, hayattan koparan cinsinden.
Düşünsenize bunlar sadece duyduklarımız,
çevremizde gördüklerimiz, o kadar çok var ki sözlü ya da fiziksel şiddete
uğrayan, iş yerinde işveren baskısı, akran baskısı büyük küçük dinlemeden
yaşananlar öyle derin ki, tüm yaşananlara rağmen yasalar önünde yine de mağduriyet
yaşayan insanlar...
Okurken bile içiniz karardı değil mi? Hatta
sizlerde çevrenizden bildiklerinizi aklınıza getirdiniz, bir an da örnekler iki
katına çıktı. Dur demek bizim elimizde, yasaların daha caydırıcı olması, iyi
hal indirimlerinin en azından bu tarz davalarda belirleyici olmadığı durumları
görmek istiyoruz artık.
Aksi halde bugün haberlerde izlediğimiz
olaylar, yârin tanıdıklarımızın, yan komşumuzun ya da bizim başımıza
gelebilir. Can yanmadan tedbir almak en
iyisi olsa gerek…