Saadet Partisi Beykoz İlçe Başkanlığı Paşabahçe Meydanında basın açıklamasında bulundu. Basın açıklamasının orijinal alini okuyucularımızla paylaşıyoruz.
SAADET PARTİSİ BEYKOZ İLÇE BAŞKANLIĞI
"GEÇİM İTTİFAKI" - BASIN AÇIKLAMASI
(12
Haziran 2021)
Kıymetli misafirlerimiz, basınımızın güzide
mensupları, çok değerli (Beykozlular);
Sizleri hürmet ve muhabbetle selamlıyor; basın
açıklamamıza gösterdiğiniz ilgi, alakanız ve katılımınız için şükranlarımı
sunuyorum.
Kıymetli hemşerilerim; ülkemizin, şehrimizin ve
insanımızın dertleri her geçen gün katlanmaktadır.
Siyasetteki skandallar, ekonomideki beceriksizlikler
ve salgın süreci derken insanlarımız adeta patlama noktasına gelmiştir.
İktidardaki arkadaşlar gündemi meşgul etmek ve
ekonomik krizi gölgelemek için her geçen gün yeni bir müjde vermeye
çalışıyorlar ama kendileri dahi bunlara inanmıyorlar, içten içe gülüyorlar.
Ne siyasette ne de ekonomide artık mızrak çuvala
sığmıyor, beceriksizliğin, yanlış politikaların bedeli bugün halkımıza
ödetiliyor ve gelecek nesillerimize fatura ediliyor.
Biz Saadet Partisi olarak, insanımızın, ülkemizin,
devletimizin sorunlarını konuşuyor, iktidarın yanlış politikalarını eleştiriyor
ve bunların çözüm yollarını gösteriyoruz.
İktidardaki arkadaşlar ise dertlere derman olmak
yerine dertlerden besleniyorlar, onları bilerek büyütüyor ve
derinleştiriyorlar.
Her geçen gün sayıları artan mazlumlar, mağdurlar ve
mahzunlar ordusu, iktidarın tutum ve davranışlarındaki akılsızlığa ve
yanlışlara en açık delildir.
Bütün bunlar ehliyet ve liyakatin esas alınmadığı bir
yönetim anlayışının doğal sonucudur.
Çetelerin ortaya çıkması, mafyanın türemesi, mide
bulandırıcı siyaset-medya-mafya üçgeninin oluşmasının temel nedeni işte bu
yönetim anlayışıdır.
Bu anlayışta olanlar ise milletin geçim derdini
umursamamaktadır.
Kıymetli hemşerilerim; yönetme kabiliyetini
yitirenler, iyi gün - kötü gün demeden vergi toplayanlar; esnafımızı ve
topyekûn insanımızı zor günlerinde yalnız bıraktılar.
Vatandaşın derdi ile dertlenmeyi külfet görenler,
kendi itibarları uğruna milletimizin emeklerini israf ettiler.
Kendileri ve yakınları varlık içinde yüzerken,
milyonların geçim derdini görmezden geldiler ve maalesef inatla görmezden,
duymazdan gelmeye devam ediyorlar.
Yanlış politikalarında ısrarcı olarak ekonomiyi
çıkmaza soktular, insanımızı hayat pahalılığına ve geçim sıkıntısına maruz
bıraktılar.
İşçiyi, esnafı, memuru, emekliyi dert sahibi yaptılar.
Sanayicimizin, çiftçimizin, besicimizin üretim arzusunu kırdılar; bankalara
köle yaptılar, faiz lobilerinin ekmeğine yağ sürdüler.
"Devlet olarak zor günlerden geçiyoruz."
diyerek insanımızın duygularını sömürdüler; vatandaşımıza zor günlerinde sırt
çevirdiler.
Bugün ülkemizde olduğu gibi şehrimizde de;
Siftah yapamadan dükkân kapatan, pandemiden dolayı
iflas eden yüzlerce esnafımız var!
Bu caddelerde, sokaklarda işsiz gezen ve gelecek
hayalini yurt dışında yaşamak üzere kuran binlerce gencimiz var!
Başını yastığa koyduğunda, ay sonu nasıl gelecek, kira
ve faturalar nasıl ödenecek diye kara kara düşünmekten gözlerine uyku girmeyen
on binlerce insanımız var!
Maalesef, geçim sıkıntısının bunalımıyla intihar
edenler var!
Yarınlara umutla bakması gerekirken geleceğe kaygıyla
bakan gencecik kardeşlerimiz var!
En büyük hayali sorulduğunda, “Babamın iş bulması ve
borçlarımızı ödeyebilmesi” cevabını veren yavrularımız var!
Çocuğunun istediğini alamadığı için evine geç giden ve
sabah okula giderken bir simit parası veremediği için hicap duyan nice
ana-babalar var!
İçinde bulunduğumuz bu perişan halin bir tek sorumlusu
varsa, o da ülkeyi yöneten iktidardır!
Maalesef iktidar meselelere yanlış yaklaşmakta, “ben
yaptım oldu” mantığını esas alan bir yönetim anlayışı ortaya koymaktadır.
Türkiye’mizin bir an önce vakit kaybetmeden bu
anlayıştan kurtulması gerekmektedir.
Adeta her gün yapılan zamlar, milletimizin sırtına
yüklenen ağır vergiler, esnafımıza bir tülü verilmeyen destekler, işsiz
bırakılan insanlarımız...
Ve vatandaşlarımızın çok büyük bir kısmı açlık ve
yoksulluk sınırının altında hayata tutunmaya çalışırken, bunca sorunumuz
varken, bu sorunların çözümüne ilişkin bir tek doğru adım atılmıyor.
İktidar yanlış yapıyor, daha da kötüsü bu
yanlışlıkları bilerek, isteyerek ve hatta inadına yapıyor!
Geçtiğimiz günlerde Sn. Ak Parti Genel Başkanının
ifade ettiği; "Aç olarak dolaşanları buyurun, siz de doyuruverin!"
sözlerinden hicap duyduğumuzu ifade etmek isteriz.
İnsanımızı aç ve yoksul bırakanlar, kendileri değil mi?
Kıymetli hemşerilerim; müsterih olun, umudunuzu hiç
kaybetmeyin! Biz varız!
Biz, yolsuzluğun her türlüsünü, israfı ve verimsiz
harcamaları önlemek için buradayız, hazırız.
Yanlış yönetilen kaynakları vatandaşımıza aktarmakta
kararlıyız!
Biz, ülkemizde açlık ve yoksulluk diye bir problem,
geçim derdi diye bir dert kalmasın diye buradayız, çalışıyoruz ve sizlerle
beraberiz.
Değerli arkadaşlar…
Tekrar ifade ediyorum; umutsuzluğa yer yok, karamsar
olmaya hiç gerek yok!
Karanlığın en koyu olduğu an şafağın en yakın olduğu
andır. Herkes bilmeli ki; şafak yakın!
Evet, dert var, sorun var ama çözüm de var; işte biz
buradayız!
Bizler Saadet Partisi olarak insanımızın geçim
mücadelesine destek olmak, insanımızı dinlemek, sesine ses olmak ve sorunlarına
çözüm üretmek için hep birlikte bir
“Geçim İttifakı” kuralım istiyoruz!
Türkiye'nin bugünkü haline bakıp da üzülen, bunalan,
yorulan ve sıkılan her bir vatandaşımıza "Geçim
İttifakı"nda bir araya gelme çağrısında bulunuyoruz.
Çünkü iktidarın yanlış ekonomi politikalarındaki inadı
ve insanımızın derdine duyarsız kalması sebebiyle geldiğimiz noktada; sorunlar,
sıkıntılar, problemler artık mutfaklardaki tencerelere
dayanmıştır.
Biliyoruz ki uzun zamandır giderek daha da pahalıya
kaynayan hepimizin evindeki bu tencere;
artık kaynamaz hale gelmiştir.
Görüyoruz ki iktidar umursamasa da görmezden gelse de
evlerimizdeki bu tencere; aş değil,
dert pişirmeye başlamıştır!
İnsanımızın çarşı-pazardan eli boş dönmek zorunda
kalması nedeniyle bu tencere; artık
dolmaz hale gelmiştir!
Şehrimizdeki, ilçelerimizdeki, mahallelerimizdeki
birçok hanenin ocağındaki bu tencere;
artık patates-soğanı dahi bulamaz hale gelmiştir!
İnsanımız güzelim İstanbul’u bir bir terk etmeye
başladı
Kirasını ödeyemiyor, evine ekmek götüremiyor hayat
yaşanmaz bir hale gelmiş durumda
Yüksek kiralara yetişemiyor, tenceresi kaynamıyor,
işsizlikle boğuşuyor bu da yetmezmiş gibi trafikle, deprem korkusuyla kendini
köyüne atmak istiyor
İstanbul’un tarihini, siluetini bozdukları yetmedi
şimdi de dokusunu, gündelik yaşamını tarumar ediyorlar
Bu gidişata birazcık olsun engel olmaya çalışan,
insanımızın dertlerini hafifletmeye çalışanlara da engel oluyorlar
Tenceresi kaynamayan, ocağı tütmeyen hanelerin
istikbalini iktidardaki arkadaşların ikbaline feda ettirmeyeceğiz
İşte bu nedenlerle biz Saadet Partisi olarak;
-Hayat pahalılığına,
-Adaletsiz gelir dağılımına,
-Üretmeyen ekonomiye,
-İşsizliğe,
-Ağır vergilere,
-İtibar uğruna yapılan israflara karşı çıkarak;
“Bu tencerede artık dert değil, aş pişirmek istiyorum.” diyen
Tüm
vatandaşlarımızı,
Hepimizin ortak
gündemine; Geçim İttifakı’na davet ediyoruz!
Mutfağımıza,
evimize, sokağımıza, mahallemize, ilçemize, şehrimize ve de ülkemize hep
birlikte sahip çıkalım istiyoruz!
İşimize,
aşımıza, kendimize ve geleceğimize hep birlikte sahip çıkalım diyoruz!
Çünkü biz daha iyisine, en iyisine layığız, bizim
diğer toplumlardan hiçbir eksiğimiz yok, hatta fazlamız var.
Biz sadece yanlış yönetiliyoruz ve bunu hak etmiyoruz!
Saadet Partisi olarak bu yanlış yönetim anlayışının
sebep olduğu sıkıntılara artık daha fazla katlanmak zorunda değiliz diyoruz.
Şimdi Geçim
İttifakı Acil Eylem Planımız çerçevesinde hazırladığımız çözüm önerilerimizi
sizlerle paylaşmak istiyorum:
1.İsraf ekonomisinden üretim ekonomisine geçilmeli,
özellikle gıda enflasyonunu önlemek öncelikli hedef haline getirilmelidir.
2. Açlık sınırının dahi altında düşen asgari ücret
yeniden düzenlenmeli ve bu ücretlerden vergi alınmamalıdır.
3. Yeni istihdamlar vergi indirimleri ve hibelerle
desteklenmelidir.
4. Girişimcilere yönelik finansman olanakları
genişletilmeli; katılım yapıları oluşturulmalıdır.
5. Esnafımıza acilen Sicil Affı getirilmeli, yeni ve
bembeyaz bir sayfa açmaları kolaylaştırılmalıdır.
6. İş kurma ve iş yapabilme süreçleri hızlandırılmalı,
bunaltıcı bürokratik engellerin tamamı kaldırılmalıdır.
7. Kredi kartı faiz oranları düşürülmeli; yerli malı
ürünlerde vade sayısındaki artışlar teşvik edilmelidir.
8. Bankaların pos cihazı komisyon oranları sıfırlanmalı
ve para akışlarındaki gecikmeler kaldırılmalıdır.
9. Elektrik, su, doğalgaz, internet ve iletişim
giderleri gibi sabit giderlerden alınan vergiler azaltılmalı ve uzun vadede
kaldırılmalıdır.
10. Esnaf ve sanatkârlarımızın küçük ölçekli işlemlerde
yaşadıkları kısa dönemli ödeme aksaklıklarının giderilmesi için ivedilikle bir
fon oluşturulmalıdır.
Bunlar acilen atılması gereken adımlar kıymetli
hemşerilerim...
İnsanımızın, esnafımızın, asgari ücretli
çalışanlarımızın hızlı bir şekilde toparlanması ve bir nebze de olsa rahat
nefes alabilmesi için hayata geçirilmesi gereken adımlar..
İnanın bunlar zor değil, yeter ki vatandaş odaklı
politikalar esas alınsın.
Yeter ki, insanımızın derdini, geçimini önceleyen
kadrolar iş başında olsun...
Herkesi bunları düşünmeye, bu sese kulak vermeye ve bu
çağrımıza ortak olmaya, milletin
derdiyle dertlenen kadroları yetkilendirmeye davet ediyoruz.
Yüzlerimizdeki tebessümü, evlerimizdeki neşeyi,
işimizdeki bereketi yeniden kazanacağımız günler temennisiyle,
Basın açıklamamıza katılımınızdan dolayı her birinize
tekrar teşekkür ediyor; sağlıklı ve hayırlı günler diliyoruz.