Vatan Partisi Beykoz İlçe Başkanı Hakan Ekiz, Kavacık’ta ki ilçe merkezinde basın açıklaması düzenledi. İlçedeki yoğun haber trafiğinden dolayı katılamadığımız basın açıklamasının fotoğraflarını ve metnini orijinal haliyle okuyucularımıza aktarıyoruz.
HDP PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MECLİSTEKİ TEMSİLCİSİDİR ASLA SİYASİ
BİR ÇÖZÜM OLAMAZ
Değerli Beykoz halkı, partililerimiz ve basın emekçilerimiz, son
günlerde CHP yöneticileri tarafından açık açık, İyi Parti sözcüleri tarafından
ise korkarak dillendirilmeye başlanan “Kürt sorunu vardır” ve “Kürt sorunu TBMM
de çözülmelidir ” söylemleri, üstelik bu söylemlerin Türk Ordusu ve devletinin
PKK terör örgütü ile mücadelesinde büyük başarılar elde ettiği, terör örgütünün
eylem yapamaz hale geldiği bir zamanda yapılması çok dikkat çekici ve
manidardır.
Öncelikle Türkiye’nin “Kürt sorunu” diye bir sorunu yoktur.
Sorun, Türk ordusunun kafasını ezdiği PKK’nın ve onu kara gücü olarak ilan
eden, binlerce TIR silah desteği veren ABD ile bunlardan kirli desteğini asla
esirgemeyen Avrupa ve İsrail’in PKK terör örgütünü kurtarma sorunudur. Bu
ülkenin ayrılmaz ve asli bir parçası olan ve PKK terör örgütünün zulüm ve
katliamlarından en büyük zararı gören Kürt kökenli yurttaşlarımız ile bütün
Türk halkının sorunu ise PKK terörünün bitirilmesidir.
CHP’nin başını çektiği
muhalefet partilerinin, evlatları HDP vasıtasıyla kaçırılarak PKK ya teslim
edilen, Kürt kökenli anne ve babaların feryatlarına ve HDP/PKK işbirliğini ifşa
eden, somut, kanıta dayanan açıklamalarına kulaklarını tıkamaları, Biden’dan
almış oldukları HDP’yi yasallaştırma ve PKK terör örgütünü kurtarma görevinin
bir gereğidir. Bu görevin en önemli ve can alıcı kısmı HDP’yi Kürt kökenli yurttaşlarımızın
temsilcisi olarak gösterme çabasıdır. Bu kocaman bir yalandır ve emperyalist
bölünme projesinin en önemli dayanağıdır. HDP KÜRT KÖKENLİ YURTTAŞLARIMIZIN
DEĞİL, ONLARA ZULM EDEN, KATLEDEN, ÇOCUKLARINI DAĞA KAÇIRAN PKK’NIN
TEMSİLCİSİDİR.
ABD ve Batı emperyalizminin Türkiye’ye düşmanlık etmesi,
Türkiye karşıtı ve bölücü terör yapılanmalarını kurması ve himaye etmesi son
derece normal ve alışılmış bir tutumdur. Ancak bizlerin anlamadığı ve asla
kabul etmeyeceği şey, bu emperyalist saldırıların ve düşmanlıkların, muhalefet
tarafından desteklenerek, hükümet ve Recep Tayyip ERDOĞAN karşıtllığı kisvesi
altında VATAN VE MİLLET DÜŞMANLIĞI haline gelmiş olmasıdır.
Kendilerine muhalefet partileri diyenler, HDP’nin sözde Kürt
sorununun sözde çözüm merkezi olduğunu söyleyebilecek kadar akıl tutulması
içinde olarak, Türkiye’ye ve milli çıkarlarımıza muhalefet etmeyi alışkanlık
haline getirmişler, dolayısıyla emperyalizmin işbirlikçisi durumuna
düşmüşlerdir.
Diyarbakır’a Abdullah Öcalan’ın heykelini dikeceğini, PKK’nın
Türk ordusunu tükürüğü ile boğacağını söyleyenler, Türk ordusunun PKK terör
örgütünü bitirmek üzere başladığı hendek operasyonlarında, kürt kökenli
yurttaşlarımızı devlete isyan etmeye, PKK terör örgütüne destek olmaya
çağıranlar, PKK talimatları gereğince, özerklik ve ana dilde eğitim
söylemleriyle Anayasanın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez
maddelerini sorgulama cüretini gösterenler, bu ülkedeki hiç bir çözümün bir
parçası olamazlar, onlar ancak bölücü terör sorununun bir parçası olabilirler.
HDP her türlü pervasız ve küstah eylem ve söylemiyle, Türkiye
karşıtlığını ve PKK terör örgütü sözcülüğünü ve destekçiliğini kanıtlamış iken,
Anayasa mahkemesi tarafından yukarıda saydığımız ve daha bir çok suçlama ile
yargılanırken bunları sözde sorunun, sözde çözüm ortağı gibi görenler ya cinnet
halinde ya da büyük bir ihanetin içindedirler.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin gayrı milli tutum, söylem ve
eylemleri bununla da kalmamıştır. CHP uzun süredir, Atlantik mevzilerinde
üstlendiği, Türkiye karşıtı yıkıcı programını ve eylemlerini, karadan ve
denizden sürdürmektedir. Mavi Vatana düşmanlık ve “Kürt sorununda HDP
Muhataptır” çıkışları CHP’nin Biden projelerindeki görevini bir kez daha açıkça
ortaya koymaktadır.
• Ünal Çeviköz’ün
yaptığı açıklama, CHP’nin açıklamasıdır. Bu ifadeler, Parti Sözcüsü Faik Öztrak
tarafından da “Kemal Kılıçdaroğlu’nun fikirleridir” diyerek sahiplenilmiştir.
CHP’nin bütün politikası budur ve yeni değildir.
• Kemal
Kılıçdaroğlu’nun geçmişte ısrarla ve defaten yapmış olduğu “yerel yönetim
özerklik şartını tanıyacağım” açıklamasının sebepleri, bugün HDP tarafından
yapılan açıklamalarla tamamen uyuşmakta ve anlamını bulmaktadır. Bütün bunlar
küresel bir işbirliği ve ihanet planının parçalarıdır.
• Mavi Vatandan
vazgeçmek, Ankara’dan vazgeçmektir. Diyarbakır’dan, Edirne’den, Konya’dan,
Muğla’dan vazgeçmektir. Nasıl bu vatan toprakları, bizimse ve tartışmasız
olarak egemenliğimize dahilse, Mavi Vatan’daki deniz yetki alanlarımız da
bizimdir.
• Türkiye, 2014’te
Vatan Partisi öncülüğünde Silivri Duvarlarını yıkmasıyla birlikte ve TSK’nın 24
Temmuz 2015’te PKK’nın üzerine gitmesiyle başlayan süreçle Atlantik kampındaki
zincirlerini kırmıştır. Kılıçdaroğlu’nun 180 derece tersine çevirmek istediği
dış politika işte budur.
• “Montrö
korunmalıdır” diye imzalar atan Emekli Amirallerimizin, Mavi Vatan’la savaşan
CHP’ye karşı neden suskun kaldıklarını anlamak mümkün değildir. Zira o bildiri bugün CHP’nin açıklamalarıyla
aynı mevziden yazılmış ve Amirallerimiz de buna alet edilmişlerdir.
• CHP ve İyi
Parti, PKK’yı yasallaştırmaktadır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Meral Akşener’in
muhatap olarak HDP’yi alması, PKK’yı muhatap almasıdır. HDP, PKK’nın kolu ve
bacağıdır. Kılıçdaroğlu’na yanıt veren HDP yöneticisi Sezai Temelli de bu
gerçeği, muhatap İmralı’dır diyerek, CHP’ye PKK’nın partisi olduklarını
doğrudan bir kez daha hatırlatmıştır.
• CHP’nin içindeki
vatansever, milliyetçi ve Atatürkçü insanlarımıza sesleniyoruz. Ayakları bu
topraklara basan, yüreği Türk Milletinden yana olan, kalbi Mehmetçikle çarpan
hiçbir Atatürkçü ve hiçbir vatansever, CHP’de bir dakika dahi kalamaz,
kalmamalıdır. Üretenlerin ve Mavi Vatan’ın Partisi, Vatan Partisi’dir.
Vatan Partisi geçmişte “açılım süreci” denilen gayrı milli
emperyalist politikalarla nasıl kararlılıkla mücadele ettiyse, yıkıcı sonuçları
görülmüş ve yaşanmış olmasına rağmen bugün de aynı görevi üstlenmeye talip
olanlarla aynı şiddet ve kararlılıkla mücadele edecektir.
Ancak “Kürt kökenli yurttaşlarımızın sorunu” esas olarak
Meclisin iradesiyle ve Türk Ordusunun silahıyla çözülmektedir. Bu mücadeleye
karşı, içeriden yürütülen dış destekli her türlü sulandırma, karşı koyma ve
makul gösterme çabalarına rağmen, Türkiye’nin milli unsurları ve Türk Silahlı
Kuvvetleri TBMM’den aldığı yetki ve güçle mücadelesini sürdürecektir. Türk
ordusu ABD ve İsrail destekli silahlı dayatmaya silahla karşılık vermiş, vermeye
de devam edecektir. Bu çözüm Türk Milletinin iradesini temsil eden TBMM’nin
çözümüdür. Vatan Partisi olarak, kamuoyunun bilgisine sunduğumuz karar
teklifini, TBMM’nin karar altına almasını ve bu iradesini tüm dünyaya ilân
etmesini, Beykoz’dan bir kez daha talep ediyoruz.
Hakan
EKİZ
Vatan Partisi Beykoz İlçe Başkanı